"Gerçekten" haber verir 03 Ocak 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Ali FERŞADOĞLU

Tevekkülün kazandırdığı güç



Müslümanların zenginliklerini yitirmesi, geri kalması, fakirleşmesinin sebeplerinden birisi de tevekkülü yanlış anlamasıdır. Tevekkül, bir iş için lüzumlu şartları hazırladıktan, gerekli çalışmayı yaptıktan, sebeplere uyduktan sonra, neticeyi Allah’tan beklemektir, O’na güvenmektir.

Tevekkül, sebepleri bütün bütün reddetmek olmadığı gibi, neticeyi sebeplerden bilmek de değildir. Onların sadece bir perde, tesir sahibinin Allah olduğunu, ama onlara da müracaat etmek gerektiğinin idrakinde olmaktır.

Tevekkül, vehimleri, şüpheleri, vesveseleri yok eden iksirli bir ilâçtır.

Eğer insan Allah’a tevekkül etmezse, vicdânı devamlı sıkıntılar içinde kalır. Çünkü, o zaman tesadüflerin, tabiat hâdiselerinin oyuncağı olmaktan kurtulamaz.

Gerçek huzur ancak tevekkülle mümkündür. Çünkü, tevhîd teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül ise iki cihan saadetini gerektirir. (23. Söz)

Allah’a tevekkül etmeyenin ise ömrü sıkıntılarla doludur. Allah’a tevekkül etmeyen, insanlara güvenecek veya onlardan yardım bekleyecektir. İnsanlar âciz, zayıf oldukları gibi sözlerinde durmayabilirler veya imkân bulamayabilirler. O halde tevekkülsüzün ümidi kırılır, hayalleri söner, endişe ve vesveselere kapılır. Bu durum, gerçekten bir azaptır.

Sebeplere sarılmadan tevekküle kalkmak, tevekkül değil, tembelliktir. Kâinattaki düzen, sebeplere riâyet etmeyi gerektirir.

Kur’ân’da birçok yerde tevekkül emredilir. Bu âyet-i kerîmelerden bir kısmı şöyledir:

“Kudreti her şeye gâlip olan ve rahmeti her şeyi kuşatan Allah’a tevekkül et” (Şuarâ, 217.) “Allah’a tevekkül et, vekil olarak Allah yeter.” (Ahzâb, 3.)

Son derece aciz, miskin, zayıf ve ihtiyaçları kâinatın her tarafına dağılmış insanın ilim ve kudret gibi isim ve sıfatları sonsuz olan Kadîr-i Mutlak’a dayanması, güvenmesi, tevekkül etmesi, öylesine bir güç kaynağıdır ki, saymakla tükenmez.

Allah’a ve Kadere imanın fayda ve güzellikleri, tevekkül için de geçerlidir. Burada, tevekkülün insana kazandırdığı sayısız fayda ve güzelliklerden bazılarını şöyle özetleyebiliriz:

- Tevekkül eden; istikbal endişelerinden, korkularından kurtulur.

- Sıkıntı ve musîbetlere karşı dayanma gücü kazanır.

- Başkalarına dalkavukluk ve dilencilik edip zillet ve minnet altına girmez.

- Gayr-i meşrû yollara tevessül etmez: Tevekküle yapışılmazsa vicdân sıkıntı içinde kalır; tesadüflerin, tabiat hâdiselerinin oyuncağı olur.

- Rabbine itimadı artar ve “Beni benden ziyade terbiye eden bir Hafîzim vardır” der, tevekkülünü arttırır.

- Tevekkül, başımıza gelen hadiselerin (problem, sıkıntı, hastalık, âfet ve musibetlerin...) perde arkasını, gerçek mahiyetlerini; güzel ve faydalı yönlerini açıklayarak korku ve endişelerimizi yok eder. Psiko-sosyal dengemizin bozulmasına mâni olur. Daima ümitvâr olma, olaylara olumlu yaklaşma, olumsuzluklara direnebilme gücü aşılar. Korkunç olaylara pozitif bakış açısı getirir, korkularımızı yok eder.

- Tevekkül, hakikî zevke, ciddî teselliye, kedersiz lezzete, vahşetsiz kaynaşmaya sebep ve vasıta olan teslim rütbesini, rıza derecesini kazandırır.

Bir hadiste, “Siz Allah’a hakkıyla tevekkül edebilseydiniz, sizleri de, kuşları rızıklandırdığı gibi rızıklandırırdı: Sabahleyin aç çıkar, akşama tok dönerdiniz”1 diye buyurulur.

Dipnot:

1- Tirmizî, Zühd 33, (2345).

03.01.2009

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (05.01.2009) - Batı medeniyeti çöküşe mi gidiyor?

  (04.01.2009) - İsveç, Norveç'ten sonra darısı Türkiye'nin başına

  (03.01.2009) - Tevekkülün kazandırdığı güç

  (02.01.2009) - İman, tevekkül ve terakkî

  (01.01.2009) - İslâm ekonomisi, Esmâ-i Hüsnâ’ya endeksli

  (31.12.2008) - Saldırgan İsrail’in nevrotik yapısı

  (30.12.2008) - Kriz, çalışma şevkiyle aşılır

  (29.12.2008) - İmtihan, tekâmül ve çalışma

  (27.12.2008) - Ekonomik krizi aşma ve kalkınma imâna bağlı

  (25.12.2008) - Şiddete değil, şefkate dayalı cihad-ı mânevî

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır