Hz. Musa’nın Firavunun zulmünden kurtulup Medyen bölgesine gittiğinde yaptığı bir duâydı başlıktaki duâ. Yiyecek birşeyleri bulunmadığı için ağaç yapraklarını yiyerek günlerce yol yürümüş, aç ve bitkin düşmüştü. Bir lokma yiyeceğe bile şiddetle muhtaçtı. Buna rağmen ne yolda rastladığı çobanlardan, ne de kadınlardan birşey istiyor, derdini sadece Allah’a açıyor, ellerini kaldırıp, “Bana ihsan edeceğin her hayra muhtacım”1 diye yalvarıyordu.
Her şeyin sahibi Allah’tı. Her türlü nimet, rızık O’nun Elindeydi. Sonsuz hazinelerin sahibiydi Allah. Her şeyin dizgini O'nun elindeydi. O hem Hakim’di, hem de Rahim’di; rahmeti, ihsanı sonsuzdu. O'na yönelmek, O'ndan istemekten başka ne yapabilirdi?
Bu duâ ona nice hayır kapılarını açacaktı. Hiçbir şeyi yokken Hz. Şuayb gibi bir peygamberin yanında çalışma fırsatı bulacak, onun kızlarından biriyle evlenecek, Mısır’a eşiyle dönerken de Tur Dağında yanmakta olan bir ışık görecek, ateş almak için gittiğinde de Cenâb-ı Hakkın hitabıyla karşılaşacak ve kendisine bir kısım mû’cizelerle birlikte peygamberlik verilecekti. Demek O'nun ihsan edeceği hayırlar içerisinde bunlar da vardı. Duâsı büyük ve önemliydi. Sonsuz kudret sahibi Allah’tan istiyordu. Hem de muztar kaldığı bir anda istiyordu. Cenâb-ı Hak da bu hasbî ve halis kuluna ihtiyaç duyduklarını bol bol ihsan ediyordu.
Yoktan yaratan, nihayetsiz hazineler sahibi Allah neye kadir değildi ki!
Rabbinden, Mescid-i Aksa’ya hizmet etmesi için bir erkek çocuğu isteyen İmran’a da Hz. İsa’ya (as) anne olacak Hz. Meryem gibi bir kız çocuğu vermişti. Bu Allah’ın sevgili kulu, Cennetlik kadın Hz. Zekeriya’nın yanında Mescid-i Aksa’da hizmet veriyor, Cenâb-ı Hak gayb hazinesinden nice ihsanlarda bulunuyordu. Kur’ân bir âyetinde bunu şöyle anlatır: “Rabbi, onun adağını güzel bir sûrette kabul etti, Meryem’i güzel bir çiçek gibi yetiştirdi ve Zekeriya’nın himayesine verdi. Zekeriya ne zaman Meryem’in bulunduğu mihraba girse, onun yanında yiyecek ve içecek bulurdu. O, ‘Meryem, bunlar sana nereden geldi?’ diye sorar, Meryem ‘O Allah katındandır’ derdi. Muhakkak ki Allah dilediğini hesapsız şekilde rızıklandırır.” 2
Evet, Allah dilediğini hesapsız şekilde rızıklandırır ve ummadığı şekilde rızıklandırır: Ölçü yine Kur’ân’dan: “Kim Allah’ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakınırsa Allah ona bir çıkış yolu gösterir. Ve onu ummadığı bir şekilde rızıklandırır. Allah’a tevekkül edene Allah kâfîdir.” 3
Dipnotlar: 1- Kasas Sûresi: 24., 2- Âl-i İmran Sûresi: 37., 3- Talak Sûresi: 2-3.
06.01.2009
E-Posta:
[email protected]
|