Cihangir Bey: “1. Arkadaşım namaz kılmaya başladığı tarihten itibaren, ilk 3. yılın sonuna kadar tek başına kıldığı farz namazlarının 3. ve 4. rekâtlarında da bilmeyerek zammı süre okumuş, normalden fazla okumuş yani... Okulda din kültürü dersinde yanlışlığını öğrenince hemen düzeltmiş. Şimdi bu durumdan dolayı bu ilk üç yılın kazasını kılması gerekiyor mu? Yoksa bilmediğinden veya yanlışlığından dolayı özre girer mi? 2. Kaza namazlarında, her namazdan önce ezan okuyup, kamet getirmeli mi? Yoksa en başta bir kere ezan okuyup, kamet getirerek pek çok kaza namazı kılabilir mi? Bu hususta ölçü ne olmalı?”
1- Farz namazların bütün rekâtlarında Fatiha okumak, 1. ve 2. rekâtlarında Fatihadan sonra zamm-ı sûre okumak vaciptir. 3. ve 4. rekâtlarında ise yalnız Fatiha okunur, zamm-ı sûre okunmaz. Sünnet böyledir.
Farzların 3. ve 4. rekâtlarında bilmeyerek zamm-ı sûre okuyan ve namazı da bitiren birisi için yapacak bir şey yoktur. Bu hata ile namazının sıhhati bozulmamıştır. Yani namazını fesada verecek bir hata yapmış değildir. Namazı sahihtir. Namazını yeniden kılması gerekmez.
Ama eğer namazın içinde hatırlamış olsaydı, vacibi geciktirdiği için sehiv secdesi yapması lâzım gelirdi ve bu onun için yeterli olurdu.
2- Ezan, cemaatle farz namaz kılınan yerde bir kere okunur. Aynı yerde aynı vakit içinde başka cemaatler de farz namaz kılacak olsalar artık ezan okumazlar, kamet getirmezler; doğrudan namaza başlarlar.
Ancak birden fazla kaza namazı peş peşe—ister cemaatle, ister bireysel olarak—kılınmak istense, her bir kaza namazı için ayrı ayrı kamet getirilir. Fakat bir ezan başta okunmuş olmak şartıyla yeterlidir.
***
Eskişehir’den İzzet Bey: “Nur Sûresinin 3. âyetine göre zina yapan birisinin evliliği nasıl olmalıdır?”
Nur Sûresinin 3. âyeti meâlen şöyledir: “Zina eden erkek, zina eden veya müşrik bir kadından başkasıyla evlenemez. Zina eden kadını da, zina eden veya müşrik bir erkekten başkası nikâh altına alamaz. Böyle bir evlilik mü’minlere haram kılınmıştır.”1
Bu âyet mü’minleri zina fiilinden sakındırdığı gibi, zinakârlıkla şöhret bulan tövbesiz kimselerle evlilik hususunu da düzenlemiştir. Hz. Ebû Bekir (ra) zamanında genç ve evli olmayan bir erkekle yine evli olmayan bir kadının zina yaptığı tesbit olunmuş; Hz. Ebû Bekir (ra) bunlara ceza olarak yüzer değnek vurulmasını emretmiş, sonra bunları birbirleriyle nikâhlamış; ardından da bu ikisini sürgüne göndererek toplumdan tecrit etmiştir.
İslâm Hukukunda zinakârlıkla şöhret bulan, açıkça fuhuş yapan ve bu yolda meşhur olan kadınla da, erkekle de, bunların dürüst ve samimî olarak tövbe yaptıkları bilinmedikçe evlenmek caiz değildir. Eğer samimî bir şekilde pişman oldukları ve tövbe yaptıkları anlaşılır ve bundan böyle kendilerini ıslâh edecekleri konusunda güven duyulursa böyle kimseler ile evlenmek mubah olur.
Dipnotlar:
1- Nur Sûresi: 3
04.11.2008
E-Posta:
[email protected]
|