Bilindiği gibi, batıda hürriyet, başkalarına zarar vermemek şartıyla istediğini yapmak şeklinde tanımlanır, anlaşılır ve uygulanır. İslâmın hürriyet anlayışını veciz bir şekilde yansıtan Bediüzzaman, “Hürriyetin şe’ni odur ki, ne nefsine, ne gayriye zararı dokunsun”1 diye tarif eder.
“Hürriyet-i mutlak (sınırsız hürriyet) ise, vahşet-i mutlakadır (sınırsız vahşettir), belki hayvanlıktır” diyerek hürriyetin sınırlandırılmasının insaniyet nokta-i nazarından zarûretine işaret eder.2
Seyahat ve trafiğe çıkma hürriyetine sahibiz. Ancak, trafik kurallarına uymak zorundayız. Kim, “Ben hürüm, neden kemer bağlayayım, istediğim hızı yaparım!” diyebilir? Trafik kaidelerine uymak elbette hürriyeti sınırlandırmıyor; bilâkis kazaları önlüyor, zararlara mani oluyor ve hayatı kurtarıyor! Hürriyetin de kuralları vardır. Bu prensiplere uymamak, bir nevî hayvanlık değil mi?
Sınırsız hürriyetin insanlığın başına ne hazin haller açtığı ortada. “Her şeyde mutlak özgürlük” diyen Batı, bugün kötü alışkanlıkların, bağımlılıkların pençesinde. Alkol ve uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıklardan, cinsî sapıklıklara, oradan AIDS gibi çeşitli hastalıklar bataklığına saplamış. Zira, “kendine zarar”, kendiyle sınırlı kalmıyor. Nesline, akrabalarına, komşusuna, toplumuna, millî servetlere zarar veriyor. Meselâ, alkol alan anne-babalar, “Biz hürüz, kendimize zarar veriyoruz, başkalarına vermiyoruz!” diyebilir mi? Dünya Sağlık Teşkilâtı’nın (WHO) ülkemizin de içinde bulunduğu 30 ülkeyi içine alan son araştırma raporuna göre alkol ortalama vukuât yüzdeleri şöyle:
* Cinayetlerin yüzde 85’i,
* Irza tecavüzlerin yüzde 50’si,
* Şiddet olaylarının yüzde 50’si,
* Trafik kazalarının yüzde 50-60’ı
* Eşlerini dövenlerin yüzde 70’i,
* İşe gitmeyenlerin yüzde 60’ı, bu suçlarını alkollü iken işliyor. Ve keza;
* Akıl Hastanelerine yatanların yüzde 40 ilâ 50’sinde, genel tutuklamaların yüzde 50’sinde temel sebep yine alkol...
* İntihar olaylarında da alkolün etkisi, içmeyenlere oranla 58 kat fazla.
Ülkemizde her yıl kalp hastası olarak doğan çocukların büyük bölümüne alkol ve sigara kullanan anne ve babaların sebep olduğu hakkında, tıp otoritelerimiz sık sık uyarılar yapıyor.
Küçük bir sigara özeti daha sunarsak, bakınız nelerle karşılaşıyoruz:
Akciğer kanserlerinin en az yüzde 90’ı, gırtlak kanserlerinin yüzde 99’u sigara kaynaklı. Yine, 45-50 yaşın altındaki koroner kalpten ölenlerin yüzde 80’i, bacak damarı tıkanmalarının yüzde 90’ı sigaradan...
Alkolün azının zararsız olduğu, hattâ azını tavsiye eden beyanlar, ülkemizde bu ölümcül alışkanlıkların henüz tehlikeli boyutlarda olmadığı yolundaki aldatıcı veya yanıltıcı ifadeler dehşet verici! Yine devletin Tekel’de üretim ve tüketim artışını esas alan tutumu, daha da vahim.
Hürriyet bunun neresinde, insanlık bunun neresinde, medeniyet bunun neresinde, huzur ve mutluluk bunun neresinde?
Dipnotlar: 1- Münâzarât, s. 55.; 2- Hutbe-i Şamiye, s. 103.
12.03.2008
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|