Dünyaya rağmen iş yapmakla övünen İsrail, hem Filistinlileri katlediyor, hem de yine dönüp onları suçluyor. Bunu yaparken de kendinden o kadar emin ki, amiyâne tabiriyle ‘burnundan kıl bile’ aldırmıyor.
İsrail’in Filistinlilere karşı uyguladığı zulüm, son günlerde yeniden alevlendi. Tanklarla, toplarla saldırıp çoluk-çocuk demeden onları acımasız şekilde öldürüyor.
Bir yandan katliâmı devam ettiren İsrail, öte yandan da dünya kamuoyundan gelebilecek muhtemel tepkileri dindirmek için Filistinlileri suçluyor. Gazze’yi kana bulayan İsrail, ‘sivil’lerin ölümünün sorumluluğunu Hamas’a yüklemenin peşinde. İsrail Savunma Bakanı Barak ve Başbakan Olmert; “Hiç kimsenin etik değerler dersi verme hakkı yoktur” diye meydan okumuş.
Tabiî İsrail katletmeye devam ederken, uluslar arası camiaya şimdilik ‘açıklama’ yapmakla yetiniyor. Meselâ, BM Güvenlik Konseyi “İsrail’in güneyinde ve Gazze’de sivillerin vefat etmesinden derin üzüntü duyduğu”nu bildiren ve “şiddetin tırmanmasını kınayan” bir açıklama yapmış. BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun ise, aralarında çocukların da olduğu bu kadar çok sayıda sivili öldüren, ölçüsüz ve aşırı güç kullanmasını kınadığı İsrail’in bu saldırılara son vermesini istemiş.
Elbette göz göre göre masumları katledenleri kınamak gerekir, ama bu kınamaların yetmeyeceğini de görmek lâzım. Bu konuda öncelik İslâm ülkelerinde olmalı. İslâm ülkelerinin ‘birliği’ni sadece ekonomik ilişkilerle sınırlı görmek yanıltıcı olur. Böyle sıkıntılı dönemlerde de Filistin’e el uzatamayan bir birliğin, varlığı bile tartışma konusu yapılabilir.
Aslında sıkıntının kaynağı İsrail değil, ona bu imkân, güç ve desteği veren Amerika ve yardımcılarıdır. İsrail, bu zulmünde yardımcısız olmadığının farkında. Zaten dünyaya rağmen iş görmesi de bu sebeple...
İsrail’i yeterince tanımıyoruz. İsrailli gazeteci, yazar ve barış eylemcisi olan Uri Avnery bir yazısında İsrail’den bahsederken “Devleti olan ordu” başlığını kullanmış ve şöyle demiş: “(İsrail’de) Bir general her zaman general olarak kalır. İsrail demokratik dünyada, ordu komutanlarının kabine toplantılarına katıldığı tek ülkedir. Komutan, yanında, ordu istihbaratı AMAN’den birini de toplantıya getirir. Medya generallerin tam kontrolündedir.” (Yazının tamamını merak edenler için kaynak: http://bianet.org/bianet/kategori/bianet/11845/devleti-olan-ordu)
1965-1981 tarihleri arasında çeşitli dönemlerde parlamento üyesi olarak görev yapan Uri Avnery’in ‘bilen bir isim’ olarak İsrail konusunda yaptığı tesbitler dikkat çekici. İsrail, elde ettiği maddî ve mânevî destekle Filistinlilere zulmetmeye devam ediyor.
Ancak ‘Küfür devam eder, zulüm devam etmez’ kaidesince, İsrail’in Filistinli masumlara uyguladığı bu zulmün ilelebed devam etmeyeceğine şüphesiz inanıyoruz. Keşke ‘teröre hayır’ diyen dünya devletleri bu beyanlarında samimî olsalar ve İsrail’in zulmünü durdurmak için adım atsalar...
Yine de en büyük sorumluluğun İslâm dünyasında olduğunu unutmayalım. Hiç değilse duâlarımızla Filistinli masumların yanında olalım... Hiç değilse...
04.03.2008
E-Posta:
[email protected]
|