Yer: Adana Kozan ilçesi
Yıl: 2007
Konu: Öğretmenler günü
Başarı: İlçede yapılan kompozisyon yarışmasında birinci olan imam hatip lisesi öğrencisi Tevhide Kütük’e ödül verileceği
Başarısızlık: Başörtüsü takan imam hatip öğrencisi Tevhide’ye tahammül edilememesi
Problem : Bir/iki idarecinin, Tevhide’nin başörtüsü ile sahneye çıkışını hazmetmemesi, talimat vermesi ve kızı ağlatması
Sorumlu: Oradaki tepe yöneticiler.
Tahrikçi: Halkın değerlerine bigane ve dayatmacı kafa
Mağdur olan: Ödül alamayan, psikolojisi bozulan ve hıçkırıklar içinde salonu terketme çaresizliğini yaşayan Tevhide
Suskun olanlar: Vicdanının sesini bastırmaya çalışan yöneticiler
Tepki verenler: Programa katılan aileler, halkın seçtiği belediye başkanı ve diğer misafirler. Topluca salonu terkediyorlar,sessiz protesto yapıyorlar.
Yüzü Kızaranlar: Yapılanı tasvip etmeyip, ortamdan ayrılamayan kamu görevlileri
Emir verenler: Demokrasiyi içine sindiremeyenler
***
Yukarıdaki metni, asrın yüzüne yapıştırılacak bir ibret vesikası olması için böyle tanzim ettik.
Belki bir makaleden ziyade bir mahkeme tutanağına benzedi. Doğrudur. Haksızlıkların ve keyfiliklerin, kanun ve laiklik kılıfı altında milletin hassasiyetlerine dokundurarak rahatsızlık veren, hatta vicdanları kanatan bu tablonun, vicdani mahşerlerde makes bulacak bir belge niyeti taşımasını istedim. Belki bu tutanağı, çerçeveleyip her yere asmak lazım.
Belki de hukuki bir üslup ve mahkeme zaptı şeklinde edebi bir çerçeve ile hazırlayıp, tarih mahkemesine ve kamu vicdanına göndermek lazım.
Belki de gazete ekinde promosyon olarak vermek lazım. Umulur ki, hükümet de duyar. Kararlılık gösterir. Bu arada paslı sineler de azıcıkta olsa ızdırabı farkeder. Kamuoyu da “Artık yeter” der. Sivil roplum denen nemenem şeyse, yeni bir hamle ve hareket başlatır. Bir dönem “Radyomu isytiyorum” dediği gibi “Başörtümü istiyorum”der. Kendini özne yapmak istemeyenler ise “Başörtüsü, takanın hakkıdır”desin bari.
Kaymakam ve yanında oturan ilgili, derhal görevden alınmalı. Hükümetin buna cesareti yetmiyorsa, hiç olmazsa görev yerlerini değiştirmeli. “Tebdili yanlışta ferahlık”olabilir. Ne yapalım?
Halkı rahatsız etmeye, orada infial uyandırmaya, ön sıralara oturup halkı yok saymaya, kimin ne hakkı var?
Üstelik, en yakın mesafede Kahramamaraş’ta başörtüsüne uzanan Fransız’a karşı Sütçü İmam’ın hassasiyeti, idraki ve tepkisi biliniyorken.
Kozan gibi kendi halinde sessiz ve huzurlu bir ilçeyi böylesine gerdirmeye hiç bir “yetki” elvermemelidir.
Acaba Türkiye genelinde, bu haberi, Tevhide’nin haberini dinleyen kaç kişi, içinden bir kopuş yaşamadı?
İlgililere ne tür duygularla mukabele ettiklerini tahmin bile edemiyorum.
Lütfen, ama lütfen. Başörtüsü yasağını ve bunu kanun dışı sayan keyfiliğin utancını, artık yaşamak istemiyoruz.
Terörle kan kaybeden bir ülkede, birliğe en çok ihtiyacımız olan bir devrede, lütfen her kes haddini bilsin.
Burası Müslüman yurdu. Müslüman evladına bu yapılmaz. Laikliğinizi vicdanlarınıza hapsederken, milletin vicdanını kanatmayan.
Sayın Başbakan, mağdurları bilirsin. Artık bunu çözmeniz gerekiyor. Ayıp oluyor, ülkemin iyi yürekli, masum kızlarına ve halkın sağduyusuna.
Korkak ruhun bu dayatması, artık tasfiye olmalıdır.
28.11.2007
E-Posta:
[email protected].
|