Bu satırlar yazılırken, sandıkta oy kullanımı devam ediyordu. Huzurlu ve sıcak bir gündü. Demokrasi tadında, rekabet içinde güvenli sandık ortamı ve oyunu rahat kullanmanın keyfi vardı. Vatandaş, sakin ve sevecendi. Başkentte, Çankaya’da erken saatlerde seçmen hareketliliği diğer seçimlere nazaran dikkat çekiyordu.
Seçim, bir tercih inisiyatifidir. İnsanımızın beş yıllık bir süre için yeni iktidarı ve parlamentoyu belirleyeceği önemli bir karar sürecidir.
Bu yazıyı okurken, artık sonuçlar elinizde. Herkesin saçı önünde, taşları eteğinde. Milletçe bir kez daha demokrasi sınavından geçtik. Beğenelim beğenmeyelim, sevinelim sevinmeyelim, bir realitede anlaşmak zorundayız. Daha doğrusu kabullenme noktasındayız.
O da, seçim sonuçlarını hazmetmek, başarılı olanları kutlamak, başarısız olanlara geçmiş olsun demek. Asgari medenilik ve demokrasi kültürü bunu gerektirir.
Oyun kuralına göre oynanmışsa, herkes önceden aynı yarışma şartlarına razı olup halkın önüne görücüye çıkıp maratona hazırlanmışsa, neticelerini içine sindirmelidir.
Seçim sonuçları, mutlaka her kesime öğretici dersler vermektedir. Önemli olan halkın mesajını, sağduyu sinyalini doğru okumak ve kendimize yeni ödevler çıkarmaktır. Kazananların sorumluluk ve görev şuuru içinde daha dikkatli olmaları, müsamahakâr bir tevazu içinde şımarmamaları gerekir. Kaybedenlerin de, nerede hata yaptıklarını tekrar düşünüp ona göre kendilerini gözden geçirmeleri icap eder.
İktidar kadar muhalefet de anlamlıdır.
Burada ilkeli siyaset şunu gerektirir;
Oyunu gerileten liderlerin görevlerinden ayrılmaları ve yeni bir yönetime fırsat vermeleri, demokrasinin erdemi açısından önemlidir. Benzer şekilde, kazananların da, milletle sözleştikleri konulara tekrar açıklık getirip taahhütlerinin arkasında durmaları ahlâkî bir vecibedir.
Görünen o ki bu dönemMecliste daha fazla temsil edilme hakkı bulacaktır. Bu durum, farklılığa tahammüllü, demokrasiye inanmış ve halkın değişik görüş ve yansımalarına saygılı bir yeni dönemi de beraberinde getiriyor.
Artık çok sesli, temsil kıymeti daha fazla tabana yayılmış ve demokratikleşmenin aykırı tonlarına bile alışacak bir parlamento görünüyor. AB sürecinin hazırladığı yeni zemin, şeffaf toplum ihtiyacı ve demokratik taleplerin artan baskısı karşısında, artık eskisi gibi “ört ki ölem” mantığı ve kapalı devre tezgah hazırlıkları deşifre olmaktadır.
Toplum hafızası, siyasette kendini yenilemeyeni ve seçmeni doğru okumayanı tasfiye etmektedir. Partiler, seçim sonrası yeni bir sorgulama ve doğrulama testine tabi tutulduklarını unutmamalıdırlar.
Bize düşen, tercihimizin şuurunda olmak. Arzumuza hitap etmeyen sonuçlara da, tevil getirmeden saygılı olmak ve demokrasi uzlaşmasında, farklılıkları ayrışmaya ve çatışmaya dönüştürmemektedir.
Seçim sonuçları, hükümet kurma süreciyle birlikte cumhurbaşkanı seçimini de dondurucudan çıkaracaktır. Seçim öncesi sertleşen siyasi iklim, uzlaşma gerektirecek bir yeni üslubu beraberinde getireceğinin ümit ediyoruz.
Çatışmacı, uzlaşmaz, sivilleşmeye uymayan ve demokrasiyi yaralayan söylem ve tutumların, fazla rağbet görmediği ortadayken, sağduyunun sesi olacak yeni Meclis, görevlerinin farkında olma sorumluluğu ile baş başadır.
Öncelikle ödevler; Çankaya’yı doldurmak, akabinde AB sürecinde yavaşlayan programları hızlandırıp, Türkiye’nin demokrasi çıtasını yükseltmektir.
Terörü sosyal çözümlerle beraber geriletmek ve kökten halletmenin yanı sıra istihdam ve istikrar gündemli değişmeyen maddeler önümüzde duruyor.
Belki de bu günden başlatılması gereken en önemli konsensüs yolculuğu ve ana gündem, sivil bir anayasanın toplumun bütün katmanlarında ve kamunun bütün taraflarında tartışmaya açılması ve gerçekleştirilmesidir.
Maalesef geçen dönemin en büyük handikabı, anayasal kaosları aşacak yeni bir sivil anayasayı çıkaramamasıdır. Diğer süreçlerin tamamı buna bağlıdır.
Seçim sonuçları milletimize hayırlı olsun.
23.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|