Muhabbet elçileri olan, müktesebâtı ve risâleyi anlama şuuru bilinen bir kitle, sathî akıllardan ve akıl vermeye kalkışan, muhalif siyasî zevâttan daha sakin düşünecek vaziyettedir. Kitle, tezgâhlanışı farklı, nesepleri konjonktürel ve yapılanması toplama olan siyasî oluşumların veya entegre oldukları siyasî akımların yaklaşımına sıcak bakmama olgunluğuna sahiptir.
Münferit, mevziî veya kurumsal bazı siyasî hataların cereyan ettiği hadiselerden menfî veya müsbet, muhalif veya muvafık diye medet umulmadığı gibi, günlük heyecanların ve planlanmış kurguların beslediği ve baskıladığı imajların gölgesine girmekten de uzaktır.
Yanlışı sorgulamak, gidişatla ilgili endişeleri söylemek, genel ahvalin yükselen cilâlı tercihleri dışında fikir serdetmek ve buna göre demokratik tercihi ortaya koymak, elbette fikir çizgisine sahip olmanın gereğidir.
Birilerine göre düşünmemek, cârî yapı ve etkin siyasetin manevrasına takılmamak, aslî duruşu dozajında ve kıymetinde ortaya koymak, siyasetin bu sıcak günlerinde zamanında ve olması gereken doğru bir yaklaşımdır.
Tercihimize destek olurken başkasının bizi itham etmesini ise çok şık kaçmayan bir antidemokratik tutum olarak algılamak gerekir.
Böylesi zevahirden suçlayacak ve böyle gösterecek his ve tepki kuşatmasına maruz kalmadan, akl-ı selimle demokrat tercihimizi göstermek, inandırıcılığımızın ve tanımlı misyonumuzun gereğidir.
Yeni türevlerle ve değişmeyen temel mantığın yeni kurguları ile tekrar avdet eden ve dünü nüksettiren gergin, çatışmacı bir sürecin mesulleri ortadayken, aynı zamanda sitem etmeleri, haklı bir yaklaşım değildir.
Herkesin bir başkasının siyasî tarzını onaylamama hakkı var. Ancak hür düşüncenin 61 yıllık çok partili demokrasi tarihini, yakın mesafeli bakışla ve mercekle ölçmeye kalkışmak ve anlamaya çalışmak yanıltıcı olur. Esen rüzgâra kapılmadan kendimizi rüzgâra rağmen korumak, herhalde daha metin ve sağlıklı bir yoldur.
Mevkî kazandıkça taviz veren ve gittikçe sisteme entegre hale getirilen siyasî baskıyı desteklememek, mesafeli durmak ve zamanın nezaketi içinde bunu ifade etmek, doğru ve siyasî tahlil tarzına uygun bir durumdur.
Tasvip edilmeyen siyasî grupların psikolojik etki alanlarına girmeden ve sarsma girişimlerine dirençli davranarak düşünmenin ilkeli doğrularıyla cevap vermek ve kararlı olmak birlikteliğin sorumluluğudur.
Dengeli duruş, demokratik tercih, siyasî görüş beyanı, demokrat dostlarla dostluğun şartlarında beraber olmak ve bunu rahat ifade etmek, düşünce kimliğimizin ve kişilik kimyamızın inşâ karakterinde rahat olmak, yarınlarımızı şevkli tutar.
Her şeyin bir mevsimi var. Bugün siyasetin mevsimi. Belirsizlik hayata muhalefettir. Kararsızlık hayata küsmektir. İkilem ise hayata husûmettir. Huzursuz eder, gayr-i memnun kılar.
Her şey zerrelerine varırcasına masum veya suçlu kategorilerinde değildir. Hele siyasette, mutlaka herkesin bir hakikat danesi vardır. Tutunacağı ve toplumu etkileyeceği doğruları vardır mutlaka.
Bize düşen daha genel, daha umumî ve zamanın rafine ettiği prensipler ve çerçeveler ışığında dünü bugüne bağlayan ve bugünü yarına taşıyacak çizgide tutarlı ve seviyeli tarzımızı devam ettirmek ve demokrat kalmaktır.
“Tenkıs-ı gayr ile fazileti izhar” sadedinde olmadan, “mesleğimizin muhabbeti” esaslı bir perspektifle, ortak iradenin hakkını da ketm etmeden sorumluluklarımızın paydasında demokratik yarıştaki varlığımızı ortaya koymak önemlidir.
Beklentisiz, ivazsız ve gerilmeden, gerdirmeden, zorlamadan, zorlamaya maruz kalmadan hür vicdanın ve hür düşünmenin hakkı olan seçim hakkımızı kullanacağız.
Evvelâ ve tek başına sadece siyasî düşünmüyoruz. Fikrimizin gereği siyasî tercih ortaya koyuyoruz. Aktif siyaset yapanlar ve bizzat siyaset aktörlüğüne soyunanlar arasında bir tercih yapıyoruz. Geçmişimize, prensiplerimize ve sağduyunun sesi kabul ettiğimiz ortak değerlendirmeye uygun oy kullanırken bunu izah edecek basın dili ve yayın üslûbu da gereklidir. Yeter ki kendimizi doğru ifade edelim. Görmezlikten gelinen ve medyanın dışladığı dostları dışlamak veya çekimser kalmak, ya da ıskalamak hakkına sahip olmadığımızı düşünüyorum.
Halkın iradesine saygılı kalacağız. Sonuna kadar millî iradeden yana olacağız. Milletin son kararı başımız üstüne. Biz de bu milletin parçası olarak kendi irademiz ve sağduyumuzla elimizdeki mühür emanetini sandığa yansıtacağız. Demokrasi içinde demokratlarla devam edeceğiz.
17.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|