Sayılar yan yana gelince; omuz omuza olurlar. Pozitif değerde katlanan bir enerji ve potansiyel oluştururlar. İki tane bir yan yana gelince 11 olması gibi. Sayılar arka arkaya dizildiklerinde, diğer ifadeyle yan yana yeni bir sayı ve değer oluşturduklarında, artan bir kuvveti, farklı değerlerin ortak hareketini ve yeni bir sayı olarak kendilerini yeniden ifade eden bir değerde buluşmalarını gösterirler.
Aynı çizgide ardı sıra okunabilen ve yeni bir beraberliğin yeni sayı değeri ile ifade edilme ortaklığı, kabullenilişi, eski sayı ifadesinin bütünde kaybolmaya razı olma isteği ve niyeti, daha kuvvetli bir sayı gücünü ortaya koymaktadır.
Aslında rakamların dili, öylesine eğitici, yönlendirici ve sevindirici bir heyecanın birliktelik ruhudur ki, birbirlerini her işlem ve değişim basamağında fonksiyonel bütünleşme eğiliminde ortaya koyarlar.
Kendi başlarına bir rakamın 10 farklı karakter dışında seçenek üretememesine mukabil, yan yana geldiklerinde milyonlarca kombinezona ev sahipliği yapma cömertlikleri kendini gösterir. Onların beraberlik sevdasına ve denklemlerin değişkenlerini bulup çözüm merkezli mantık yürütmelerine götüren bir fikir akışına ve kanaat sürdürmesine, rakamlar edebiyatı sözcülük eder.
Yan yana iki sayının değeri, kendileri kadar üssü değerinden her zaman daha büyüktür. Eskilerin diliyle üssü kemiyetler, yan yana değerlerinden daima küçüktürler. Matematiğin bu ince sırrı, ihlâs kuvveti karşısında mânâ bulan Bediüzzaman keşfiyle ancak durdurulabilirlik kazanıyor. Yani ihlâsın sınırsızlığı ancak bu sayıların erişilmez sonsuzluğunu aşan bir kuvvet ihdas etmektedir. Rakamların teorik potansiyelini aşan bir mânâ tezahürü için ihlâs kuvveti ancak inandırıcı bir örnek ve akla kapı açan bir kıyas imkânı vermektedir.
Bir örnek vermek gerekirse, ikinin karesi dörttür. Ancak yan yana gelmiş iki ikiden, yani 22’den küçüktür. 3’ün küpü 27’dir. Ancak 33’ten küçüktür.
Buradan anlıyoruz ki, çarpan kuvvetlerin değeri, her zaman yan yana gelen aynı sayılardan küçüktür. Demek ki, yan yana, aynı maksatta, yani aynı çizgide ve pozitif olarak sağa doğru artan sayılar zinciri veya aynı sayılar, tesanüdün sırrını temsil ediyorlar. Öbür tarafta katlanan değerler önemlidir, çarpan kuvvetlerde olağanüstü bir kuvvettir. Ancak yan yana duruşlarının yanında zayıftırlar.
Meselâ 3 çarpı 5, 15 olmasına mukabil, yan yana olduklarında 35 etmektedir. Çarpan değerine bile iki katından fazla kuvvet yükleyen yan yana prensibi, gerçek bir takım ve ruh ikliminde müheyya olmanın şevk ve şuur iletkenliğinde beraberliği pekiştirir.
Yan yana olunca, omuz omuz olmanın dokunuş ve birlik çizgisi vardır. Yeter ki omuzlar aynıyken, bakışları da aynı cepheye ve tarafa dönük olsun. Maksat birliği olunca, aynı yönelişin ve aynı tarafa bakmanın duygudaşlığı ile ortak noktaya kilitlenirler.
Sayılar ardı sıra aynı yöne bakarak doğru dizilirlerse, birbirinin yeni fonksiyonu olurlar. Araya nokta, virgül ve benzeri “kara kediler” katmadıklarında değer bölünmesi ve sayı küçülmesi olmaz. Tamlığın tamamı, arada boşluk bırakmadan beraberce aynı sırada dizilmekten geçer.
Hepsi sayıdır ve tek başlarına yetersizliklerinin tescili olarak, başka bir sayı ile kazandıkları değerle kıyaslandıklarında bunu fark ederler. Küskün sayılar ise kendi başına ve kendinde kuvvet vehmetmenin megaloman halinde sadece bir sayıdırlar.
Sayılar ailesinin bir mensubu olup tekil kalmakla, bir başkasında beraber yeni bir değer olmak aynı şey değildir. Birisi kendindedir ve kendisiyledir, diğeri ise kendisi gibi olanlarladır.
Hiçbir sayı, bir başkasıyla beraber olduğunda kendi kimliğini, matematik özelliğini kaybetmeden yeni bir değerde değer kazanıyor ve kazandırıyor. Küçük veya kendisinden büyük sayıyla yan yana gelmenin galibiyet veya mağlûbiyet duygusunu yaşatan değersizlik yaşamazlar. Büyük sayı, küçük sayıya o kadar muhtaçtır ki, onunla değerlendiğini bilir. Küçük sayıda kendi başına hem yetemeyeceğini, hem de değer ürettiğini anlar.
Sayılar, hep esnek ve hesaplama yöntemlerinin çözümcü ve denemeci bütün pratik, varsayım ve optimizasyonlarına açık seçenekler galerisidirler. Bu galerilerde, muhakeme ağlarını, mantığın dokusunda işleyen her hikmet sayısı, kudret elinin namütenahiliğinde işleyen varlıkların yaratılış mucizesidir.
Keşfin sınırsızlığı ve algılamanın beşerî sınırları arasında hayret ve ürperti ile kabullerinin matematiğinde sayı ile tasnifin bekçiliğine soyunmuş pozitif bilimler, mânânın birer sözcüsüdürler. Ancak kendisi olamadıklarını ve olamayacaklarını bilerek.
16.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|