Dün sandık başına gittik ve ‘vatandaşlık görevi’mizi yerine getirdik. Bu yazıyı, sandıklar açılmadan yazdığımız için, seçim neticeleriyle ilgili bir değerlendirme yapmamız imkânsız. Dün de ifade ettiğimiz gibi, seçimlerin neticesinin milletimiz için hayırlı olması en büyük temennimiz.
Seçim günü sabahın erken saatlerinde sandıklara koşup reylerini izhar edenleri görünce, siyasetçilerin ağır bir vebal ve sorumluluk altında olduğunu bir defa daha hatırladık. Seçim meydanlarında konuşup, vatandaşa umut veren ve oy alabilmek için çeşitli vaadler sıralayanların; seçimden sonra bu sözlerini unutması, çok büyük bir sorumsuzluk örneği olur.
Sandık başlarına koşan vatandaşların gözünde bir umut ışığı, bir kararlılık okunuyordu. Hangi partiye oy veriyor olursa olsun, vatandaşların tercihlerinde liderlerden duyulan vaadlerin elbette büyük bir payı vardır. Siyasi parti liderlerin bu umutları boşa çıkarması, milleti hayal kırıklığına uğratması elbette üzücü olur.
Dün sabah saatlerde; oy kullanma mekânları olarak seçilen okulların önü, ‘ana-baba günü’ne dönmüştü. Genellikle Pazar sabahları geç saatlerde uyanan ve ilk fırsatta ‘piknik’ yolunu tutmaya çalışan İstanbulluların, kahvaltı dahi yapmadan çoluk çocuk sandık başlarına koşması görülmeye değerdi. Yaşlısı, hastası, genci; sanki oy kullanmaya değil de ‘bayram’ yerine gidiyordu. Oy kullandığımız okulun önünde karşılaştığımız bir arkadaşımız, “Ablam, yeni doğum yaptığı için hastalığını hatırlatarak sandığa gelmek istemiyordu. ‘Ben götürürüm’ diyerek ikna ettim. Şimdi onun oyunu kullanmasını bekliyorum” diyordu. İnsanların bu ilgisi, bu kararlılığı boşa gitmemeli...
Yaşlısı, hastası, sakatı velhasıl bütün bir millet sandık başına koştu. Niçin? ‘Oy kullanmayan para cezası öder’ diye değil. Belki o düşüncenin de bir payı vardır, ama asıl mesele milletin eline geçen fırsatı değerlendirme arzusu. Türkiye’de geçmiş yıllarda yapılan bütün seçimler de, benzer görüntülere sahne olmuştur.
Şehirlerimiz böyle de, köylerimiz farklı mı? Köylerimizde, bazen kilometrelerce yol yürüyerek ulaşınan sandıklarda oy kullanılıyor. Hastalar ve yaşlılar, bazan at sırtında, bazan insan sırtında sandıkların kurulduğu mekânlara taşınıyor. İşte bu arzu ve heyecan, siyasetçilere; sorumluluklarını hatırlatması lazım. Meydanlarda verilen sözlerin, seçim sonrası unutulması ya da inkâr edilmesi hoş olmaz.
Yapılıp yapılamayacağı son haftaya kadar tartışmalı olan 22 Temmuz 2007 milletvekili genel seçimlerini hayırlısı ile geride bıraktık. Milletimiz dünkü seçimde kararını verdi. Ortaya çıkan neticeyi çok iyi okumak ve gereğini yapmak da, başka siyasetçiler olmak üzere Türkiye’yi ‘idare edenler’e düşüyor.
Ankara’ya gidecek olan bütün vekiller, seçim günü heyecanla sandık başına koşan millet ekseriyetini lüften unutmasın...
23.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|