İkinci fetret devrinde (1789-1826/1991-2026) iki kördüğüm veya Gordium düğümü vardı. Bunlardan birisi 1917 yılında kurulan Lenin-Stalin düzeniydi. Bu birinci fetret devri; Ortaçağ’daki Moğollara tekabül etmekteydi. Ve ikinci kapan veya kördüğüm ise yine aynı tarihte 1917’de Kudüs’ün düşmesiyle birlikte başlayan Haçlıların mirasını tevarüs eden Churchill düzeniydi. Ve 1917 yılında Stalin ve Churchill düzenleriyle birlikte iki yüz yıllık ikinci fetretin de ikinci yarısına gelinmiş oldu.
1991 yılına gelindiğinde çok önemli iki hadise oldu. Bunlardan birisi Churchill’in kardeşi Stalin düzeninin çökmesi ve onun altında inim inim inleyen Müslümanların kurtuluşuydu. Böylece 1991 yılında İslâm medeniyet güneşinin tutulması kısmî olarak aşıldı. Ve aynı yıl baba Bush, Saddam’ı Kuveyt’ten çıkartarak ve İslâm dünyası üzerinde mutlak bir hakimiyet sağladı ve Amerikan İmparatorluğu kemale erdi. 10 yıllık kemal zirvesinin ardından da 2001 yılında zeval devresi başladı. Afganistan ve Irak işgalleriyle birlikte zeval devresi hızlandı.
Bununla birlikte, nasıl Sarkozy kendisini küçük İskender gibi küçük veya sahte Napolyon olarak görüyorsa, Bush da kendisini hep Churchill yani Ortadoğu düzencisi olarak görmüştür. Hep onu taklit etmektedir. Baba Bush kendisini Yeni Dünya Düzeninin mimarı olarak görüyordu, ama hevesi kursağında kaldı. Oğlu ise kendisini Churchill düzeninin yenileyicisi veya müceddidi ve bekçisi olarak görüyor. Dolayısıyla bugün Bush yönetimindeki hakim anlayış Churchillizm’dir. Churchill Fransız Devriminden ödünç almış olduğu kavramlarla Osmanlı’yı ve Ortadoğu’yu atomize etti. Ulus devletlerine böldü. Ama hiçbir zaman Şiî-Sünnî faktörünü kullanmadı. Aklına gelse de buna tevessül etmedi. Yenileyicisi Bush ise, Ortadoğu’da mezhep savaşlarını başlattı. Bu konuda kendisine İran ve Kaide gibi iki yardımcı da buldu.
***
Churchillizm Bush’la devam ediyor. Bu defa sadece Fransız devrimiyle birlikte kurumsallaşan Şuubistan formülüyle değil İran devriminin de katkılarıyla Taifistan üzerinden sistemini kurmak istiyor. Bunun için de Neron olarak anılan Blair’i Ortadoğu Dörtlüsünün koordinatörlüğüne terfi ettirdi. Bush BOP iflâs etse de yine de Churchillizm ideolojisini bırakamıyor. Zira, ezberi bu. Amacı İsrail’in de emelleri doğrultusunda Churchillist sistemi onarmak, yenilemek. Fakat bunu başaramadan ikinci dönemine de, hayallerine de veda etmiş olacak. Zira artık fetret döneminden çıkmak üzereyiz. Fetret devrinde Müslümanları boyunduruk altına alan sistemlerden birisi olan Stalin düzeni çöktü. Sırada şimdi Churchill düzeni var. Bush bunu ihya etmek için son çırpınışlarını yapıyor. Bir taraftan Bağdat’ta İranlılarla görüşüyor, diğer taraftan Blair ile Ortadoğu Konferansını toplamak istiyor. Bütün gulyabanilerini de devreye soksa nafile, tarihin seyri ve hükmü değişmemeyecektir. Zorlamaları İslâm âlemini ileriye, ABD ve İsrail’i geriye götürecektir. Süreci takip edenler de zaten bunu yakından görüyorlar. Bush zamanı tersine ve suları yokuşa akıtmaya çalışıyor. Daha Birinci Cihan Harbi başlamadan önce İtalyanlar, Fransızlar ve İngilizler Osmanlı terekesini paylaşmak için anlaşmışlardı. Keza bu anlaşma 1916 yılında Sykes-Picot olarak yeniden revize edilmişti. Kudüs’ün düştüğü 1917 yılında İngilizler Belfaour Deklarasyonu diye bir ilân yayınladılar ve bununla Yahudilere Napolyon’dan sonra ikinci kez millî vatan vaadinde bulundular.
***
Bush da işgallerini pekiştirebilmek için Filistinlilere benzer bir vatan taahhüdünde bulundu ve bunun için de Bush Deklarasyonu dediler. Ona göre 2005 yılında hatta öncesinde bir Filistin Devleti kurulması gerekiyordu. İngilizler sözlerinde durdular, ama Bush durmadı. Zira, Bush Filistinlilerin değil Yahudilerin adamıydı. Churchill kapalı kapılar ardında Yahudileri ırkçı ve bencil olarak tanımlasa da onlara sonuna kadar sadık ve bende kaldı. Hizmette kusur etmedi. Bush da böyle. Bundan dolayı Churchillist liderlerden bir Filistin Belafaur’u çıkmaz. Churchill 1922 yılında yeni Ortadoğu haritasını çizdi ve hâlâ 80 yıl sonra da bölge bu haritanın sınırları içinde mahpus yaşıyor. Bu harita ile birlikte Otadoğu da yeni bir mülük-ü tevaif ve derebeyler dönemine girdi. Bölge, Churchill sistemini kaldıramadan Bush karabasan gibi Churchill’in ikinci düzenini kurmak istiyor. Ama bırakın oğul Bush’u torun Bush bile gelse artık bu sistemi ihya edemez. Sırada, Stalin sisteminin parçalanmasından sonra Churchill sisteminin parçalanması var. 2022 gelmeden Churchill sistemi paçavra olup tarihin çöplüğünde yerini çoktan almış olacaktır. Bush o günleri görürse herhalde kahrından çatlar.
23.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|