Bediüzzaman Hazretleri daha genç yaşlardayken Van Kalesindeki mağaradan ayağı kaymış, düşerken, “Dâvâm!” demişti. Doğrudan aşağıya yuvarlanması gerekirken biraz daha içerde bulunan alttaki mağaraya kavis çizerek düşmüş, kazasız, belâsız kurtulmuştu.
Neydi Bediüzzaman’ın dâvâsı? Allah, peygamber, din, iman, İslâm, Kur’ân, kısacası mukaddesat! Hayatını bu hakikatlere hizmete adamıştı. Birgün Van valisi dostu Tahir Paşa’nın konağında gazetelere baktığında İngiliz meclisinde Sömürgeler Bakanının Kur’ân’ı gösterip, “Bu Kur’ân İslâmların elinde bulundukça, biz onlara hâkim olamayız. Ne yapıp yapmalıyız bu Kur’ân’ı onların elinden kaldırmalıyız; yahut Müslümanları Kur’ân’dan soğutmalıyız” diye hitabını okuduğunda, “Ben de Kur’ân’-ın sönmez ve söndürülmez manevî bir güneş hükmünde olduğunu dünyaya ispat edeceğim ve göstereceğim” diye feveran etmişti.1
Bediüzzaman’ın bütün derdi İslâmdı. Onun için yaşar, onu düşünür, onu baştacı edinir. “Bana ıztırap veren yalnız İslâmın maruz kaldığı tehlikelerdir. Eskiden tehlikeler hariçten gelirdi, onun için mukavemet kolaydı. Şimdi tehlike içeriden geliyor. Kurt, gövdenin içine girdi. Şimdi, mukavemet güçleşti. Korkarım ki, cemiyetin bünyesi buna dayanamaz. Çünkü, düşmanı sezmez. Can damarını koparan, kanını içen en büyük hasmını dost zanneder. Cemiyetin basiret gözü böyle körleşirse, iman kalesi tehlikededir.
“İşte benim ıztırabım, yegâne ıztırabım budur. Yoksa şahsımın maruz kaldığı zahmet ve meşakkatleri düşünmeye bile vaktim yoktur. Keşke bunun bin misli meşakkate maruz kalsam da, iman kalesinin istikbali selâmette olsa!”2
Din için, iman için didinen, çırpınan, hayatını İslâma hizmete vakfeden Bediüzzaman çok sıkıntılar, çileler çekti. Fakat o ölçüde de Allah’ın yardımını gördü. Çünkü Allah Hac Sûresinin 40. âyetinde şöyle buyuruyor: “Onun dinine yardım edenlere Allah mutlaka yardım eder.”
Evet, Bediüzzaman Hazretleri Allah’ın yardım ve inayetini her zaman hissetti.
Kim Allah’ın dinine hizmeti gaye edinirse Allah’ın yardımı her an onunla beraberdir.
Dipnotlar:
1- Tarihçe-i Hayat, s. 44.
2- A.g.e., s. 261.
05.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|