Güzel bir muhasebe, kulluğu tartma, kulluk elbisesini kirletmemek için gösterilen itina, teslimiyet sergileme gibi çetin bir imtihanla yeni yılı ve Kurban Bayramının ilk gününü ihya etmeye çalışacağız.
Bu bayram günlerinde daha bir sevinçli, daha bir mutlu, daha bir neşeli olmakla başbaşayız.
Çünkü on sekiz bin âlemin sahibi ve maliki olan Allah’ın kulu olup emrine çok yönlü itaat etmenin zevkini daha farklı bir tarzda yaşayacağız.
Bayramın, Rabbimizin verdiği sayısız nimetlere karşı geniş ve küllî bir şükran vakti olduğunu düşünüp, Onun “Rabbin için namaz kıl, kurban kes”1 emrine uyarak sabahın erken vakitlerinde bayram namazına koştuk.
Yüz milyonlarca mü’minle birlikte âdeta bir ağızdan Allâhü ekber, Allâhü ekber sadalarıyla Rabbimizin, kâinatta sergilediği akılların tartamadığı, zihinlerin anlayamadığı harika eserleri karşısında Onun büyüklük ve yüceliğini dile getirip zikir ve tesbihte bulunduk.
Âdetâ yeryüzü büyük bir insan hâline geldi; Kâbe-i Muazzama kalbiyle niyetlenip, Mekke-i Mükerreme ağzıyla, Arafat Dağı diliyle o yüz milyonlarca mü’minin hep bir ağızdan söyledikleri “Allâhü ekber”i sanki tek başına söyledik ve bu, mü’minlerin mağara-misâl ağızlarında yankılandı, sonra da gökleri çınlatıp berzah âlemine doğru dalga dalga yayıldı.
Arefe günü, sabah namazının farzından itibaren başlayıp bayramın dördüncü günü ikindi namazının farzına kadar her farz namazdan sonra getirilmesi vacip olan teşrik tekbirleri de hep böyle bayram boyunca âdetâ koro halinde göklerde yankılanıp durdu ve duracak.
Yeryüzünü Kendine secde ve ibadet eder tarzda yaratan, tesbih ve tekbir getirttiren, kullarına bir mescid, yaratıklarına bir beşik yapan Rabbimize karşı yerin atomları sayısınca hamd, tesbih ve tekbir getirip namazlarını eda eden ve niyazda bulunan mü’minler kafilesiyle birlikte kurbanlarımızı kesmek üzere evlerimize yöneldik ve yönelmeye devam edeceğiz.
İnsan ömrünün baharları, en tatlı anları, sevinç ve mutluluk günlerini de yine kulluk elbisesini kirletmeden tertemiz tutmaya bakacağız.
Bayramı bayram yapan nice unsur vardır hayatımızda. Her şeyden önce bu sevinç ve mutluluğun temelinde Allah’a kul olup emrine boyun eğmenin hazzı yatar.
Bu duygularla bugün erkenden kalkıp hazırlıklar yapıp camiye koştuk. Vacip olan Bayram namazını kıldık. İmam hutbede günün önemini hatırlattı. Yardımlaşma, sevgi, kardeşlik, affetme üzerinde durdu. Namazdan sonra da kurbanlarımızı kesmeye başladık.
Ne mutlu bayramı bayram yapabilenlere!
31.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|