Cenâb-ı Hak, Hz. İbrahim’e (a.s.) hitaben, “İnsanlara haccı ilân et ki, yaya olarak, yahut uzak yollardan gelen yorgun düşmüş develer üzerinde sana gelsinler. Tâ ki, orada dünyalarına ve âhiretlerine ait faydaları bulsunlar” buyurur.
Diğer peygamberlerce de uygulanarak gelen, İslâmın da beş şartı içerisinde yerini alan, Hz. İbrahim’e (a.s.) hitaben söylenen bu ifadeler, Hac Sûresinin 27 ve 28. âyet meâlleri. Bu âyetler, haccın, insanlık dünyasındaki yerini göstermesi bakımından büyük önem taşır. Namaz, oruç, zekât gibi hac da tarih boyunca insanlık için vazgeçilmez ibadetler arasında yerini almıştır.
Demek hac insanlar için o kadar önemli, lüzumlu, faydalı bir ibadet ki nesiller boyunca emredilerek gelmiş. Demek insanlara çok şeyler kazandırmakta. İmkânları olan mü’minler bu eğitimden geçmek zorundalar. Onun önemli mesajlarına kulak vermekle mükellefler.
Hacda günahlardan arınma; mânen yükselme ve olgunlaşma vardır. Herşeyiyle Rabbine teslim olan insan, hac esnasında âdetâ melekleşir. Rıza-yı İlâhiyeye, rahmete, bağış ve mağfirete ermenin hazzını yaşar.
Cenâb-ı Hak, hac vesilesiyle fedâkârlıklara katlanan, mânen temizlenen, olgunlaşan, bilhassa Arefe günkü duâları Arş-ı Alâya yükselen kullarını meleklerine göstererek, “Bakınız, işte benim kullarım! Sırf Benim rızam için uzak yollardan geldiler. Toza toprağa belendiler, terleyip kirlendiler, nice sıkıntılara katlandılar. Benim rahmetimi umuyor, azabımdan korkuyorlar. Halbuki onlar Beni görmediler. Acaba görmüş olsalardı ne yaparlardı? Siz şahit olun ki Ben onları bağışladım”1 buyurur.
İnsan hac esnasında ahiretin yolcusu olduğunu daha yakından hissetmeye başlar.
Hac tek vücut olmanın, kenetleşmenin, dayanışma ve yardımlaşma içinde olmanın en güzel örneklerinden biridir. İslâm dünyasının mânevî bir kongresidir. Bu kongreye katılan hacılar ülkelerinin güzelliklerini, mükemmelliklerini olduğu kadar sıkıntılarını, problemlerini de teşrih masasına yatırma imkânı bulurlar. Birlikte çözümler aranır. Yardımlaşma ve dayanışma duyguları harekete geçer; dertler diner, problemler sona erer.
Bu güzel duygularla haccını yapan kimseler için Resûlullahın şu müjdesi ne kadar güzeldir: “Kim ki Kâbe’ye gelir; bu esnada kötü söz söylemez, büyük günahlardan çekinir, küçük günahları işlemekte ısrar etmezse, günahlarından arınmış olarak anasından doğduğu günkü gibi ter temiz olarak döner.”2
Dipnotlar:
1- Buharî, Hac: 4; Müslim, Hac: 438.
2- Mişkâtü’l-Mesâbih, 2:797.
28.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|