“İsimlerin mânâsı” adlı yazımıza olumlu eleştiriler geldi. Haydi mütevazı olmayalım: yazı çok ses getirdi. Yazıda; bir televizyon dizisinde Allah’ın 99 ismini kötü karakterlerde nasıl kullanıldığına işaret etmiştik.
Makale, “haber7.com sitesinde yayınlandıktan sonra, şu ana kadar tam 108 yorum gönderilmiş.
Ben o yorumları seçerek nazarınıza sunmak istiyorum. Çünkü içlerinde bizim de gözümüzden kaçırdığımız bir takım bilgiler mevcut.
Mehmet Diğrenci:
“Yazarın yer verdiği mektuba katılmaktayım. Ama şunu da görmeliyiz, isimler tesadüfi olarak seçilmiş olmayabilir. Anadolu’da bu isimler İslâmdan, Kur’ândan olduğu için konulmuştur. İsim seçmede bu kadar dikkatli olan milletim çocuğunu yetiştirirken nedense dikkatli değil.”
Elvan Küçük:
“Herkese görev düşüyor. Bu tür dizilerde dinimize göre küfür sayılan birçok şey espriyle karışık veriliyor. Dinimize göre küfür söz işiten Müslümanın eliyle, imkân yoksa diliyle, o da mümkün değilse kalbiyle karşı gelmesi, yani buğz etmesi gerekiyor, onun için de çok uyanık olması gerekiyor. Konunun hassasiyetini anlayanlara birkaç sözüm var. 1- Konuyu okuyup yorum yazmakla bırakmayıp RTÜK, Diyanet başta olmak üzere ilgili bütün kuruluşlara ve uyanması için bütün mail grubunuza gönderin. 2- En iyisi bu kanalları izlememek, ama ola ki izlediniz uyanık olun, bakın söz nereden geliyor, nereye gidiyor. Bu konuda olduğu gibi, kötü karakterlerin isimleri özellikle mi kutsal seçilmiş? Biz kendimize saygı duymazsak, başkasının bize saygı duymasını beklememeliyiz. Kendimize, ailemize ve değerlerimize sahip çıkalım.”
Selvi Kaynarca:
“Bir başka zaviyeden... atv’nin sadece Avrupa Yakası’na bakılsa zannediyorum nasıl bir çaba içerisinde olduğu farkedilecektir. Bu milletin din ve diyanetine ters düşmeyen tek sahnesini yakalayan gelsin beri.”
Celalettin Aral:
“Türk sineması ve televizyonlar yıllardır bu işi yapıyor, örnekler sayılamayacak kadar çok. Biz İslâm dinini, dindarı, tarihi kötüleyen filmlerle büyüdük. Batıdan gelen herşeyin modern olduğu düşüncesi bilinçaltlarımıza yerleştirildi. Bize ait her değer ise, ikinci sınıf muamelesi görüyor.”
Didi Bey:
“Teşekkürler, tespit doğru, çok ince bir ayar. Ki zamanında bunlar Ramazan, Şaban, Bayram, Recep gibi isimleri de bu şekilde dile düşürdüler. Amaçları belli... Uyanmak lâzım.”
Gül (rose):
“Bu konu buraya taşındığı için çok teşekkürler.. Bir ek de benden: Tacettin dinin tacı demek, ama Sihirli Annem dizisinde bir köpeğe, ‘Tacettin gel buraya’ diye sesleniliyor... Ne olur, buna bir dur diyelim!”
Nevval Kale:
“Tam yerinde bir yorum… Tebrikler… Bu durum benim de kafamı son zamanlarda kurcalamaya başlamış ve yakınlarıma bu konudan bahseder olmuştum... Ki karşıma bu güzel yazı çıktı. Arkadaşımı tebrik ediyorum. Bizler bu duruma göz yummayalım, gözümüzü açıp neler dönüyor ortalıkta görelim.”
Selim Bakır:
“Yıllarca bizleri Kemal Sunal’ın oyunculuğuyla, Aziz Nesin’in yapıtlarını oynatarak dini istismar etmediler mi? Hacıyı, hocayı üç kâğıtçı gibi göstermediler mi? Bu da onların bir parçası.”
Mecit Han Okumuş:
“Bakın film, dizi ve birçok programa bizim için gerçekten önem taşıyan değerler bir takım istismarlarla ne kadar da haklı ve yapılmasında sakınca olmadığına dair bir izlenimi insanlarımıza veriyor. Ve bunu bir çok kimse farketmiyor bile. Şu an bu film, dizi ve programları bir gözden geçirin, bir zamanlar konuşulması bile ayıplanacak şeyler çok doğal ve normalmiş gibi işleniyor. Şahsen bunun çok programlı ve özenli bir şekilde yapıldığı kanaatindeyim. Son dönemlerde ülkemizde olan ve yaşanan iğrenç ve tiksindirici olayların başka bir açıklaması yok diye düşünüyorum.”
Mirza Budarnayev:
“Recep, Şaban ve Ramazan gibi isimler de devamlı gırgır geçmek için kullanılan ve aşağılanan isimlerdir. Bunların kasıtlı olarak yapıldığını biliyoruz. Bu; sistematik bir yıpratma, aşağılama harekatıdır.”
Sabri Çağlayan:
“Şaban ismi tarihe gömüldü. Hiç siz kılığı düzgün bir imam figürü gördünüz mü? Ya başı kapalı kesime verilen roller. Müslümanlığı yok etmek için var güçleriyle çalışanlar her yolu denemekte, dejenere etmekteler. Bizlerin hoşgörülü dünya anlayışımız, bizi yok etmek isteyenlerle taviz verici diyaloglarımız. %99 olan Müslüman oranını kısa bir sürede %95’lere düşürmüş bulunmakta. Bu gidişte de Müslümanlar ciddi bir azınlıkta kalacaklar. Çünkü Bulgaristan’ın zorla yapamadığını, bizler gönüllü olarak yapıyor ve çocuklara verilen isimleri duydukça titriyoruz.”
28.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|