Mecliste bütçe görüşmeleri sonrası CHP lideri Deniz Baykal ile Başbakan R.Tayyip Erdoğan’ın atışmaları tansiyonu hayli yükseltti. (TRT 3)
Baykal yaptığı gafı “Sözlerim yanlış anlaşıldı” diyerek telafi etmeye çalıştıysa da söz bir kere ağızdan çıktı.
Baykal’ı izlerken aynı ses tonuyla Menemen mitinginde konuşan Tuncay Özkan’ı hatırladım.
Öyle ki törene katılanlar “Çankaya yolu şeriata kapalı,” “Çankaya laiktir, laik kalacak” sloganları atıyor, Özkan’ı gaza getiriyordu.
Özkan bu, gazeteciliğin vermiş olduğu atraksiyonla bir de “erken seçim” istemesin mi? Hatta bir politikacı edasıyla rakamlar vererek, mevcut iktidarı eleştirdi:
“128 milyar dolar dış borcumuz var. Hükümet katiller demokrasisi, hırsızlar düzenini kurdu” diye...
Dahası:
“Bir elimizde Kur’ân, bir elimizde Nutuk, aklımızda bilim, yüreğimizde inanç var. Onlardan önce Allah’ımızı geri alacağız. Onlar ‘Allah’ım ihale ver, dolar verme, taşıması kolay olsun, euro ver’ diye dua ediyor” diyor.
Alkış ve kıyamet.
Hani biz, “Cumhurbaşkanı madem Kanaltürk’ün resepsiyonunda 4 saat kaldı. O halde, TRT Genel Müdürlüğü için Özkan’ı seçsin” diyorduk ya...
Galiba, Tuncay Özkan’ın TRT Genel Müdürlüğü gibi küçük işlerde gözü yok.
Onun derdi büyük... Ya parti kuracak veya Çankaya’ya çıkacak! Şaka gibi... Aklından ne geçiyor, bilemeyiz... Ama bir insan bu kadar patırtıyı boşa çıkarmaz. Beklentileri büyük olmalı!
Sahi, Tuncay Özkan neden meydanlarda bangır bangır bağırıyor.
O bir siyasetçi mi?
Hayır.
Show-man mi?
Hayır.
Hatip mi?
Hiç değil!
O bir:
Gazeteci!
Peki “gazeteci Tuncay Özkan” neden meydanlarda bağırıyor?
Sahibi olduğu Kanaltürk’ü CHP’nin emrine vermekten zevk alan biri, CHP’lilerin de bulunduğu bir ortamda iktidara yükleniyor.
Peki, Tuncay Öz kan kimdir?
Kendi tabiriyle “kışkırtıcı” biri mi?
Onu ilk kez Uğur Dündar’ın programlarında haber hazırlarken gördük.
Kuşkusuz evveli de var: Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu... Hürgün ve Cumhuriyet gazetelerinde kalem oynattı.
Kanal D Haber müdürlüğünden sonra Doğan Medya Grubu ve ardından Çukurova Medya Grup Başkanlığına yükseliverdi.
Şimdi de Kanaltürk televizyonun sahibi.
Peki, bir haberci nasıl olur da birden bire yükselir? (Yoksa yükseltilir mi demeliydik?)
Kanaltürk gibi bir televizyon sahibi olmak kolay bir iş mi?
Kendisinin ticaretle uğraşmadığı ortada. Acaba Doğan Grubu’ndan Çukurova Grubu’na geçerken aldığı 5 milyon dolar transfer parasıyla mı bu kanalı kurdu? Bir televizyon kanalı kurmak için pek tatmin edici bir rakam değil.
Yoksa yine kendi ifadesiyle, “Bu kanalı parasız pulsuz kurduk. Sadece Oyak Bank’tan özel şartlarla 7.5 milyon dolar kredi aldık”la mı izah edebilir? (Şamil Tayyar)
Hepsi bir yana, Özkan bir an evvel ne olmak istediğine karar vermeli.
Siyasete soyunuyorsa, hodri meydan.
Yok eğer “gazeteciye” zaten bir televizyonu var, işini orada yapsın.
Ya “etikçi” olsun yahut “tetikçi” olsun.
27.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|