Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 27 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Faruk ÇAKIR

Stadlarda niçin mescid yok?



Zaman zaman hatırlatıyoruz: Türkiye’de bazı kesimlerin sergilediği ‘mescid’ rahatsızlığı; dünyanın başka hiç bir yerinde yoktur! Bir yerden mescid açılması sözkonusu olunca, bu kesimler hemen karşı çıkar ve böyle bir talebin ‘laikliğe’ aykırı olacağını söylerler.

Tabiî, Fransa ve Rusya’dan daha katı laiklik uygulmasına göre böyle bir talep ‘aykırı’ görülebilir. Ancak bu yaklaşım, Türkiye ve dünya gerçeklerine uyar mı? Türkiye’de yaşayan milyonların bu yöndeki haklı talepleri, ‘laikliğe aykırı’ denilerek gözardı edilebilir mi?

İslâma göre yeryüzü bir mesciddir, her yerde namaz kılınabilir. Ancak bu demek değildir ki, müstakil ‘mescid’ler açılmasın! Mescid açılmasına karşı çıkanların sığındığı bir ‘bahane’ de budur. “Mescid olmasa da namaz kılınabilir. O halde niçin mescid açılsın?” derler. Derler, ama verilen cevaplara da kulaklarını kapatırlar...

Eskiden var olan pek çok mescid, çeşitli ‘süreç’ler sonrasında kapatıldı. Mescidleri kapatmak kolay, ama yeniden açmak o kadar kolay olmuyor. Bugün itibarıyla, meselâ her hangi bir okulda mescid açılmasını istemek, ‘yasak’çılara göre ‘suç’tur. Kanunen ‘suç’ değil, ama aleyhte yapılan propagandalar böyle taleplerin sanki ‘suç’muş gibi algılanmasına sebep oluyor. Yakın zaman önce, trenlerde bir ‘mescid yeri’ ayrılmasını isteyen ilim adamına karşı atılan ‘manşet’leri hatırlayalım. Ellerinden gelse, bu ve benzeri şekilde haklı talepleri dile getiren öğretim üyelerini üniversitelerden ihraç etmeye bile çalışırlar!

‘Yasak’çılar istemiyor diye, millet ‘mescid’ taleplerini dile getirmesin mi? Hayır, tam aksine her imkân ve fırsatta bu haklı talepler dile getirilmelidir ve getiriliyor da. Bir internet sitesinin ‘serbest kürsü’süne yazan vatandaş “Stadlarımızda niye mescid yok?” diye sorup şöyle diyor diyor: “Ben bir Fenerbahçe taraftarıyım ve Kadıköy’e veya farklı bir stada gitmeye kalktığımda hep maç saati aklıma takılıyor. Lig maçları genelde namaz vakitleri arasında kalıyor. Bu yüzden çoğu maça gidemiyorum. Stadlarımıza niye mescid koymuyorlar? Sayın yöneticiler, lütfen stadlarımıza mescid yapın.” (haber7.com, 13 Aralık 2006)

Evet, ‘serbest kürsü’ye yazan bu vatandaş Türkiye’de yaşanan bir problemi dile getirmiş. Tabiî mescid olmayan tek stad Kadıköy’deki Fenerbahçe Stadyumu değil. Başka pek çok stadda da (belki de tümünde) mescid yok. Peki, maça giden futbolseverler, maç saatiyle çakışan namazlarını nasıl eda edecekler? ‘Yasak’çılar hemen; ‘kazaya bıraksın’ şeklinde fetva verebilirler. Ama bu doğru bir fetva değildir. “Namazı düşünen maça gitmesin” demek de doğru değil. Maça gitmemelerini arzu ederiz, ama gidiyorlarsa ve mescid talepleri de varsa bu talep mutlaka dikkate alınmalıdır. Evet, aynı soruyu bir defa daha soralım: Stadlarda niçin mescid yok?

Başka bir haber sitesinde yer alan habere göre ise, Balıkesir’e bağlı Dursunbey Meslek Yüksekokulunda mescid açılmış. (http://www.turkhaberler.net/haber/1969.htm) Bu bilgi doğru ise, mescid açılmasına vesile olan yöneticileri tebrik ediyoruz, hayırlı bir iş yapmışlar.

Ama ilgili haber sitesi, mescid açılmasından rahatsız olmuş ve “Yaşasın, bizim de mescidimiz varr” diyerek kendince mescid açılmasını bir yerlere gammazlamış. Haber sitesine göre, Dursunbeyliler ‘olaya’ tepki gösteriyormuş...

“Hayırlı işlerin muzır manileri olur” kaidesince, bir okulda mescid açılmasından rahatsız olanlar olabilir. Ancak bunların, Balıkesir’i Dursunbey’i temsil ettiğine kimse inanmaz. Mescid açılmasına karşı çıkanlar ‘azınlığın da azınlığı’ olabilir.

Eğer bu haber doğru ise, mescid açanları ve açılmasına vesile olanları tebrik ediyor ve bütün okullara örnek olmasını temenni ediyoruz. Evet, niçin her okulda ve stadda mescid olmasın?

27.12.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (26.12.2006) - Şirketlere ‘çevre’ hizası

  (25.12.2006) - Kapımızdaki düşman

  (24.12.2006) - Yanlışa ‘doğru’ dememek gerek

  (23.12.2006) - Üfledikçe parlayan nur

  (22.12.2006) - Sıradaki ‘yalan haber’ gelsin

  (21.12.2006) - Vay sansürcüler vay!

  (20.12.2006) - Yasakçılar özür dileyecek

  (18.12.2006) - Çare var, görelim

  (17.12.2006) - ‘Süreç’ haberleri yine çoğaldı

  (16.12.2006) - Seçim tartışması

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004