Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 31 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

İsmail BERK

Hac bayramı



Bugün Kurban Bayramı. İslâm âleminin ibadet ve şükür bayramı. Kulluğun itaat feyzinde, en zirve buluşmaların ve en toplu ibadetlerin beraberce idrak edildiği bir hac bayramı.

Herkesin haccettiği bir bayram; haccetmek. Diğer ifadeyle; ziyaret ve ibadet merkezli, duâ eksenli ve huşu ile coşku karması, en güzel anların, en müsbet zanların ve en kalbî muhabbetlerle en ruhânî hallerin yaşandığı bir haccetmek.

Haccetmek; ziyarettir, buluşmaktır, yürümektir, duâdır. Taabbüdî olan kaideler zincirine harfiyyen uymaktır. Teslimiyet sancağıyla Allah’a vasıl olmanın en mukaddes mekânlarda ve zamanlarda yaşandığı hususî bir huzurdur.

Milyonlarca mü’min, şu anda hacı oldu. Arafat’ta, Müzdelife’de, Mina’da ve Kâbe’de yoğunlaşan bir ibadet iştiyakı ve yükselen nurânî idrak ile vakfelerini, şeytan taşlamalarını ve tavaflarını yaptılar. Şeytanın yarılan başına üç gün daha taşlar inmeye devam edecek.

Makam-ı İbrahim’de bir gönül selâmı ile hürmet makamında ihtiramla kutsiyetin penceresine açılan kalbin tarafından devir daim misali tavaflar devam ediyor. Hacerü’l-Esved, her zamanki metanetinde rahmete vesile olmanın manevî temsili ile bir yadigâr olarak dokunuşun en has ve halis ruhaniyetine şahitlik ediyor.

Safa Merve sembollerinde, birbirini gören iki dağın birbirine bakan veçhelerinde beşerin en emin ve huzur bahşeden yolculuğu var. Yürüyüşün, kendi içinde hikmetin emarelerini bize ders veren ve değişen ritmiyle gayret ve tezahür farkını ortaya koyan bir haşmet var.

İçilen zemzemin bereket ve seyyaliyet içinde maddî ferahlamanın bünyemize içirdiğimiz ihtiyaç, istek ve rıza suyu var. Suya şeref kazandıran bir farklılık ve hususiyet takdiri var.

Haccetmekte her şey farklı, her şey manidar ve her hareket bir tasarrufun rahmetinde buluşmayı temin eden bir randevu saati gibi sarıyor.

Göz; gördüğüyle hüşyar ve doyumsuz bir seyrin hak ettiği Peygamberî manzaraların şehadetinde basiretle bakıyor. Kulak; İlâhî zikrin mest ettiği seslerin kardeşliği içinde etrafına emanet bir dinleyiş makamında huzur-u daimî ile dinleniyor. Beden; bütün varlığıyla tatmin olan bir hareket ve akış içinde. Diğer manevî lâtifeler ise, şereflenmenin ve İlâhî lutfa mazhar olmanın havsalayı aşan vicdânî hazzında kendilerine verilen bu nimetlerin ve mazhariyetlerin şükrü içindedirler.

Hacda olamayanlar da bunları düşündü durdu. Kalplerindeki “âyine-i Samed” ile başladılar haccetmeye/ziyarete. Kendilerini ziyaret ettiler. Aklın, vicdanın, ruhun, duygunun ve vücudun kurban bayramında, haccın manevî atmosferine kendilerini zihnen ve hayalen götürerek oradan âleme açılan ve âlemine doğan mânâlarla bayram namazına gittiler.

Dünyanın her tarafında, Müslümanlarca aynı yakarış, hüzün ve mutluluk bir arada taleplerinin kabulü için bayram duâsına durdular. Milyarlarca el, Kâbe’ye yönelerek niyaz makamında duâ ederek, Allah’a yalvardılar:

“Ya Rabbi, bu aciz ve çaresiz hallerden bizi halâs eyle. Maddî ve manevî inkişaflar ver. İslâm dünyasında cereyan eden zulümlerden, işgallerden, sefaletten ve eziyetlerden sana sığınıyoruz. Bizi şuurlu, ihlâslı ve metin kıl. Bu belâları def etmemize kuvvet ver. Mü’mince yaşamayı ve insanca düşünmeyi bize lütfet! Dünyanın sükûneti için İslâmı yaşamayı ve yaşatmayı nasip et!”

Dünyanın bütün ibadet mahallerinde mü’minlerin semaya kalkan ellerle ve gönülden dillerle yaptıkları bu duâlar ve “âmin” diyen maddî ve gayr-i maddî âlemlerin münâcâtı inşallah makes bulacaktır.

Camiden çıkarken, gülümseyen yüzler, bayramlaşan mü’minler ve birbirine müşfik ruhlar var bugünlerde. Kurban hazırlığında zevkli bir meşguliyet yaşanıyor. Kurban edilen nefsimiz, günahlarımız ve benliğimiz olsun temennisiyle kurbiyetin/yakınlaşmanın yaşandığı haller sürüklüyor peşinden. Ziyaretler, dost meclislerini ve yakınlık arzularını teşvik ediyor. İkramlar, kalbî duâlarla karşılamalar ve uğurlamalar bolca yaşanıyor.

Teşrik tekbirleri her namazın Kâbe’ye dönük haccetmesinde, bize ayrıcalıklı günleri hatırlatıyor. Kendimizle buluşmanın en güzel dönemini yaşatıyor.

Mazlum ve mağdur Müslümanları, insanları hep hatırlayarak ve bu günlerde daha fazla duâ ederek bayramlaşıyoruz, bayram oluyoruz ve bayram kalıyoruz.

En kalbî muhabbetle ve hürmetle, bütün İslâm âleminin Kurban Bayramını tebrik ediyorum. Huzurla, şefkatle, hikmetle ve ihlâsla daim olmasını diliyorum.

31.12.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (28.12.2006) - Bütçe polemikleri ve kapıdaki tehlike

  (27.12.2006) - Bir “Türkmenbaşı” vardı

  (26.12.2006) - Yerli yeniliğin adresi Kayseri

  (25.12.2006) - Menemen provokasyonu

  (24.12.2006) - Hacca yönelmek

  (21.12.2006) - AB treni ilerliyor

  (20.12.2006) - Demokrasi Platformu/üssü

  (19.12.2006) - Şanlıurfa’dan

  (18.12.2006) - Hastahane günlüğü

  (17.12.2006) - İç yolculuk: Hac

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004