EV SAHİPLERİMİZLE DERGİLER ÜZERİNE SOHBET
Bizi misafir eden İslâmî Düşünce Vakfı’nın bünyesinde çıkan Tahire dergisi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Server, Zemzem dergisinde Editör Meryem Tamhidi ve Editör Yardımcısı Meryem Hamzehloo ile İran’da kadın dergileri ve kadın hakları üzerine konuşuyoruz:
İran’da sadece kadın ve aileye hitap eden yirmiyi aşkın yayın organı var. Dergilerde kadın hakları üzerine, herkes kendi görüşünü hür olarak aktarıyor. Dergilerin çoğu İngilizce çevirisiyle yurt dışına da satılıyor. Tahire dergisinin dünyanın 150 ülkesinde toplam 6 bin abonesi mevcut.
Bu konuda kadın haklarını en yüksek perdeden dile getiren İslâmî feminizmin hakim olduğu dergiler de var. En son yüz bin kişilik bir futbol stadına, kadın izleyicilerin alınmaması üzerine kadınlar, ellerinde “Yüz bin kişilik stat=Yüz bin erkek için mi?” yazılı afişlerle toplu bir gösteri yapmışlar.
Kadının şahitliği, miras hakkı üzerine büyük tartışmalar yaşanıyor. Kadının yargıç ve cumhurbaşkanı olamaması da tartışılmakta…
Dergiler grubu sözcüleri, Batıda 50 yıl öncesine kadar kadının sahip olmadığı hakları, İslâmın 1400 sene öncesinden kadınlara verdiğini anlatıp, Batı toplumlarında kadının annelik fonksiyonunun iptal noktasına geldiğini söylüyorlar. “Erkekle kadın birbirini tamamlayacak şekilde yaratılmıştır, ama kadınlar erkekleşmeye, erkekler de kadınlaşmaya özenince ortaya çıkan cinsel sapıklıklarla Batıda toplum hayatı karmakarışık durumdadır. Artık pek çok ünlü feminist ‘Artık eve dönme vakti geldi’ demektedir…” tesbitlerini yapıyorlar.
“Çalışma hayatında yoğun olan İranlı kadınlar, ev işleri ve çocuk olaylarını nasıl dengeliyorlar?” sorumu, kadınlara tanınan sosyal güvenlik haklarıyla cevaplıyorlar. İran’da eşit işe eşit ücret sisteminin uygulandığını ve Batı ülkelerinin aksine, kadının emeğine saygı duyduklarını ifade ediyorlar. Hamilelik ve ardından 6 ay ücretli doğum izni, daha sonraki aylarda günde 2 saatlik süt emzirme izinleri ve özel anlaşmalı anaokullarıyla kadının yükü yasal yollardan hafifletilmiş.
Eşi ölen, büyük oğlu olmayan dul hanımlar için de part time çalışıp tam ücret alacak şekilde hukukî düzenlemeler yapılmış.
Seyahatimizin son akşamı tanıştığımız İslâmî Düşünce Vakfı Sorumlusu İcazi Bey de, yurt dışındaki Türklerin İran’ı daha iyi tanıdığını, ama Türkiye’de malûm medya sebebiyle İran’ı karalama politikası güdüldüğünü ifade ediyor. “Olaylara objektif bakacak gazetecilere, dergicilere ihtiyacımız var. Sizin de içinde bulunduğunuz basın mensuplarını, zaman zaman dâvet etmemizin sebebi bu” diyor.
Not: Yakın olduğumuz, ama nedense hep uzak durduğumuz komşumuza yaptığımız ziyaretimiz de böylelikle sona eriyor. Anlatacak daha çok şey olmasına rağmen, ancak belli başlı noktaları aktararak, notlarımızı burada bitiriyoruz.
Müzelerinin önünden her gün İngiliz, Alman, Japon turistleri taşıyan onlarca tur otobüsünün kalktığı İran’a gidip, bir komşu ziyareti de siz yapın.
Ortak değerlerimizi abartmadığımı göreceksiniz.
SON
|