Süleyman KÖSMENE |
|
Reenkarnasyon batıl inançtır |
Ercan Alçınar: “Reenkarnasyon düşüncesine güç veren âyet var mıdır? Kimileri ikinci defa dünyaya gelmekten bahsediyorlar ve bu düşünceyi destekleyen âyet olduğunu iddia ediyorlar. Bu düşüncenin gerçeklik payı var mıdır?”
Reenkarnasyon denilen, ruhun dünyaya başka bir vücutta yeniden dönmesi gibi bir inancı besleyen hiçbir âyet ve hadis mevcut değildir. Reenkarnasyonu destekler mahiyette olduğunu iddiâ ettikleri âyetlerin tamamı ölüm ve ölüm ötesi hayatı ve âhireti konu alır. Meselâ bu âyetlerden birisi Bakara Sûresi’nin 28. âyeti olan, “Siz cansız iken size can veren Allah’ı nasıl inkâr edersiniz? Sonra sizi öldürecek, tekrar sizi diriltecek ve sonunda O’na döndürüleceksiniz”1 âyetidir. Burada geçen “sizi öldürecek, tekrar sizi diriltecek” cümlesindeki “tekrar diriltme” meselesi reenkarnasyoncuların zannettiği gibi dünyada değil; öldükten sonra kıyamette ahiret hayatının başlangıcında gerçekleşecektir. Dünyadan ötesini görmeyenler, yeniden dirilişin dünyada olacağını zannediyor olabilir şüphesiz. Ama Kur’ân için dünya hayatı geçici bir misafirlik; gerçek hayat ahiret hayatıdır. Bütün peygamberler öldükten sonra hayatın devam ettiği, ruhların ölmediği, kıyametten sonra yeniden dirilişin vâki olacağı ve âhirette hayatın ebedî olduğu haberini insanlığın dimağına sürekli perçinleyerek işlemişlerdir. Bu hak haber en son ahir zaman Peygamberi Hazret-i Muhammed’e (asm) gelen âyetlerde ifadesini bulmuş ve çok net biçimde insanlığı ebedî hayata çağırmıştır. Fakat hep kısır döngüsünün kurbanı olan insanoğlu, öldükten sonra hayatın devam etmesini çok içten temenni etmekle beraber, kimi zaman bu temenniyi bâtıl bir çerçeveye oturtmuştur. İnsanoğlu, “Öldükten sonra hayat olsun; ama benim kafamda şekillendiği şekilde olsun!” deme hakkına sahip olabilir mi? Öldükten sonra hayat elbette var; ama Yüce Yaratıcı’nın dilediği, haber verdiği ve vaad ettiği şekilde var. Yüce Yaratıcı bunu Kur’ân’ında haber vermiştir. Kur’ân’da reenkarnasyon yok, fakat öldükten sonra diriliş vardır; ruh göçü yok, fakat ruhların hayatlarının devamlılığı vardır; insanın başka bir bedende tekrar dünyaya dönmesi söz konusu değil, fakat lâtîf ruhların dünyada olsun, sair gezegenlerde olsun, dilediği ulvî mekânlarda olsun gezmeleri söz konusudur. Reenkarnasyon, ölen kimsenin rûhunun, dünyada bir başka insanın veya hayvanın bedenine geçtiği şeklindeki bâtıl inanıştır. Ruh göçü veya tenasuh inancı da denmektedir. Eski Hind geleneğinde, Firavun dönemi inançlarında, putperest inanışlarda, Budizm’de ve sâir ilkel inançların hemen hepsinde görülen bu batıl inanış, gelenekten geleneğe değişiklikler de göstermiştir. Kimi inançlarda ruhun insandan insana, kimisinde insandan hayvana, bazısında hayvandan insana geçişi tarzında telâkkîler geliştirilmiştir. Ki, hiçbirisi hak ve hakîkat değildir. Zaman zaman bir takım kimselerin ortaya çıkıp, kendilerinin ikinci hayatı yaşadıklarını, önceki hayatlarının başka bir ülkede, başka bir cinsiyet veya meslek içinde geçtiğini iddiâ ettikleri, hattâ o ülke, o zaman veya o meslekle ilgili bir takım doğru bilgileri de delil olarak sıraladıkları görülmektedir. Oysa böyle iddiâlara, ya hâricî plânda cinler sebep olmakta, ya da dâhilî çerçevede ruhsal hastalıklar, sinirsel ve şizofrenik bozukluklar kapı açmaktadır. İnsanın bazen cinlerle her- hangi bir biçimde farkında olmadan kurduğu bir temas sinirlerini bozmakta, his, duygu, düşünce ve muhakeme dünyasını alt üst etmektedir. Böyle kişiler ortaya çıkıp kendilerini ya başka bir insan bedeninde olduğunu, ya geçmişte de yaşadığını, ya da kendisini bir hayvan karakterinde hissettiğini söyleyebilmektedirler. Tedâvî olmaları gerekirken, yön değiştirip, reenkarnasyon meraklılarına malzeme olmaktadırlar. Medya da bunu kullanmaktadır. Unutulmamalıdır ki, çürük ve batıl inançların tek çâresi sağlam inançlardır. İslâmiyet’in ter ü tâze âhirete îmân akîdesi bütün batıl inançları ve bütün reenkarnasyon telâkkilerini kökünden yıkacak mahiyettedir. Nitekim Kur’ân, “Biz ölüleri diriltiyoruz”2 diye haber vermektedir. Bu diriliş rûhun kendi kişiliğinde ve müstakil hüviyetiyle dirilişinden başka bir şey değildir. Ne Kur’ân’da, ne hadislerde, ne de Risâle-i Nûr’da reenkarnasyona haklılık verecek tek bir işâret yoktur. Evet, öldükten sonra hayat vardır; fakat ilkel iddiâcıların dediği gibi “başka bedenlere göçüş” şeklinde değil; Kur’ân’ın ilân ettiği gibi “müstakil diriliş” biçimindedir. Dipnotlar: 1- Bakara Sûresi: 28 2- Yâsîn Sûresi, 36/12 29.07.2010 E-Posta: [email protected] |