Süleyman KÖSMENE |
|
Elli seneye denk bir ibadet gecesi |
Hadislerde “Nısf-u Şaban” olarak ifadesini bulan mübarek bir günün içindeyiz. Nısf-u Şaban, üç ayların ikincisi olan Şaban ayının ortası. Berat Gecesi ile başlayan gün. Kurtulmak isteyen için, beratını almak isteyen için mahşerden önce verilmiş rahmet dolu, mağfiret dolu, yüksek fırsatlar dolu gecelerden birisini daha bu gece –İnşallah- idrak edeceğiz. Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) Şaban ayının on üçüncü gecesi geldiğinde mübarek başını secdeye koydu. Ümmeti için af ve mağfiret istedi. Kendisine ümmetinin üçte birinin bağışlandığı müjdelendi. Resul-i Ekrem (asm), on dördüncü gece tekrar secdedeydi. Yine ümmetinin bağışlanmasını istiyordu; ümmetinin üçte ikisinin mağfiret edildiği müjdelendi. Ve on beşinci gece yeniden o mübarek baş Allah’ın huzurunda secdeye kapandı. Allah Resulü (asm) ümmetinin tamamının bağışlanmasını istiyordu. Bu gece, Allah’tan yüz çevirenler dışında, ümmetinin tamamı bağışlandı.1 Resul-i Ekrem Efendimiz (asm) Şaban’ın on beşinci gecesinde: “Ya Aişe, bu gece nasıl bir gece, bilir misin?” buyurdu. Hz. Aişe (ra): “Allah ve Resulü daha iyi bilir” dedi. Peygamber Efendimiz (asm): “Bu gece Nısf-u Şaban’dır. (Şaban ayının yarısıdır.) Dünya işleri ve kulların işleri bu gece Yüce Hakka arz edilir. Bu gece cehennemden azat edilenlerin sayısı; kelb kabilesinin koyunları sayısından daha fazladır. Bu gece bana ibadet yapmam için izin verir misin?” Hazret-i Aişe (ra): “Olur ya Resulallah!” dedi. Peygamber Efendimiz (asm) kalkıp namaza durdu. Ayakta durması uzun sürmedi. Fatiha Sûresini okudu; sonra küçük bir sûre okudu. Ardından secde yaptı. Gecenin yarısına kadar secdede kaldı. Daha sonra ikinci rekâta kaktı. Ayakta iken, birinci rekâtta okuduğu kadar bir şey okudu. Sonra yine secdeye vardı. Bu defa da tan yeri ağarıncaya kadar secdede kaldı. Secdede o kadar kaldı ki, Hazret-i Aişe Resulullah’ın (asm) ruhunun kabzolunduğunu sandı. Secdeden kalkması uzayınca, Hazret-i Aişe (ra) telâşlandı, kendisine yaklaştı. Mübarek ayaklarına dokundu. Hareket ettiğini görüp canlılık hissedince rahatladı. Kulak verdi. Peygamber Efendimiz (asm) secdesinde şöyle yalvarıyordu: “Allah’ım! Azabından affına sığınırım. Gazabından rızana sığınırım. Senden Sana sığınırım. Şanın yücedir. Sen kendi zatını övdüğün gibi, seni övemem!” Sonra Hazret-i Aişe (ra) sordu: “Ya Resulallah, bu gece secdende bir şeyler okuduğunu duydum. Bunları daha önce okuduğunu hiç duymamıştım.” Peygamber Efendimiz (asm): “Sen onları öğrenebildin mi?” buyurdu. Hazret-i Aişe (ra): “Evet ya Resulallah!” deyince, Peygamber Efendimiz (asm) bundan hoşlandı da: “Ya Aişe! Onları hem sen öğren, hem de başkalarına öğret” buyurdu. Resulullah Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Şaban ayının on beşinci gecesinin ilk vaktinde Cebrail (a.s) bana geldi; dedi ki: “Ya Muhammed, başını semaya kaldır, bak!” Sordum: “Bu gece nasıl bir gecedir?” Hazret-i Cebrail (as) şöyle anlattı: “Bu gece, Allah, rahmet kapılarını açar. Kendisine şirk koşmayanların hemen hepsini bağışlar.” “Gecenin dörtte biri geçtikten sonra, Cebrail (as) yine geldi ve şöyle dedi: “Ya Muhammed başını kaldır, semaya bak!” “Bir de baktım ki, ne göreyim, cennet kapıları açılmış. Cebrail’e (as) sordum: “Bu kapılar ne zamana kadar açık kalacak?” Cebrail (as) şöyle dedi: “Allah’ın, Beni Kelp kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısından daha fazla kimseyi cehennemden azat edinceye kadar.” 2 Peygamber Efendimiz (asm) devamla: “Şâban’ın 15. gecesi geldiğinde geceyi uyanık ibadetle, gündüzü de oruçlu olarak geçirin. O gece güneş battıktan sonra Allah rahmetiyle dünya semasına tecelli eder ve şöyle seslenir: ‘İstiğfar eden yok mu, affedeyim ve bağışlayayım. Rızık isteyen yok mu, rızıklandırayım! Başına bir musibet gelen yok mu, sağlık ve afiyet vereyim!’ Bu, tan yerinin ağarmasına kadar böylece devam eder.” 3 Bir mektubunda ehl-i îmân ve ehl-i hizmetin her bir gecesinin, Leyle-i Mi'rac, Leyle-i Berat ve Leyle-i Kadir kadar kıymettar olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz eden Bediüzzaman Hazretleri 4, Berat Gecesinin mahiyetini ve bu gecede neler yapacağımızı şöyle ifade eder: “Bu gelen gece olan Leyle-i Berat, bütün senede bir kudsî çekirdek hükmünde ve mukadderat-ı beşeriyenin programı nev’înden olması cihetiyle Leyle-i Kadr’in kudsiyetindedir. Herbir hasenenin Leyle-i Kadir’de otuzbin olduğu gibi, bu Leyle-i Berat’ta herbir amel-i sâlihin ve herbir harf-i Kur’ânın sevabı yirmibine çıkar. Sair vakitte on ise, şuhur-u selâsede yüze ve bine çıkar. Ve bu kudsî leyali-i meşhurede onbinler, yirmibin veya otuzbinlere çıkar. Bu geceler, elli senelik bir ibadet hükmüne geçebilir. Onun için elden geldiği kadar Kur’ânla ve istiğfar ve salâvatla meşgul olmak büyük bir kârdır.” 5 Cenâb-ı Hak, bu gecede elli senelik ibadete denk kılacak ameller yapmayı sizlere ve bütün ümmete müyesser kılsın. Berat geceniz mübarek olsun. Amin.
Dipnotlar: 1- H. Dini K. Dili, s. 4294; 2- İbni Mâce, ikame: 191; 3- İbni Mâce, İkame, 191; 4- Kastamonu Lâhikası, s. 58; 5- Şuâlar: 505. 26.07.2010 E-Posta: [email protected] |