25 Nisan 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Banu YAŞAR

Almak ve olmak


A+ | A-

“İnsan ürettikleriyle mi, yoksa sahip olduklarıyla mı varoluşunu hisseder.”

Birçok psikolojik rahatsızlık ve sorunun arttığı günümüzde insanoğlu artık daha zor mutlu oluyor. Mutlu olması için, çok daha fazla şeye sahip olması gerekiyor. Yani mutluluk, şartlara bağlı bir duygu olmaya başladı.

Belli kriterler ve standartlar gerçekleşmediğinde kolayca hüzne kapılabiliyoruz. Kendimizi yetersiz ve değersiz hissetmemiz artık daha kolay, mutsuz olmak için sadece kendi sahip olduklarımızdan daha fazlasına sahip biriyle tanışmamız yeterli oluyor. Değer ve değersizlik kavramları bile sahip olunan maddî ölçütlerle belirlenir oldu. Sahip olduklarımızın sayısı arttıkça daha önemli, daha değerli hissediyoruz kendimizi... Oturmuş kişilik yapıları yerine, dışarıdan gelen mesaja göre şekillenen, şişmiş benliklerimiz oluştu. Bir şey zevk verirse ve onu yapmak keyifli ise yapar olduk. Emek vermek ve beklemek sıradanlık ve güçsüzlüğün sembolü oldu. Her şeyi hesaplar olduk... Ne zaman neyi yapacağımızı ve neyi yaşayacağımızı... Hayatı sürekli kontrol altında tutmaya çalıştık, istediğimiz gibi olmayınca da, panikleyip, kaygılandık.

Sürekli şikâyet ettik, havadan, sudan, hastalıktan, işten, arkadaştan...

Mutlu olmak, tevekkül sahibi olmak, bir şeyleri zamana bırakmak, basit olmanın, zayıf bir algılama tarzının göstergeleri olarak kabul edildi.

Üretmenin kendisi zevk verici olmaktan çıkınca, sahip olunanlar sergilenmeye başlandı. Elindekileri göstererek değerli olma duygusu ağır basınca, insanlar paylaşmak için değil, sergilemek için bir araya gelir oldular. Birlikteyken yaşanan kim daha mutlu yarışmaları asrın trendi olmaya başladı. Ne kadar rahatsız olsalar da görmek ve görünmek isteği daha galip geldi. Tek başına yaşanan huzur hali bile bunaltıcı yalnızlıklara dönüştü, evde yalnızken kendi iç sesimizi duymaktan korkup, kapıdan içeri girer girmez radyo ya da televizyonu açmaya başladık. Sessizliğin sesi bizi korkutur oldu.

Kendi iç sesine kulaklarını tıkayan insan dışarıdan gelen seslerin rüzgârına kapıldı. Sürekli almak ve sahip olmak dürtüsü onu kendine yabancılaştırdı.

Her şeyi hazır almaya başladık, elimizle üretmek ise sadece bir fantezi haline geldi. Hazır almak, alma gücünün sergilenişi olunca, elimizle yaptıklarımız, maddî yetersizliğin gizli görüntüleri olarak algılanır oldu. Hatta almanın ötesinde, nereden aldığın daha önemli olmaya başladı.

Bu hızlı tüketim yani al, kullan, at mantığı insan ilişkilerine de yansıdı. İlişkiler ve evlilikler de çok kolay başlayıp, çok kolay biter oldu. Emek verilen, zaman tanınan ilişkiler yerine, uymayınca yenisi aranan birliktelikler doğdu. Bu yeni sistem insanı daha da yalnızlaştırdı. Özellikle kadınlar için durum daha da zor oldu. Çünkü kadın, yapısı itibariyle güvenmeye, emniyete ve yaşadığı duygunun sürekliliğine inanmak ister. Bu hızlı değişim süreci, kadını korkularıyla baş başa bıraktı. Eşiyle ve çocuğuyla güven içinde yaşama arzusu yerini, eşini ve onun ilgisini kaybetme korkusuna bıraktı. Çünkü, her şey çok çabuk tüketiliyordu. Fıtratının özelliklerini yaşayamayan kadın, yaşadığına inanmaya, ona ayak uydurmaya çalıştı... Yüreği yoruldu, letafeti, zarafeti ve hassasiyeti yıprandı...

Almak ve olmak arasında sıkışan insan, artık daha çok çalışmak ve sürekli kendini yenilemek zorunda, çünkü; değişen sistem kendini hiç de ucuza satmıyor…

25.04.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (23.04.2010) - Nasıl bir özgüven?

  (18.04.2010) - Bana eskimeyen bir şey söyle...

  (14.04.2010) - Çocuğumuzu yeniden fark etmek

  (07.04.2010) - İlk çocuk olmak zordur

  (04.04.2010) - Ve bir gün...

  (31.03.2010) - Rakip değil, ekip olmak

  (25.03.2010) - Çocukluğumuza inelim

  (21.03.2010) - Babalara dair...

  (17.03.2010) - Sepetteki bebek, içimdeki ben

  (14.03.2010) - Özgüvenli olsun derken, bencil mi oldular?

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Yeni Asya Gazetesi - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat-Promosyon - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım