26 Mart 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Cevher İLHAN

Belâ zihniyet… (1)


A+ | A-

Birileri, bayat isnatlarla yine Bediüzzaman’a dil uzatmış… Ülkemizin, İslâm dünyasının ve topyekûn insanlığın mânevî bunalım ve problemlerine, demokratikleşmeden Güneydoğu meselesine, din ve fen ilimleri ilişkisinden toplumun ve gençliğin ıslâhına, çevre konularından en talî içtimaî meselelere Kur’ânî çözümler getiren çağın tefsiri Nur Risâlelerinin mânevî ve fikrî mesajını, tıpkı inkârcı zihniyet dedeleri gibi hazmedemeyip, her dönem ısıtılıp piyasaya sürülen iftiraları tekrarlamış.

Evvela şeytanları dahi inandıramayacak kocaman yalanlarla Bediüzzaman’a ilişme ve ismini çarpıtma cür’etinde bulunmuş. Milletin başına belâ olan mâlûm dinden bîbehre fitne odakları hesâbına kalemini fitne ateşine odun yapmış.

Yüksünmeden, yalan olduğunu bile bile “iftira kampanyası”na katılmış. Uydurmalarına, aynen sâkim zihniyet cedleri gibi “Said Nursî’nin isminin ‘Kürt Said’ olduğu bühtanıyla başlamış.

Gerçek şu ki Osmanlı devletinin coğrafî terkibinde ve resmî devlet salnâmesinde, Osmanlı nüfus kayıtlarında Karadeniz bölgesine örneğin “Lazistan”, Gürcülerin yaşadığı bölgeye “Gürcistan” denildiği gibi, Doğu Anadolu’ya “Kürdistan” denilirdi.

İşte buna izâfeten Bediüzzaman, Osmanlı devletinin son döneminde “Kürdî” lâkabını kullanır. Ancak Osmanlı’dan sonra bu “lâkabı” kullanmaz; bütün kitaplarını ve mektuplarını bizzat “Said Nursî” diye imzalar. Eski yazılarında kullandığı “Kürdî” ve diğer lakapları “Nursî” olarak değiştirir…

“SAİD NURSΔ İSMİNE KASDEN

“KÜRDΔ İSNADI…

Daha hayatta iken tabettirdiği “Tarihçe-i Hayatı”nda da yer alan 1935’teki Eskişehir Mahkemesi Müdafaasında ismi “Said Nursî” iken kendisine kasden “Said-i Kürdî” diyenlerin sinsî desîselerini deşifre eder.

“Hakkımda sarf edilen bir tâbirdir ki, ismim Said Nursî iken, her tekrarında ‘Said Kürdî’ ve ‘Bu Kürd’ diye beni öyle yâd ediyorlar. Bununla, hem âhiret kardeşlerimin hâmiyet-i milliyelerine (milliyetçilik hislerine) ilişip aleyhime bir his uyandırmak, hem mahkeme ve adaletinin mâhiyetine bütün bütün zıt ve muhalif bir cereyan vermektir” açık itirazında bulunur. (Tarihçe-i Hayat, 200-203)

İsminin “Said Nursî” olduğunu bizzat eserlerinde ifâde eder. Osmanlı döneminde doğduğu bölgeye atfen kullanılan “Kürdî” lâkabının ırkî bir anlamın ötesinde, doğduğu bölge adından geldiğini ifâde eder.

Osmanlı döneminde yazdığı, sonradan eline geçen makale ve kitaplarını tashihte “Kürdistan” kelimelerinin çoğunun üzerini çizerek kalemiyle “Şarkî Anadolu” diye değiştirir. Hatta Osmanlı’nın son döneminde Şark’taki aşiretlere verdiği “içtimâ-î hayatımıza nâfî (menfaatli) hürriyet ve meşrutiyet dersleri”nde, “Ey Kürtler!” diye başlayan bazı hitaplarını dahi “Ey bu vatan evlâtları” olarak değiştirir. O gün Doğu’daki Kürt aşiretlerine verilen bu derslere bütün vatandaşları muhatap kılar.

Keza yekûnuna yakını beraatla neticelenen, kendisinin ve Nur Talebelerinin yargılandığı mahkemelerde haklarında hazırlanan iddianâmeler, resmî evraklar üzerindeki işlemler hep “Said Nursî” ismiyledir.

Bunun içindir ki altı bin sayfalık Kur’ân tefsiri Risâle-i Nur Külliyatı’nın bütününe ve hatta daha evvel yazdığı “Münâzarât” ve “Sünûhat” gibi “Eski Said Dönemi Eserleri”ne “Said Nursî” imzasını atar; eski mektuplarındaki “Kürdî” kelimesinin yerine “Nursî”yi yazar…

ALÇAKÇA VE VİCDANSIZCA BİR DESÎSE…

Bediüzzaman’ın bu konudaki görüşleri kitaplarında, mektuplarında ve savunmalarında yer almakta. Bütün beyânlarına mukabil sonradan “bu lâkab”ın kullanılmasının iyi niyetle alâkası olmayan kasdî anlamlar taşıdığını belirtir.

Yargılandığı mahkemelerdeki, resmî-gayr-ı resmî beyân ve belgelerdeki, risale ve yazılarındaki “Said Nursî” imzasına rağmen, “Kürdî” isnadının arka plânını deşifre eder.

“Said Nursî” ismine karşı “Kürt Said” yakıştırmasının, “Frengilik (Batıcılık) hesâbına sahtekâr bir surette Türkçülüğü kendine perde eden ve hakikaten Türk düşmanı olan hamiyetfuruş (milliyetçilik taslayan) mütecâviz mülhidlerden (dinsizlerden)” geldiğine dikkat çeker.

Bunu “frenkmeşrep” dediği ecnebi hayranı Batı felsefesiyle dinden kopan ve ırkçılık uğruna birçok mukaddesatı fedâ eden “sahte Türkçüler”in ve “mülhid münâfıkların en son ve alçakça ve vicdansızca aleyhinde istimal ettikleri bir silâh ve vicdansızcasına bir desise” ve propaganda olarak niteler. (Barla Lâhikası, 149-150; Mektûbat, 407-412; Tarihçe-i Hayat, 200-20; Eski Said Dönemi Eserleri, 185-186)

MÜFTERİLERİN YÜZLERİNE ÇARPILACAK…

Hakikaten, “Bin seneye yakın, Kur’ân’ın bayrağını cihânın cihât-ı sittesinin (altı tarafının) etrafında galibâne gezdiren bu vatan evlâtlarına, İslâmiyet hesabına müftehirâne ve taraftarâne muhabbettarım” diyen Bediüzzaman’ı, birçok imzasından bir imzası olan ve kısa bir dönem kullandığı “Kürdî” kelimesiyle iftiraya hedef yapmanın, ilim haysiyetiyle ve iz’ânla bir ilgisi yoktur.

Âyet ve hadisle ırkçılığı reddeden risaleleri bir yana. “İslâmiyet ordularının en kahramanı olan Türklerle meslek-i Kur’âniyem cihetiyle, her milletten ziyade Türkleri sevmek ve taraftar olmak kudsî hizmetimin muktezası (gereği) olduğundan, bana ‘Kürd’ diyen ve kendini milliyetperver gösteren adamların bini kadar Türk milletine hizmet ettiğimi, hakîki ve civânmert bin Türk gençlerini işhâd edebilirim (şâhid gösterebilirim)” ifâdesine karşı Bediüzzaman’ı “ırkçılık”la ithamın menhus maksadı sırıtmakta.

Herkesin bölgesine ve doğduğu yere atfen lâkap kullandığı bir devirde, bir süre istimal ettiği “Kürdî” lakabını dillerine dolayarak Bediüzzaman’ı “ayrılıkçı” gibi gösterme saldırısının, kimi farmason mihraklara, İslâm düşmanı müfsid mihraklara “şirin” gözüküp ecnebî kaynaklı ifsad şebekelerine dalkavukluk amacını taşıdığı ortada…

Ne var ki tarihe, gerçeklere saygısız sakim çarpıtmalar ve menhus iftiralar artık işe yaramıyor. Çünkü bühtanların bütünü çoktan çürütülmüş ve tek tek ibret-i âlem olarak müfterilerin yüzlerine çarpılmış. Yine de çarpılacak…




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

26.03.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (25.03.2010) - “Mini paket”in muhtevası(zlığı)

  (24.03.2010) - “Paket”in kapsamı genişletilmeli…

  (23.03.2010) - İnsan hakları ve hürriyetleri antolojisi…

  (22.03.2010) - AKP’nin ABD çıkmazı…

  (21.03.2010) - Nevruz ateşi...

  (19.03.2010) - Katsayı, 45. madde değişmeden olmaz…

  (18.03.2010) - Ankara hâlâ heceliyor; A-B… (2)

  (17.03.2010) - Ankara hâlâ heceliyor; A-B… (1)

  (16.03.2010) - Dine ve mânevî değerlere samimiyet…

  (15.03.2010) - “Soykırım” bühtanına karşı…

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl