26 Mart 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Teklifi dahi yasak!


A+ | A-

Daha evvel de konu gündeme geldiğinde etraflı şekilde işlemiştik. Yine ihtiyaç oldu, bir defa daha ele almamız gerekiyor.

Anayasanın “değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” maddelerinden söz ediyoruz.

Bu ibare, 4. maddede geçiyor: “Anayasanın 1. maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2. maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.”

(Devlet ve Cumhuriyetin büyük harfle yazılması, anayasanın metninde öyle yazıldığı için.)

Bu maddelere teker teker bakacak olursak:

“1. Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.”

Toplumun buna itirazı yok, tam tersine cumhuriyet benimsenmiş durumda. Sıkıntı, cumhuriyet adı altında, cumhuriyetin anlamıyla asla bağdaşmayan dayatmacı ve ayrımcı tavırlarla cumhuru dışlayan uygulamalardan kaynaklanıyor; cumhuriyetin demokratikleşmesi isteniyor.

“2. Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.”

İşte en sıkıntılı madde bu. Doğru yorumlanıp öyle uygulanması kaydıyla “demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti” niteliklerinde bir ihtilâf yok. Ama Atatürk milliyetçiliği gibi hukukî tarifi bulunmayan sübjektif, ideolojik ve tartışmalı bir kavramla, başlangıçtaki temel ilkeler işin içine sokulunca, yaşadığımız ve bir türlü aşamadığımız derin tıkanıklıklar ortaya çıkıyor. Bunların dayatılması demokrasi ve hukukla da çelişiyor.

2. maddeyle atıf yapılıp “değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” zırhının korumasına alınan başlangıç kısmı da baştan sona problemli.

M. Kemal’e “ölümsüzlük” atfedip onun inkılâp ve ilkeleri vurgusuyla başlayan ve “hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği” ifadeleriyle devam eden bu kısım orada durduğu sürece, hiçbir demokratik ilerleme kaydedilemez.

Buradan 3. maddeye geçersek o da şöyle:

“Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı İstiklâl Marşıdır. Başkenti Ankara’dır.”

Ülkeyi milletin önüne geçiren ilk cümlesiyle, mâlûm zihniyetin halka bakış açısını bir kez daha ortaya koyan bu maddenin diğer cümlelerinde itiraz ve tartışmaya konu edilecek birşey yok.

Ama peşinden ayrı ve özel bir madde koyup, bunları “değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” ilân etmeye de hacet yok. Çünkü kimse çıkıp “Resmî dili, bayrağı, millî marşı, başkenti değiştirelim” demez. Dese de kıyamet kopmaz.

Dolayısıyla, anayasanın 4. maddesi, çağdaş dünyada benzeri olmayan bir garabet örneği olarak duruyor. Ve hukuk fakültelerinde okutulurken, hocalarla öğrenciler arasında, “Bu madde kalkarsa, güvenceye alıp korumaya çalıştığı ilk üç madde açıkta kalmaz mı?“ gibisinden alaycı diyalog ve değerlendirmelere konu oluyor.

Bu itibarla, son olarak Cemil Çiçek’in herhalde başlangıcı da ilk 4 maddeye katarak bir defa daha tekrarladığı “İlk beşi dışında, anayasanın bütün maddeleri değişmelidir” söylemi yanlış.

Tam tersine, düzeltmeye o maddelerden başlanmalı. Çünkü diğer maddelerde yapılacak değişiklikler, onlara takılıyor. Son örneği, başörtüsü yasağını üniversitelerle sınırlı olarak kaldırma iddiasıyla gündeme getirilip AKP-MHP oylarıyla Meclisten geçirilen iki maddelik değişiklik Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilirken gösterilen gerekçe ve dayanağın o maddeler olması.

Demokrasimiz o maddeleri demokratikleştirecek olgunluğa erişmediği sürece düze çıkamayız.

Teklifi dahi yasaklayan bir demokrasi olur mu?




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

26.03.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (25.03.2010) - Anayasada kırılma noktası

  (24.03.2010) - Anayasa paketi

  (23.03.2010) - Çıkış yolu

  (21.03.2010) - 50 yıl sonra

  (20.03.2010) - “O kadar”mı?

  (19.03.2010) - Seçim barajı

  (18.03.2010) - İsrail tuzağı

  (17.03.2010) - Başbuğ’un ikilemi

  (16.03.2010) - Kısır döngü

  (14.03.2010) - Yeni ibret dersleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl