H. İbrahim CAN |
|
Başbakan Erdoğan’ın İspanya ziyareti |
Başbakan Erdoğan’ın İspanya’daki ikinci ve son günü. İki ülke arasında hükümetler arası zirve toplantısının ikincisi bu akşam tamamlanacak. Dokuz bakanın yer aldığı Türk heyeti, meslektaşlarıyla ikili ilişkileri geliştirmek için çaba harcıyor. Bu ziyaretin en önemli yönü; İspanya’nın 7 Ocaktan bu yana Avrupa Birliği dönem başkanlığını yürütüyor olması. AB içinde Türkiye’yi en çok destekleyen ülkelerden birisi olan İspanya’nın dönem başkanlığında, en azından iki başlığın daha açılması bekleniyor. En önemlisi de Türkiye’nin hazır olduğu çevre başlığının, bazı ülkelerin engellemelerine rağmen açılmasının sağlanacağı umut ediliyor. Kıbrıs konusunda da İspanya dışişleri bakanı Moratinos’un Kıbrıslı Rumlarla yakın ilişkisini kullanarak, toplumlar arası müzakereleri hızlandırmaya katkıda bulunması istenecek. Ancak Mehmet Ali Talat’ın kaybedeceğinden pek kuşku olmayan seçimler sonrasında, hem Türk kesimi hem de Rum kesiminin bu konuda çok hızlı davranma niyetinde olmayacağı belli. Bu yüzden İspanya’nın Kıbrıs konusunda yapabileceği önemli bir katkı yok. İki ülke arasındaki ilişkiler hep örnek sayılacak nitelikte oldu. Medeniyetlerarası İttifak projesinde de iki ülke başbakanı eşbaşkanlık yapıyor. Medeniyetler çatışması tesine karşı oluşturulan bu projede, malesef şimdiye kadar çok önemli gelişmeler sağlanamadı. İki ülke G-20 kapsamında da birlikte faaliyet gösteriyor. İkisi de Akdeniz ülkesi olduğu için ortak yönlere sahip. Ekonomik ilişkilerimiz son yıllarda hızla gelişiyor. 2008 yılı ticaret hacmi 8,6 milyar dolara ulaştı. Türkiye’nin ticaret yaptığı ülkeler arasında İspanya onuncu sırada. Geçen yıl Türkiye’ye gelen İspanyol turist sayısı 500 binin üzerinde. Türkiye’de faaliyet gösteren İspanyol firmalarının sayısı ikiyüzden fazla. İki ülke arasındaki tüm bu olumlu göstergelere rağmen, İspanya’nın son aylardaki ekonomik durumu, ilişkilerin ekonomik boyutunu etkileyecek gibi görünüyor. İnşaat sektörünün çökmesiyle birlikte İspanya krize girdi. 2009 yılında GSMH’sı yüzde 3,6 düştü. IMF tahminlerine göre 2011 yılına kadar da artışa geçmeyecek. İşsizlik oranı AB ülkelerinin yüzde onluk ortalamasının iki katı. 4,5 milyon kişi işsiz. Bütçe açığı hızla artıyor. Bu üç gösterge İspanya’nın malî durumunu sarsıyor. Uluslar arası değerlendirme kuruluşları puan düşürmeye devam ediyor. Yunanistan’daki krizin de domino etkisiyle İspanya’yı vurmasından endişe ediliyor. Tüm bunlara karşın Başbakan Zapatero krizi görmezden geliyor ve “kötümserlik istihdam oluşturmaz” diyor. Bu arada İspanyol İstihbarat Teşkilatı CNI’yı Anglo-Sakson medyası ve yabancı yatırımcıların İspanyol ekonomisini çökertmek için komplo kurup kurmadıklarını araştırmak için görevlendirdi. Bunda AB dönem başkanlığına başladığı ilk gün web sitesinin ele geçirilip sayfada ünlü İngiliz komedi filminin karakteri Mr. Bean resminin yayınlanmasının da etkisi var. Bir yandan da yabancı yatırımcıları malî durumlarını kısa sürede düzelteceklerine ikna etmeye çalışıyor. Türkiye’yi pek aratmayan komik açıklamalar da eksik değil İspanya’da. Başbakan “Ekonomiyi eleştirmek vatanseverliğe aykırıdır” derken, tarım bakanı kiriz atlatmak için geçen Noel’de vatandaşa tavşan eti yemeyi öneriyordu. Öbür yandan kendi ülkesinde ekonomiyi krize sürükleyen Zapatero, dönem başkanlığı yaptığı Avrupa Birliği ekonomisini 2020 Ekonomik stratejisine taşıyacak yeni ortak politikalar üretmeye çağırınca hem eleştirilere hem de gülüşmelere neden oldu. “Kendi ülkesinde son 60 yılın en ağır ekonomik krizine neden olan bir lider, 27 ülkenin ekonomik toparlanmasını nasıl becerecek?” diyor özellikle İngilizler. Bir çok ülke basını da karikatürlere yer veriyor bu çelişkiyi göstermek için. Kısacası; Başbakan Erdoğan’ın ziyaretinden AB ile ilişkilerde olumlu adımlar atılması ve iki ülke arasındaki dostluğun pekiştirilmesi sonuçlarının elde edilmesi beklense de, ekonomik alanda çok önemli kazanımlar sağlanması beklenmemelidir.
23.02.2010 E-Posta: [email protected] |