Bilişim-Teknik |
Format zorunlumu
İzmit Çamlıktan Muhammed Emin kardeşimizin sorusu;
Bilgisayar çöktüğünde format atmak zorunlu mu? Başka bir kurtarma yöntemi var mı?
Öncelikle sorudaki yanlışlığı düzeltelim ve sonrasında cevap vermeye çalışalım. Sorudaki yanlışlık “bilgisayarın çökmesi” durumudur. Çöken bilgisayar değildir, içindeki işletim sistemidir. Bilgisayarınızın çökmesi, fiili bir durumdur ki, anakart yanmasından diğer parçaların bozulmasına kadar birçok durumda kullanılması uygun olabilir. İşletim sistemi: Bilgisayar donanımının doğrudan denetimi ve yönetiminden, temel sistem işlemlerinden ve uygulama yazılımlarını çalıştırmaktan sorumlu olan sistem yazılımıdır. (Kaynak: Vikipedi) İşletim sistemi olarak Windows ürünleri pazardaki en yaygın üründür. Yaygın olma sebeplerinden en önemlisi, donanım üreticileri ile yaptığı anlaşmalardır. Bilgisayar satın alan bir kişinin başka bir işletim sistemiyle tanışma özgürlüğü, bu anlaşmalar nedeniyle elinden alınmaktadır. Bu gidişata “dur!” demek isteyen, Pardus Kullanıcıları Derneği Başkanı Nihad Karslı’nın, 2008 yılında açmış olduğu dâvâ 16 Aralık 2009 tarihinde sonuçlandı. Ankara 1. Tüketici Mahkemesi, Windows’a dur dedi. Ürün ile beraber alınması zorunlu hale getirilmiş Windows’un tutar iadesine karar verdi.(1 Haberin kaynağı: http://goo.gl/C8pf) Bu karar, Windows’un haksız rekabetine karşı yükselen etkili seslerden birisi oldu. Sorumuza cevap vermeden önce, cevabımıza bir ön hazırlık sunalım istedik.
Cevabımız;
Bilgisayarınızda kullandığınız işletim sistemi, bilgisayarınıza giren bir virüs ya da isteyerek ya da istemeyerek sildiğiniz bir sistem dosyası ya da başka etmenler nedeniyle çökebilir. Bu durumda yapabilecekleriniz, kullandığınız işletim sistemine ve çökme sebebine göre değişkenlik arz eder. Ortak nokta, verilerinizi kurtarabilme ihtimalinizin yüksek olduğudur. Bu ihtimal, Linux sistemlerinde çok daha yüksektir. Linux sistemlerinin bir diğer avantajı, çökme kavramını unutturacak kadar kararlı, virüslere karşı dayanıklı ve yapılan hatalara karşı hataların telafisine büyük ölçüde müsaade eden bir yapısı olmasıdır. Linux tabanlı bir sistem ya da Windows ürünleri kullanıyor olabilirsiniz, kurtarma aracı olarak ek bir işletim sistemi kullanacağız. Nasıl mı? CD üzerinden. İlâç: CD üzerinden çalışan bir işletim sistemi CD üzerinden çalışan işletim sistemiyle ilk olarak 2005 yılında Linux tabanlı millî işletim sistemimiz Pardus ile tanışmıştım. Pardus’un sitesinden pardus.org.tr “Çalışan CD” adı verilen versiyonunu indirip, CD’ye yazdırıyorsunuz. Bilgisayarınızı CD’den başlatmak üzere ayarlıyorsunuz ve CD’yi bilgisayarınıza takıp, bilgisayarınızı yeniden başlatıyorsunuz. Karşılaştığınız manzara, alışık olmadığınız ve bir hayli şaşıracağınız bir durum; birçok işlemi rahatça yapabileceğiniz hazır bir işletim sistemi var karşınızda. Hem de “çöktü” diye düşündüğünüz bilgisayarınızda çalışıyor. Linux kullanıcılarının bu durum karşısında şaşırmayacağını biliyoruz, çünkü onlar bu durumdan zaten haberdar. Pardus’ta “Çalışan” ve “Kurulan” diye iki ayrı sürüm vardır. Buna ek olarak, Ubuntu’nun http://www.ubuntu.org.tr/ubuntuindir/indir adresinden Ubuntu’nun normal versiyonunu indirip, açılışta Türkçe’yi seçip, “Bilgisayarınızda herhangi bir değişiklik yapmadan Ubuntu’yu deneyin” seçeneğinin üzerine gelip Enter’e bastığınızda sistem açılır, Pardus için anlattığım gibi sistemi aynen kullanabilirsiniz. Ek olarak, bu sistemi kurmak isterseniz, Masaüstü’nde bulunan “Install” kısayolu ile kuruluma başlayabilirsiniz. (Not: Yarı Türkçe bir sistem ile karşılaşacaksınız, sisteminiz kurulduktan sonra yüklenen dil paketleri sonucu sisteminiz görünür anlamda -kullanımda ihtiyacınız olan görsellerde- %90 gibi bir oranda Türkçe olacaktır.)
CD üzerinden çalışan işletim sistemi ile neler yapabilirsiniz?
İhtiyacınız olan birçok şeyi yapabilirsiniz. Hazır kurulu olarak gelen ofis programında -OpenOffice.Org- tüm ofis işlemlerinizi yapabilir, hazırladığınız dosyaları diğer yaygın olan MS Office sürümlerine uyumlu olarak kaydedebilirsiniz. Sistemde yüklü olan tasarım programlarını kullanarak tasarımlar yapabilir, işletim sisteminin yazılım deposundan istediğiniz yazılımı ücretsiz olarak indirebilir, normal olarak kullanabilirsiniz. Müzik dinleyebilir, film izleyebilirsiniz. İnternete girebilir, banka şubenizi gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz. “Gönül rahatlığıyla” ifadesini kullanma sebebim, Linux sistemlerinin çok daha güvenli olmasıdır. “Amerika Birleşik Devletleri’nin en etkili gazetelerinden olan The Washington Post, okurlarını e-bankacılık hizmetlerini Linux sistemler ya da en azından Çalışan CD’ler üzerinden yapmaları için uyardı. Gazetede, İnternet ve bilgisayar güvenliği hakkında bir köşesi bulunan Brian Krebs, Windows sistemlerinin açıklarından faydalanarak son dönemlerde yapılan büyük soygunlardan da örnekler vererek okurlarına ‘Windows’tan uzak durun’ dedi.” (Haberin kaynağı;2- Tercümesi: http://goo.gl/EjCT 3- Aslı : http://goo.gl/fXAr ) Sistem üzerinde yaptığınız hiçbir değişiklik kalıcı olmayacak, bilgisayarınızı CD’den tekrar başlattığınızda sıfırlanmış olacaktır. Bilgisayarınızı CD üzerinden açmanızdaki asıl sebep, dosyalarınızı kurtarmaktı. Şaşkınlığınızın biraz da olsa gittiğini düşünerek, Bilgisayar’dan diskinize girin, dosyalarınızın silinmemiş olduğunu göreceksiniz. Diskinizin içindeki dosyaları dışarı aktarabilirsiniz. Dosyalarınızla beraber virüslerin de gelme ihtimali vardır, virüsler Linux sistemlerinde kendi başlarına herhangi bir işlem yapamazlar lakin aktarılan dosyalarınızla beraber gelme ihtimali bulunan virüslerin format sonrasında sisteminize zarar verme ihtimali yüksektir. Bu yüzden, dosyalarınızı aktardığınız diskinizi bilgisayarınıza takmadan mutlaka güçlü bir anti virüs programı yükleyin ve diskinizi taktığınızda ilk yapacağınız iş, virüs taraması olsun. Virüslerin tehditlerine kulak asmamak, rahat yaşamak isterseniz de Linux tabanlı işletim sistemleri tercih edebilirsiniz. Örnek; Pardus, Ubuntu. Dosyalarınızı kurtardıktan sonra, bilgisayarınızı formata hazırlayabilirsiniz. Eğer Linux tabanlı bir işletim sistemi kullanıyor olsaydınız; virüs gerekçesiyle çökme ile karşılaşma ihtimaliniz milyonda bir gibi küçük bir ihtimal olacaktı -bu ihtimal de bilgisayarınızda bulunan virüse sizin yetki vermenizle ortaya çıkabilir- sistem dosyalarında yaptığınız hatalı değişiklikler ya da iste(me)yerek silinen sistem dosyalarını kurtarma/düzenleme/yeniden oluşturma ya da hazır oluşturulmuş dosyalarla hatalı olanları değiştirme, eksikleri bulup ekleme gibi işlemler yapabilecektiniz. Windows’ta sistem dosyalarına müdahale etme şansınız düşük olduğu gibi, arkadaşınızın sistem dosyasını alıp kullanma şansınız da bir o kadar düşük ihtimal. Windows ürünleri kurulurken, kurulan sistem sadece sizin bilgisayarınıza özgü hale getirilmektedir. Bu sebeble, arkadaşınızın dosyalarının sizin dosyalarınızla uyuşması düşük bir ihtimaldir. Windows ürünlerinde sistemi kurtarmanız bir hayal kadar uzak iken Linux sistemlerinde kelebeğin kozasından çıkmasına benzer, belki biraz zorlanabilirsiniz lakin güzellikler sizi bekliyor olacaktır. Bilge Kaptan’ın bilgeliği, sormaktan geliyor. Bilmediğini bilmek ve bilen birisine sorabilmek, küçük/büyük ayırt etmeksizin... Büyük bir erdemdir. Geleceği, bilgeliktir... Sorularınızı, [email protected] adresine gönderebilirsiniz.
Dipnotlar:
1-http://www.habertux.com/2009/12/14/mahkeme-windowsa-dur-dedi 2- http://www.ozgurlukicin.com/haber/washington-posttan-uyari/ 3- http://voices.washingtonpost.com/securityfix/2009/10/avoid-windows-malware-bank-on.html |
BİLGE KAPTAN 16.02.2010 |
Zararlı yazılımlardan korunma yolları
Geçen haftaki yazımızda zararlı yazılım nedir ve virüsler ile zararlı yazılımlar arasındaki fark nedir konularını izah etmeye çalışmıştık. Bu haftaki yazımızda zararlı yazılımlardan korunmanın yolları nelerdir bakalım. Genellikle Microsoft Windows İşletim Sistem’lerini kullanan kullanıcılar hedef durumundadır. Çünkü bu işletim sistemi diğer işletim sistemlerinden (Linux, Mac OSX vs.) daha çok kullanıcı kitlesine sahiptir. Bu işletim sisteminde bulunan açıklar diğerlerinden daha çok ve kötüye kullanılması durumunda saldırılara kötü kişilerce maruz kalması kaçınılmazdır. İşletim sistemimizdeki açıkların veya kullandığımız programların zarar verecek hataları bulunabilir. Kötü niyetli kişiler tarafından fark edilirse bilgisayarımızda yavaşlama, hata verme, bilgi çalınması ve veri kayıpları gibi istenmeyen sonuçlar oluşabilir. Bu hataları düzeltmek için yazılımı üreten şahıs veya firma, bulunan hataları düzeltmeye çalışır. Bunların en etkin yollarından biri bulunan hataları rapor etmektir. Yani bulunan hataların giderilmesi için güncelleme yoluna gidilmelidir. Lisanslı sürüm kullanımına gelelim, bir işletim sistemini veya programları lisanslı kullanmak ne kadar etkili bakalım. Lisanssız yazılım kullananlar, yazılım hatalarına karşı çıkarılan güncellemelerden çoğu kez yararlanamazlar. Yazılımın ‘crack’ şeklini kullananlar bu yazılımı düzenleyen ‘cracker’ tarafından içerisine yerleştirilmiş bir yazılım hakkında fikir sahibi olmaları zordur. Bu da güvenlik açıklığına sebebiyet verir. Korunma amaçlı olan Anti-virüs ve Anti-spyware programları kurarak ‘anti-virüs programı kurdum bir şeycikler olmaz bilgisayarıma ve verilerime. Ne de olsa en iyi anti-virüsü kullanıyorum’ diyerek tehlikelerden kurtulduğumuzu düşünmek yanlıştır. Unutulmamalıdır; anti-virüsler dahi yüzde yüz bir koruma sağlayamamaktadır. Her anti-virüs ve anti-spyware yazılımının tüm virüsleri bulması söz konusu değildir. Yeni yayılan virüslerin farkına çoğu zaman varamadığı için, kullanıcı tehlike içinde kaldığını çok geç anlamaktadır. Kimi virüsler bir kere bilgisayara bulaşınca popüler anti-virüs yazılımlarını tanıyıp bunları da kullanıcıya fark ettirmeden etkisiz hale getirebilirler. Şimdi diyeceksiniz ki bizde anti-virüs programlarına güvenmeyelim de ne yapalım? Üretici firma günlük veya haftalık virüs veritabanını güncellemektedir. Güncelleme yoluna gidilerek daha üst seviye bir güvenlik sağlanmış olur. Bir de gelelim en iyi anti-virüs, anti-spyware tartışmasına. En popüler anti-virüs şudur budur diyoruz, en popüler en iyi midir? Piyasadaki anti-virüslere baktığımızda şunu görüyoruz, virüs yazılımcıları tanınan anti-virüs programlarının zaaflarını bilmeleri bir nevi işlerini kolaylaştırıyor. Hiç duyulmamış bir anti-virüs programlarına güvenimiz nasıl olacak peki? Serbest piyasadaki anti-virüs programlarının, hangisinin en güvenilir ve en iyi olduğunu bilmemiz güçtür. Microsoft’un hazırladığı ‘Security Essentials ve Windows Defender’ güvenlik yazılımı virüs, spyware ve Truva atları gibi zararlı yazılımlara karşı etkin bir koruma oluşturmaktadır. Yazımızın başında da dediğimiz gibi Microsoft İşletim Sistemi en çok kullanılan işletim sistemi olması haliyle Microsoft’un hazırladığı güvenlik yazılımlarını kullanmakta fayda var. Windows Defender Link: http://www.microsoft.com/downloads/details.aspx?FamilyID=435bfce7-da2b-4a6a-afa4-f7f14e605a0d&displaylang=tr Security Essentials Link: http://www.microsoft.com/Security-essentials/resources.aspx?mkt=en-us Microsoft’un güvenlik hakkında yazılan makalelerini de takip etmeli ve alınan tedbirlerde geç kalınmasını istemiyorsak, tedbirleri zamanında uygulamalıyız kanaatimce. Microsoft’un aylık veya acil tehtidlerde güncelleştirmelerini sürekli almalıyız. Güncelleme ve güvenlik hakkında bilgilendirmeleri şu adresten takip edebilirsiniz; http://www.microsoft.com/turkiye/download/default.mspx
UMUT AVCI [email protected] |
16.02.2010 |
BİLİŞİM - HABER
Şık ve kibar tasarımları ile dikkatlerimizi çeken ‘küçük boyutlu mouse’lerin sağlığımıza zararlı olduğunu biliyor muydunuz? Erciyes Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mahmut Mutlu, “Özellikle uzun süreli mouse kullanımında ellerimiz olumsuz etkilenir. Burada önemli olan, bilgisayar kullanımının sürekliliğini azaltmak ve özellikle küçük mouselardan uzak durmak. Çünkü, uzun süreli kullanımında küçük mouselar el sinirlerini hafif, orta ve ileri seviyede etkileyebiliyor. Sinirlerde duyu kaybından başlayan olay ileri seviyede felce kadar gidebiliyor. Destekli mouse kullanmayı öneriyorum. Böylece mouse kullanımında el bileklerimiz çok fazla zarar görmeyecektir. Büyük mouselar ele tam olarak oturdukları için küçük olanları kadar büyük bir olumsuz etkileri olmayabiliyor. Fakat küçük mouselar elin rahatlığı ve sinirlerin parmaklara ulaşımı açısından iyi sonuç vermiyor” ifadeleriyle bu duruma dikkat çekti. |
16.02.2010 |
BUNLARI UNUTMAYIN
nrisaleinurgencliksoleni.org adresindeki ziyaretçi defterine şölen ile ilgili görüşlerinizi yazabileceğinizi ve yine aynı adreste yer alan banner kodlarını sitenize ekleyerek şölen tanıtımına katkıda bulunabileceğinizi… nwww.yeniasya.com.tr sayfasının üst kısmında yer alan haber bandında Sentez Haber’deki haberleri takip edebileceğinizi… nAli Ferşadoğlu’nun Avustralya Notlarının tamamını www.yeniasya.com.tr’daki dizi menüsünden ulaşabileceğinizi… |
16.02.2010 |
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ
Gmail’in yeni hizmeti Buzz da nedir?
KISACA Google Buzz, facebook gibi bir sosyal paylaşım servisi. Servis, Gmail üzerinden çalışıyor. Servisin dikkat çekici özellikleri arasında yayınların ve yorumların ânında görüntülenmesi ve sayfayı yenilemeye gerek kalmaması ile kullanıcının konumuna yakın etiketlenmiş paylaşımları süzerek kullanıcıya göstermesi gibi özellikler yer alıyor. Servisin Gmail kullanıcılarının %1’ine açıldığı ifade ediliyor. Google Takımının bu servis ile sosyal paylaşım servisleri alanında etkili bir yere gelmek istediği yorumları yapılıyor. Google bu yeni hizmeti ile internet ile alâkalı bütün cihazları sosyal ağlarla buluşturmayı planlıyor. Kullanıcılar ‘Facebook gibi dev bir sosyal paylaşım platformu varken Buzz ona yetişebilir mi?’ sorusunun cevabını merak etseler de bu cevabı almanın en güvenilir yolu beklemek olacak herhalde. |
16.02.2010 |