Aile-Sağlık |
Ormanlar, yağışlarla can suyunu aldı Orman Mühendisleri Odası Doğu Akdeniz Şube Başkanı Selami Tece, dünyada her yıl ortalama 13 milyon hektar ormanlık alanın tahrip edildiğini, bu miktarın ise sadece yaklaşık 5,5 milyon hektarının yeniden ağaçlandırılabildiğini söyledi. Türkiye’deki orman varlığının 10 bin yıllık süreçte 55 milyon hektar iken bunun günümüzde 21 milyon hektara kadar düştüğünü ifade eden Tece, hızlı sanayileşme, kentleşme, yangın, tarım alanları açma gibi olumsuzlukların bu azalmada etkisinin bulunduğunu bildirdi. Tece, ormanlık alanların korunması, geliştirilmesi ve çok yönlü olarak işletilmesinin, ülke kalkınması adına önemli olduğunu ifade ederek, ‘’Türk ormancısı bu konuda dünyaya örnek olabilecek ciddî çalışmalar yapıyor. Orman Genel Müdürlüğü ve bağlı birimleri belirtilen olumsuzluklar nedeniyle tahrip olan alanlardaki gençleştirme ve rehabilitasyon çalışmalarıyla gerçekten göz dolduruyor. Türkiye orman varlığını arttıran ender ülkeler arasında başı çekiyor’’ dedi. Küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğinin de orman varlığı üzerinde tehlike oluşturduğuna dikkati çeken Tece, şöyle konuştu: ‘’Geçmiş yıllarda yağmur ve özellikle kar yağışının yok denecek kadar az olması, ormanlık ve diğer bitki örtüsünde soruna yol açtı. Özellikle dikilen ve ekilen tohumlarla yeşermeye başlayan fidanlar, kuraklık sebebiyle sarardı, kurudu. Ancak son 3 yıldır kış aylarındaki kar yağışı ormanlarımıza adeta can suyu oldu. Bin 800 ve 2 bin 500 rakımlı olan bölgelerdeki yeni fidanların üzerinde bir nevi örtü vazifesi gören kar, dondan koruyup, kışı kurumadan atlatmalarını sağlıyor, aynı zamanda tüm canlılar için önemli olan yer altı ve yer yüzü su kaynaklarına katkı sağlıyor.’’
HAYATÎ ÖNEME SAHİP Tece, tabiî veya emek harcanarak yetiştirilen ağaç topluluğu olan ormanların hayatî önemi bulunan vazgeçilmez değerler bütünü olduğunu söyledi. Bu değerin yeterince korunmasının sadece Türk ormancısının değil, toplumun her kesiminin görevi olduğunu bildiren Tece, her hektarın başta insanlık olmak üzere içinde barındırdığı bütün canlılar açısından önem taşıdığını bildirdi. Türk ormancısının, gelecek nesillere daha yaşanılabilir ve orman varlığı daha geniş olan Türkiye amaçlandığını anlatan Tece, şunları kaydetti: ‘’Ormanlar, toprağı koruma, su rejimini düzenleme, iklime olan olumlu etkisi, karbondioksiti temizleyip oksijen sağlaması, insanların dinlenmesini sağlayan alanları sunması, yaban hayatı ve biyolojik çeşitliliği sürdürme gibi çok önemli işlevleri de yerine getiriyor. Ormanları koruyarak gelecek kuşaklara daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak herkesin görevi olmalı.’’ |
15.02.2010 |
Türkiye Su Meclisi 2010 planını yaptı TÜRKİYE Su Meclisi 2010 Çalışma Programı kapsamında bilim, hukuk, kampanya/iletişim, sosyal araştırmalar ve gençlik olmak üzere beş ana başlıkta toplanacak olan çalışma grupları Şubat ayı içerisinde oluşturulacak. Çalışma grupları, kampanyalar ve su kanunu gibi meclisin temel çalışma konularının muhtevasını ve çalışma takvimini belirleyecek. Yapılan değerlendirmede Su Kanunu hakkında çalışan diğer kurum ve platformlar ile yakın işbirliği içinde çalışılması ve bu kapsamda uluslar arası kurumlar ile de yakın temaslar kurulması gündeme alındı. Ayrıca isteyen meclis üyelerinin kampanyacılık, tabiatı koruma, hukuk vb. alanlardaki birikimlerini geliştirmek üzere bölgesel eğitim faaliyetleri düzenleyebilecekleri bildirildi. İ |
15.02.2010 |
İlköğretimde çevre eğitimi verilecek İZMİR İl Çevre ve Orman Müdürü Osman Tatar, ilköğretim okullarında çevre bilinci oluşturmak için çalışma başlattıklarını söyledi. İlk çalışmanın “Gediz Eylem Planı” çerçevesinde havza kirliliği olduğunu belirten Tatar, “Bakanlığımızca 2008-2012 yılları arasında uygulanacak bu plan çerçevesinde, İzmir’in Gediz havzası sınırları içinde kalan ilçelerdeki ilköğretim öğrencilerine yönelik, 16 Şubat tarihinden itibaren çevre eğitimlerine başlı-yoruz. Havzadaki kirliliğe dikkat çekmek, öğrencileri çalışmalar hakkında bilgilendirmek ve çevre bilinci oluşturmak amacı taşıyan eğitimler Kemalpaşa, Menemen, Çiğli ve Foça ilçelerinde verilecek” dedi. Eğitimlerde çevre, hava ve su kirliliği, katı ve tehlikeli atıklar gibi başlıklar altında öğrencilerin interaktif katılımıyla sunumlar yapılacak. |
15.02.2010 |
Göksu’nun tabiî yapısı korunacak ÇEVRE ve Orman Bakanlığı Özel Çevre Koruma Başkanlığı, Mersin’in Silifke ilçesindeki Göksu Deltası’nda bulunan bitki ve kuş türlerinin daha etkin tanınması için foto safari düzenledi. Deltadaki kuş ve bitki türlerini uluslar arası turizm sektörüne tanıtmak için düzenlenen faaliyet. Taşucu beldesindeki Kum Mahallesi girişinde başladı. Foto safari, katılımcıların yaya olarak yaklaşık 18 kilometre yol kat ettikten sonra Kurtuluş Köyünde sona erdi. Programa katılan Mersin Valisi Hüseyin Aksoy, 14 bin 800 hektarlık deltada tarım arazilerinin, göllerin, sazlıkların, tuzlu bataklıkların, kumulların, kumsalların ve yerleşim merkezlerinin bulunduğu söyledi. Göksu Deltası’nın Uluslararası Ramsar sözleşmesiyle koruma altına alınan ender sulak alanlardan birisi olduğuna vurgu yapan Vali Aksoy, “Burası, Özel Çevre Koruma alanı içerisindedir. Foto safarinin düzenlenmesindeki temel amaç, bu alana ilgi gösterecek olan kişiler veya firmaların dikkatlerini buraya çekerek, bölgemizin bu güzelliklerini uluslar arası alanda paylaşmaktır. Burası tanıtılmayı bekleyen önemli bir bölgemiz. Bu bölgemizin farklı güzelliklerin dünya ile paylaşılması için iyi bir tanıtımına ihtiyaç vardır. Ayrıca buranın korumasının da sürdürülmesi gerekiyor” diye konuştu. |
15.02.2010 |
Çin’de kirlilik araştırma raporu ÇİN’DE ilk ulusal kirlilik araştırma raporu yayımlandı. Çevre Koruma Bakanı Yardımcısı Can Licun, 2007’deki su kirliliği seviyesinin tahmin edilenin iki katı olduğunu açıkladı. Çinli yetkili, “bu yanılmanın tarımsal kirlenmenin göz ardı edilmesinden kaynaklandığını” söyledi. Raporda, tarım alanlarından kaynaklanan atıkların suları önemli ölçüde kirlettiği, kimyasal oksijen ihtiyacı bakımından tarım alanlarının sanayi alanlarından daha büyük tehdit altında olduğu ifade edildi. Sanayi kirliliğinin az sayıda sektör ve bölgeyle sınırlı kaldığı belirtilen raporda, ekonomisi gelişmiş ve nüfusu kalabalık olan bölgelerde sanayi kirliliğinin, ülkenin ilk sıralarında bulunduğuna dikkat çekildi. Raporda ayrıca, şehirlerde nitrojen oksidin en önemli hava kirleticisi olduğu ve bunun daha çok motorlu araçlardan kaynaklandığı kaydedildi. |
15.02.2010 |
Muğla’da teknelere mavi kart uygulaması MUĞLA’DA deniz ve koyların kirletilmesinin önlenmesi amacıyla ‘’mavi kart’’ uygulaması başlatıldı. Muğla Valisi Ahmet Altıparmak, mavi kart kullanan teknelerin ayrıcalıkları olacağını söyledi. Muğla’da bulunan liman müdürlükleri ve marinalara kartların gönderildiğine işaret eden Altıparmak, şunları söyledi: ‘’Mavi kart, uygulamaya başladığı andan itibaren ceza kesilmemesi yönünde bazı kuruluşların görüşleri var. Bizim zaten ceza kesme gibi bir niyetimiz yok. Mavi kartta özendirici olmaya çalışıyoruz. Bunlar limanlarda ayrıcalıklı olacak, Sahil Güvenlik tarafından ayrıcalıklı olacaklar. Çünkü bizim tarafımızdan isimleri verilecek. Yani biz burada özendirmeye çalışıyoruz. Kesinlikle bir cezai işlem şu an için söz konusu değil.’’ Altıparmak, kart uygulaması ile Muğla’daki deniz ve koyların da kirletilmesinin önüne geçileceğini de ifade etti. |
15.02.2010 |