02 Kasım 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Şükrü BULUT

Türkçemiz de AB’ye hazır değilmiş…


A+ | A-

Hangi meselede hazırız ki, diyeceksiniz… Hayır, hayır… Teknolojinin günlük hayatı sefihane etkilemesi, milletin zarurî olmayan ihtiyaçlarını temindeki kolaylıklar, global bankacılık ve eğlence sektörlerinin ülkenin dört bir yanına ulaşmasında Türkiye’mizin Fransa'dan ve hatta Almanya'dan ileride olduğunu söyleyebiliriz. Bu müjdeli haberimize devletimizin yetkilileri sevinebilirler.

Asıl mevzumuza girmeden önce, halkımızın kafasındaki “açık pazar olma” düşüncesiyle AB kriterleri henüz netleşmiş değil. Kendi menfaatlerini esas alan bazı tüccarların AB normlarını seslendirmeleri, yozlaşmayı yaygın hale getirmek için Kopenhag kriterlerini öne sürmeleri, AB normları hakkında milletimizin kafasını karıştırıyor. Avrupa'nın ve bilhassa Almanya'nın “Amerika'nın bulaşıcı hastalığı” olarak nitelendirdiği tüketim ve sefahetin AB'ye mal edilmesi bu husustaki cehaleti de veriyor.

Türkçemize gelince… 12 Eylül öncesi Türkiye'sinde sağ kesimin müdafaasını yaptığı Türkçemiz, Özal'ın başlattığı “Amerikanlaşma süreci” ile maalesef büyük yara aldı. İhtilâlin Amerika'dan getirdiği çocukların vitrine edilmesiyle Amerikan kültürüne ve İngilizceye bir hayranlık başladı. Daha doğrusu, “Türkiye’de iktidarın yolu Amerika'dan geçiyormuş” düşüncesi milletin arasına sinsi şekilde yayılınca; imkânı olanlar çocuklarını Amerika'ya gönderdiler, gücü yetmeyenler ise “İngilizce eğitime” yöneldiler. Ortaokulda başlayan Batı dilleri eğitimi önce ilkokulların dördüncü ve beşinci sınıflarına indi ve daha sonra çocuklarımızın okul öncesinden başlayarak eğitimin bütün kademelerini kuşattı.

Esasında bu bir felâketti. Anadilde zayıf, kompleksli ve dünyevîleşme yoluna giren Türkiye'miz için bir felâketti. 12 Eylül’ün safına çektiği siyasal İslâmcılarla milliyetçilerin bu husustaki gardları düşünce, sömürge psikolojisi vatanın yedi bölgesini de sarmış oldu.

İngilizce veya bir başka milletin dili Avrupa'da yükselen değer değildir. Bir Fransız veya Almana sokakta İngilizce soru sorduğunuzda Fransızca veya Almanca cevap alırsınız ekseriyetle. Kendi ailesine mensup İngilizceyi bizimkilerden on defa daha iyi bildikleri halde… Ya bizde? Sekülerizm, dünyaya tapma, millî değerlerden uzaklaşma ve sefahet… Ne derseniz deyiniz, netice değişmiyor. Hint dünyası silâh zoruyla işgal edilmişti. İngilizceyi Hindu, Urdu ve Sanskritçe'den çok iyi biliyordu. Fakat neticede sömürge idiler. Hindistan, Pakistan ve Bangladeş… Kuzey Afrika ülkleri Fransızca'yı “kitabî Arapçadan” daha güzel konuşuyorlardı. Akibeti hepimiz birlikte görüyoruz.

Güneşin üzerinden batmadığı kraliyet, Türkleri Hintliler ve Araplar gibi sömürgelerine katmak istemişti. Kader Osmanlıdan veya Türkiye'den yana fetvasını verince, millet olarak sömürge olmaktan kurtulduk. Ama Türkiye'yi İslâm dünyasından uzaklaştırmak ve Müslümanları da dinsizleştirmek isteyenler Türklüğü bol bol kullandılar. Büyük gayretlerle dil ve tarih kurumlarını ihdas ettiler. O zamanlardaki “dilde ırkçılık” hastalığının yerini “anadilde tereddî” felâketi alınca, büyük bütçelere sahip kurumlardan çıt çıkmıyor. Bir Asya dili olan Türkçemizi Asyalı kelimelerden arındırma çabaları, gençliğimizdeki solcuların çalışmasıydı. Günümüzde böyle bir çalışmaya gerek kalmadı. Artık ilkokul çocuklarına kültür derslerini İngilizce veriyor, onları Amerikan ve İngiliz şarkılarıyla eğlendiriyoruz. Üniversitedeki akademisyen Türk dil bilgisini çoktan unuttu. Bilgisayar programlarıyla İngilizceden yaptığı tercümeleri Türkçeleştirmeye çalışıyor.

AB ülkeleri içindeki “nev-î şahıslarına münhasır millî çizgilere” zaman zaman dikkatinizi çekmek istiyoruz. Herhangi bir Avrupa ülkesine üç-beş yıllığına misafir olarak da gidenlerden “iyi bir dil” isteniyor. Oturma müsaadeleri veya diğer sosyal haklar, dili bilip bilmediğine göre değerlendiriliyor. Oturmuş, kuvvetli ve milletçe benimsenmiş bir “dil politakası” olan Avrupa'ya Türkçemizin şu haliyle nasıl gideceğiz?

İhtilâllerin zihniyeti bütün politikalarda olduğu gibi dil ve kültür politikasında da devam ediyor. Yani, icraatlar Türkiye'nin ve Türkçenin aleyhine devam ediyor. Vitrinlerdeki “millî görüşçülük,” ulusalcılık ve Türk ırkçılığı, hem Türkiye´nin ve hem de Türkçenin geleceğini karartıyor. Omurgasız, inisiyatifsiz, ufuksuz ve istikbale yönelik planları olmayan dil ve kültür politikalarıyla Türkiye AB'ye girerse, işler iyice sarpa sarar. Bulaşıcı bir hastalık gibi küreselleşme ile gelen kültürel problemlere, teknolojinin hakim cereyanlarca kullanılmasıyla ortaya çıkan “millî şahsiyet” zaaflarına ve yine komünikasyon tekniğinin kontrolsüz istimaliyle çocuklarımızda kaybolmaya başlayan duygular, istidatlar ve zevklere karşı hükümetin bir programı varsa, açıklasın. Biz de sevinç içinde özür dileyelim…

02.11.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (30.10.2009) - Talim ve Terbiyecilere birkaç söz

  (26.10.2009) - Sıkıntı var!

  (23.10.2009) - Soros Marksist mi?

  (19.10.2009) - Elde var bir...

  (16.10.2009) - Tesettür düşmanlığı ve CDU

  (13.10.2009) - TRT şeş

  (09.10.2009) - Selânikli M. Kemal, Bitlisli Said Nursî...

  (05.10.2009) - Her okula bir polis...

  (02.10.2009) - Müslümanların yeni vatanı

  (21.09.2009) - Doğu değil, Türkiye açılımı

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.