Ali FERŞADOĞLU |
|
Gençlerin de, evlilerin de, bekârların da duâsı |
Sağlıklı nesiller, sağlam bir aile yuvasında yetişir. Toplumun devamı, mânevî ve kültürel değerlerine sahip aile müessesesinin teşekkülü ve devamıyla mümkün. Sağlam bir aile yuvası da hayat arkadaşını seçerken, iman, inanç, sosyal ve kültürel değerler ile ideallere bağlı eş seçimine bağlı. Zira, aile yuvası, birinci planda eşlerin değil, çocukların eğitim merkezidir. Gerçek huzur, ruh ve duyguların terbiye edilmesinden geçer. Fert, gerçek mutluluğu, kalbe karşılık bir kalp bulmak, sevinçlerini paylaşmak, hüzünlerini gidermek, dert ve problemleri için destek bulacak bir eşle elde edebilir. Böyle bir ferd, ancak, Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye ahlâkının hâkim olduğu bir ailede yetişir. Bugün, dünyanın en büyük problemi, ferdiyetçilik ve hürriyetin sûistimaliyle aile müessesesinin zedelenmesi, dağılmasıdır. Günümüzde de en mutlu ve huzurlu ailelerin zengin, şan, şöhret ve makam sahiplerinin değil; Kur’ân ve onun açılımı, tefsiri olan Sünnet-i Seniyyeye göre aile yuvasını düzenleyenlerde olduğu yaşanarak gözlemlenen bir hakikattir. Müslümanlar iman ve Kur’ân terbiyesinden, ahlâkının tezgâhından geçip, hâl ve hareketleriyle de yaşadıkları devrelerde, dünyanın en medenî, en müreffeh, en mutlu, en huzurlu fert, aile ve cemiyetlerini oluşturdukları, tarihin tasdikinden geçen ve kesin delillere dayanan belgeleriyle sabittir. Tarih boyunca, toplumu ayakta tutan ailenin gerçek fonksiyonunu yeniden kazanması için, dayanışmacı, kenetleşmeci bir ruhun ihyası, herkesin çapı miktarınca buna katkıda bulunmasıyla mümkün. *** Bütün ebeveynlerin duâsı şöyle olmalı: “Ey bu kâinatın sahibi, maliki Allah’ım! Bize öyle evlâtlar nasip et ki; zayıf oldukları zamanları bilecek kadar güçlü, korktuklarını kendilerine itiraf edecek kadar cesur olsunlar. Şerefli bir mağlûbiyette mağrur ve dik kalabilsinler. Zaferde ise mütevazi ve şefkatli olabilsinler. Bana öyle evlâtlar nasip et ki Allah’ım, yapmaları gereken işler sadece birer arzu olarak kalmasın, Seni tanıyan evlâtlar olsun ve kendini tanımak bilginin temel taşı olduğunu bilsinler. “Sana yalvarırım Allah’ım, onları kolay ve rahat yollarda değil, güçlüklerle mücadele etmenin zevkini duyacakları yollarda yürüt ki, fırtınalarda ayakta kalmayı, ayakta kalamayanlar için de sevgi ve şefkat duymayı öğrensinler. “Bana öyle evlâtlar nasip etki Allah’ım, kalbleri temiz ve iman dolu olsun, ümitleri yüksek… Öyle evlâtlar olsunlar ki, başkalarına hükmetmeden önce kendinlerine hükmetmeleri gerektiğini bilsinler. Öyle evlâtlar ki, geleceğe uzansınlar, ama geçmişi unutmasınlar.” (Sait Çamlıca) *** Ve ey Rabb-i Rahimimiz! Bize öyle evlâtlar ver ki; kendileri sadık, dürüst, doğru ve vicdanlı oldukları gibi, seçtikleri eşler de öyle olsun! Kendileri mütefekkir, bilgili, maharetli ve yeniliğe açık oldukları gibi, eşleri de öyle olsun! Kendileri hak, sorumluluk ve vazifelerini bilen; faziletli, fedâkâr, feragat, hayâ-iffet sahibi oldukları gibi, seçtikleri eşler de öyle olsun! Öyle evlâtlar ver ki, kendileri saygılı, nazik, nazenin, yardımcı ve dayanışmacı ruha sahip, hoşgörülü, affedici, müşfik, mütevekkil, kanaatkâr, müteşekkir, muktesit, mütevazi, iyiliksever, cömert, paylaşımcı, diğergam oldukları gibi, onlara da öyle eşler nasip et! Ey Hâlık-ı Kerimimiz! Bize, yukarıdaki hasletlerle bezenmiş, gözümüzün nuru öyle evlâtlar ihsan ettiğin gibi, başkalarına da ihsan et! Ey Zât-ı Akdes! Evlâtlarımıza huzur ve mutlululuk saçacak öyle bir ahlâk ver ki; eşleri de öyle olsun! Ve ey Rabbim! Bizi, çoluk-çocuğumuzu, âhirzamanın, deccalizmin, süfyanizmin, ifsat, zındıka ve dinsizlik komitelerinin fitnelerinden, tasallutundan ve ifsatlarından muhafaza eyle! Âmin. 12.10.2009 E-Posta: [email protected] [email protected] |