Şaban DÖĞEN |
|
Dünya lânetli mi? |
Lânet Allah’ın rahmetinden uzak kalmak demektir. Zerreden kürelere kadar her şeyi kuşatan sonsuz rahmetten uzak kalmak kadar daha dehşetli birşey düşünülemez dünyada. Dünyanın üç yüzü olduğunu; birinin ahiretin tarlası, diğerinin Esmâ-i Hüsnanın aynası olduğunu biliyoruz. Bu iki yönüyle dünyayı sevebildiği kadar sevmeli insan. “Yaratılanı severiz Yaratandan ötürü” mısraında dile getirildiği gibi sevdiklerimizi Allah için, Allah adına, O'nun rızası için sevmek böyledir. Bu sevgi fazilettir, kazançtır insan için. Dünyanın üçüncü yüzü vardır ki bu nefsin süflî arzu ve isteklerine bakar. İşte bu yönüyle dünyayı sevmek felâkettir, helâke götürür insanı. Nefsanî oyun ve eğlenceler, haram zevk ve lezzetler; fanî, zararlı arzu ve istekler hep bu sınıfa girer. Dünyanın lânetlenen, rahmetten uzak kalan yönü de bu taraftır. Bir hadis-i şerifte bu gerçeğe şöyle dikkat çekilmiştir: “Dikkat ediniz! Allah’ı zikre, ibadete götüren, ilim sahibi olan ve ilim öğrenenlerin dışında dünya ve dünya dışında bulunan her şey lânetlenmiştir, Allah katında kabule şâyân değildir.” 1 Özetlemek gerekirse hadis-i şeirfte Rahmanî olan her şey övülmekte, tavsiye edilmekte, şeytanî olan her şey de lânetlenmekte ve yasaklanmaktadır. Biraz daha açmak gerekirse tavsişe edilen şeyler: 1. Allah’ı zikre götüren, yani Allah’ı hatırlatan, isim ve sıfatlarına ayna olan, o güzellikleri yansıtan her şey güzeldir, faydalıdır. Kâinata bu gözle bakıldığında her şey birer tefekkür hazinesi hâline gelir, bal arısı gibi marifet balları sunar. 2. Yaptığımız her hareket ya bizzat ibadet olmalı veya ibadet niyetiyle yapılmalıdır. Bilindiği gibi beş vakit namazımızı kıldığımızda yaptığımız her hayırlı iş, mübah bile olsa ibadet sayılmakta, ibadete vesile olmaktadır. Bu güzel niyet, bu bakış açısı, bu anlayış hayatın her anını ibadete dönüştürebilmektedir. Sünnete uygun olduğunda yürümemiz, yememiz, içmemiz hatta uykumuz dahi ibadet olabilmektedir. Kısacası Allah rızası hedef alınarak yapılan her hareket ibadet olmaktadır. 3. İlim sahibi olan ve ilim öğrenenlerin de hadiste ayrıca zikredilmesi ilmin önemine dikkat çekmek içindir. İlk emri “Oku!” ile başlayan, beşikten mezara kadar ilim öğrenmeyi tavsiye eden bir din ilim vasıtasıyla her an rahmeti celbetmeye teşvik etmekte; yuvalarındaki karıncalardan gökteki uçan kuşlara, denizdeki balıklara, yerden göğe kadar kâinatı dolduran meleklerin duâ ve istiğfarlarını kazanmaya vesile olmaktadır. Böylesi manevî bir atmosfer kişinin canla başla ilme yönelmesi gerektiğini gösterir. Mutlu etmeye de fazlasıyla yeter. Kısaca bu hadis-i şerif kişinin dünyaya ne niyetle bakması gerektiğini göstermeye yetmiyor mu?
Dipnotlar:
1. Tirmizî, Zühd: 14; İbni Mâce, Zühd: 3; Darimî, Mukaddime: 32. 02.10.2009 E-Posta: [email protected] |