Mikail YAPRAK |
|
Van’da büyük buluşma |
Geçen hafta Avusturya Mektubumuza Van’ı misafir ederken, küçük bir buluşmadan söz etmiştim. Yani akraba-i taallûkatımla ve nuranî dairedeki muhabbet fedaileriyle buluşmamızı nazara vermiştim. Hem de Van’a yeni muvasalat etmenin garip duyguları içinde, hassas duygular ve esprilerle beraber arz-ı ahvâlde bulunmuştum. Elbette ki, o buluşmamızdaki “küçüklük” kavramı şahsıma müncerdir. O kadar kıymetli zevatın bir “ben”le buluşması küçük ve hakir bir hâdisedir. Buluşsalar da, buluşmasalar da olurdu. Amma velâkin 26 Temmuz 2009 Pazar günü, Nurşîn Camiinin Bediüzzaman hatıralarıyla derinlik kazanan eski bölümü, inşaatı devam eden külliyesi, avlusu ve civarındaki buluşma, olabildiğince anlamlı, ferahlatıcı, sevindirici, simaları tebessümlere gark eden ve dünyaya mesajlar veren bir buluşma oldu. Sadece Türkiye’nin çeşitli yörelerinden değil, sıla-i rahim ve tatil maksadıyla Türkiye’de bulunanlar itibarıyla tâ Avustralya’dan, Almanya’dan ve Avusturya’dan katılım vardı. Kendi adıma söyleyeyim, Avusturya’dan Van’a ne getirebildiğimi bugüne kadar kestiremediğim halde, Van’dan Avusturya’ya dolu dolu döneceğimden eminim. Birşey var ki, aklıma estikçe ürkütüyor, düşünmesi bile hayalimi incitiyor. Ya bir de bu Van buluşmaları, benim izinli olduğum zamana değil de, Avusturya’da görevde olduğum döneme rastlasaydı, benim halim nice olurdu. Ya büyük masraflar yaparak, iki günlüğüne Van’a uçardım, ya da gurbet diyarında bu manzaraya hasretle bakakalırdım. Organizeyi, farkında olmadan, benim Van’da bulunduğum zamana denk getiren Vanlı kardeşlerime teşekkür, bu kolay kazancı bize lütfeden Rabbime şükrediyorum. ««« Her şeyin menfaat bağlamında değerlendirildiği, gülücüklerin “yüzeysel” olduğu, sağladığın menfaat nisbetinde sevgiye mazhar olduğun, menfaatinin ve yardımının kesildiği an gözden çıkarıldığın Avrupa’da Van manzaralarını, candan ve samimî Van buluşmalarını görmek hemen hemen imkânsız gibidir. Lâkin böyle buluşmaların sevdalıları Avrupa’da ve dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, aynı ruhu ve mânâyı orada da ihya ederler, o başka mesele.. 12 Eylül 1980’den sonra inkıtaa uğrayan (ki aynı senenin Ağustos’unda yapılmıştı) Van Mevlidleri, geçen sene bazı tereddütlerle başlatıldı. Vanlıların ve bilhassa bu uğurda mahkemelerle ve hapishanelerle tanışık olan Selâhaddin Ağabeyin iradesi ve cesareti o tereddütleri yendi. Herhangi bir tereddüte mahal olmadığı bilhassa bu mevlidde tamamen anlaşıldı. Üstelik hem milletin, hem de devletin bu gibi birlikteliklere ne kadar muhtaç olduğu ayan beyan görüldü. Ergenekon dalgalarıyla ülkenin çalkalandığı, bölücülüğün kışkırtıldığı, siyasetin dumura uğratılmak istendiği, çözümlerin âdeta çözümsüzlükte arandığı, Kürt ile Türk’ün, Laz ile Çerkez’in, Alevî ile Sûnnî’nin, Acem ile Arab’ın karşı karşıya getirilmek istendiği bir dönemde; bu saydığım her kesimden insanları bir araya getirerek kucaklaştıran mânânın, sırrın, ilmin, iradenin ve gücün önünde devlet de, millet de eğilmelidir. Zira devletin silâh ve siyaset gücüyle başaramadığını, Bediüzzaman Said Nursî, Kur’ân’dan yazdığı reçetelerle başarmıştır. Bediüzzaman, bölgenin kurtuluş reçetelerinde “Orta Şark”ı nazara verirken; Filistin, Lübnan ve İsrail gibi ülkeleri değil de; Van, Bitlis, Diyarbakır, Mardin ve civar beldeleri öne çıkarır. Bundan anlaşılıyor ki, zamanla buralar cazibe merkezi olacaktır. Barışın temin edildiği, kültürler arası ittifakın gerçekleştiği, Türkiye’nin Avrupa Birliğine dahil olduğu bir dünya coğrafyasını şöyle bir tasavvur ediniz. İran, Irak ve Suriye gibi ülkelerin, AB üyesi bir Türkiye sayesinde Avrupa ile sınır komşusu olduğunu düşününüz. Bunun dünya barışı için ne anlama geldiğini kestirmek çok zor olmasa gerektir. Van’daki büyük buluşmalara bir de bu zaviyeden bakalım. Zamanla cazibe merkezi haline gelecek olan Van’a, bu mevlidlerin, bu buluşmaların neler kazandıracağını ve Van’a nasıl bir misyon yükleyeceğini şimdiden tahmin ve tasavvur edelim. Cenâb-ı Hak tahminimizi ve temennimizi boş çıkarmasın. Amin. ««« Bu yılki Van buluşmasına ayrı bir mânâ ve kuvvet de, müesseselerimiz Yönetim Kurulundan geldi. Yönetim Kurulu, rutin toplantısını buluşma öncesinde Van’da yaparak, bölgedeki okuyucuları dinleyip tavsiyelerde bulundu. Mevlid öncesi hazırlıkların biraz daha önceden başlatılması, geniş meşveret zeminlerinde ele alınması, maddî ve manevî yük ve sorumluluğun geniş çapta paylaşılması, her alandaki görevlilerin belirlenmesi gibi tavsiyeler umumî kabule mazhar oldu. Haydi bir tavsiye de bizden. Gelecek mevlid buluşmasında, hemşehrimiz Mehmet Emin Ay Hocamızı da dâvetliler arasına ve programın icrasına dahil edelim, diyorum. Ve son olarak, organizeyi büyük sıkıntılar, zorluklar ve dar imkânlar içinde gerçekleştirerek, cefayı kendilerine, sefayı bize düşüren kardeşlerimizi teşekkürlerimizle tebrik ediyoruz. 30.07.2009 E-Posta: [email protected] |