01 Temmuz 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Faruk ÇAKIR

‘Okul kıyafeti’ olmasa ne olur?


A+ | A-

kullar tatile girdi, ama haklı olarak hemen önümüzdeki yılın telâşı başladı. Telâşın başlaması da doğrudur, çünkü erken tedbir alınamazsa 2009-2010 öğretim yılında da sıkıntılardan kurtulamayız.

Tabiî ki eğitim sisteminin problemlerini bir çırpıda sona erdiremeyiz. Bununla birlikte ‘çare yok’ diyerek işi oluruna da bırakamayız.

Millî Eğitim Bakanlığı, iki gün süren bir “Öğrenci Okul Kıyafetlerini Değerlendirme Çalıştayı” düzenlemiş. Başkent Öğretmenevi’nde yapılan ‘Çalıştay’da konuşan Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, öğrenci kıyafetleri konusunda yeni bir değerlendirme yapmak üzere böyle bir ‘çalıştay’ düzenlendiğini belirtmiş. Çubukçu, çocukların her şeyden önce kendilerini ilgilendiren konularda görüşlerinin alınması ve sürece dahil edilmeleri gerektiğini de ilâve etmiş. (AA, 29 Haziran 2009)

Okullardaki kıyafet konusunda şimdiye kadar çok şey söylendi. Yıllar önce ‘siyah önlük’lerin sona ermesi gerektiği de uzun süre tartışılmış, bazıları bu değişikliğe ‘kökten’ karşı çıkmış, ama sonunda ‘siyah önlük’ mecburiyeti sona ermişti. Bu değişikliğe karşı çıkanlara göre böyle bir değişiklik olursa “Türkiye batar”dı! Fakat herkes gördü ki, siyah önlükler tarihe karıştığında hiçbir problem çıkmadı, herkes de memnun oldu.

Ancak bu memnuniyet yeterli değildi. En başta ‘önlük mecburiyetinin’ sona ermesi istendi, ama bu talep de ciddî dirençle karşılandı. Elbette ‘çalıştay’da bu konu enine boyuna tartışıldı, ama önemli olan tartışma değil uygulamadır.

Okul kıyafetleri denince sadece ‘önlük’ konusuna da takılıp kalmamak gerekir. Sadece ‘renk’ değişikliğinin çare olmayacağını hepimiz görmeliyiz. Asıl önemli olan, ilköğretim ikinci kademe ve ‘lise’lerdeki keyfî kıyafet uygulamalarıdır. ‘Keyfî’den kastımız şudur: Güya, genelgelere uygun olarak pek çok okul kendisine has ‘özel renk ve dikim’ kıyafet seçiyor ve bu kıyafeti öğrenci ve velilere dayatıyor! Bu tavra ciddî olarak itiraz etmeliyiz!

Bakan Çubukçu, haklı olarak “Kıyafet konusunu öğrencilere de sormalıyız” diyor. Peki, ‘veliler’e de sormak gerekmiyor mu? Üç öğrenci velisiyiz ve bu güne kadar hiçbir ‘kıyafet’ değişikliği bize sorulmadı!

Elbette bunun ciddî bir sebebi var, o da şu olsa gerek: Muhtemelen bazı okul yöneticileri ‘dayattıkları’ kendi okullarına özel kıyafetler sebebiyle ‘maddî menfaat’ elde ediyor olabilirler. Meselâ, bir öğrencinin giyebileceği bir ‘takım elbise’ piyasada 100 TL ise, okulun ‘özel tasarlanmış renk ve desendeki kıyafeti’ meselâ 250 TL olabiliyor! Peki, aradaki bu ‘fark’ nereye gider? Veli olarak böyle oyunlarla karşı karşıya kalmak istemiyoruz. Maksat vatandaşa zorluk çıkarmak mı, yoksa öğrencilerin daha iyi eğitim almaları mı?

Meselâ okullar kendilerine “özel arma” ya da “kravat” yaptırıp öğrencileri bunları almaya mecbur tutuyorlar. Bunlara da itiraz ediyoruz! Niçin 3 kuruşluk bir armaya 10 TL verelim? Böyle bir ‘arma’ olmasa öğrenci ne kaybeder? Okullardaki kıyafet konusu tartışılırken bu konular da dikkate alınmalı ve mutlak sûrette ‘veli’lerin görüşlerine itibar edilmeli.

Bu konudaki tartışmaları sona erdirecek olan yol ise, ‘okul kıyafeti’ mecburiyetini sona erdirmektir. Avrupa ülkelerinde böyle bir mecburiyet yok. Öğrenci kalkıyor, elini yüzünü yıkıyor, normal zamanda giydiği kıyafeti giyiyor ve okula gidiyor. Aynı rahatlık bizde niçin olmasın?

Kıyafet konusu ‘kökten’ tartışılmalı ve bu anlamsız uygulamalar sona ermeli. Millî Eğitim Bakanı, konuya bir de bu pencereden bakabilse...

01.07.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (30.06.2009) - Darbeciler zorda kalsın!

  (29.06.2009) - İhtilalciler, özür dileyin!

  (28.06.2009) - Halk 12 Eylül’ü zaten mahkûm etmiş!

  (27.06.2009) - “Ya belge çıkarsa” endişesi!

  (26.06.2009) - Tatmin olan yok

  (25.06.2009) - Yasak yok, insanlık var!

  (24.06.2009) - Müstehcenlik dur!

  (23.06.2009) - Faiz batağı kurutulsun

  (22.06.2009) - Söylenmeyen ne kaldı?

  (21.06.2009) - “İçki reklâmı yapılamaz” diyen çıkmayacak mı?

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.