Faruk ÇAKIR |
|
Güneşi yeniden keşfetmek |
Yaşanan ekonomik krizin belki bir ‘fayda’sı, kapıya dayanmış olan ‘enerji krizi’nin ertelenmesi olmuştur. İşlerin ‘iyi’ olduğu ve fabrikaların yoğun çalıştığı dönemlerde, ciddî bir enerji kriziyle karşı karşıya olduğumuz tartışılıyordu. Bilhassa yaz aylarında ‘serinlemek’ için klimaların aşırı kullanılması bu krizi tetikliyordu. Dünya ile birlikte Türkiye’nin de ciddî bir ekenomik krize sürüklenmesi, fabrikaların kapasitesinin düşmesi ve üretimin azalması sebebiyle göreceli olarak enerji krizi de uzaklaşmış oldu. Elbette bu durum ilânihaye böyle devam etmez. Önümüzdeki yıl ya da yıllarda krizden çıkılmasıyla birlikte enerjiye duyulan ihtiyaç yeniden ortaya çıkacak ve bugün için problem olarak görülmeyen enerji ihtiyacı, o gün belki de gündemin ilk maddesi olarak kamuoyunu meşgul edecek. Peki, Türkiye olarak enerji konusunda ‘yarın’a hazır mıyız? Geçmişte yaşandığı gibi yeniden enerji krizleri yaşayacak mıyız? Günlük ya da haftalık ‘elektrik kesinti saatleri’nin ilân edildiğine mi şahit olacağız? Aslında bugün yaşanan durumu gerekli tedbirleri alarak avantaja çevirebiliriz. Belki de bunun ilk adımını, bu güne kadar ihmal ettiğimiz ‘güneş’i keşfetmekle atabiliriz. Enerji konusunda her ülkenin kendisine göre avantajları ya da dezavantajları vardır. Güneşten istifade etme noktasında Türkiye avantajlı sayılabilir. Son yıllarda en azından suların ısıtılması noktasında güneşten istifade ediyoruz, ama enerji üretimi noktasında aynı şeyi söylemek kolay değil. Geçmişte, akarsularımızdan da istifade etmeyen bir ülke olmuşuz ki; “Su akar, Türkiye bakar” anlamına gelecek ‘atasözleri’ kullanılmaya başlamış. Zamanla akan suların önüne barajlar yapılmış ve bu çalışmalar maddî kalkınmamıza büyük destek sağlamış. Aynı anlayışla güneşin önüne de ‘santral’ler koyamaz mıyız? Güneş enerjisinden elektrik elde etme fikri elbette bugünün fikri değil. Fakat pahalı bir yatırım olması sebebiyle ‘patron’lar bu konuya para harcamayı düşünmemiş. Ancak son gelişmeler sevindirici. Yıl sonuna kadar Meclisten çıkması beklenen ‘teşvik yasası’ bu durumu temelden değiştirmeye aday görülüyor. Belki farkında değiliz, ama bunca ‘baraj’ımıza rağmen enerji konusunda yüzde 70 ‘dışa bağımlı’ bir ülke durumundayız. Bu, iç açıcı bir durum olmasa gerek. Nitekim, kış aylarında meydana gelen bazı uluslar arası siyasî tartışmalar sebebiyle Türkiye’ye gelen ‘gaz’ın Rusya ya da başka komşu ülkeler tarafından kısılması paniğe neden olmuştu. Günlük siyasî tartışmalardan uzak bir şekilde enerji ihtiyacımızı karşılamak istiyorsak, gecikmeden güneşi yeniden keşfetmeli ve onun enerjisinden istifade edebilecek sistemleri kurmalıyız. Güneşi erken keşfeden ülkelerin başında İspanya geliyor. İspanya, 20 bin konutun bütün ihtiyacını güneşten elde ettiği enerji ile karşılıyor. Türkiye de bir an önce ‘güneş tarlaları’ kurmak durumunda. 19.05.2009 E-Posta: [email protected] |