13 Mayıs 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Faruk ÇAKIR

Korucular ağaç diksin!


A+ | A-

Farklı dinlere mensup insanların bile birbirine tahammül ettiği bir ile (Mardin) bağlı Bilge Köyünde meydana gelen katliâm, değişik değerlendirmelere vesile oluyor. Bu değerlendirmeler arasında bölgeyi iyi tanıyan Prof. Dr. Mazhar Bağlı’nın değerlendirmeleri özellikle dikkat çekici.

Tesbitlerin dikkat çekici olmasının bir sebebi de Bağlı’nın Urfalı geniş bir aşiret ailesine mensup olması, Dicle Üniversitesinde çalışması ve meslek olarak da bu ‘kavga’ları araştıran bir ‘sosyolog’ olması. Bütün bu avantajlar, Bağlı’nın tesbitlerinin dikkate alınmasını gerektiriyor.

Taraf’dan Neşe Düzel’in sorularını cevaplandıran Bağlı, Mazıdağı’nın Bilge Köyündeki katliâmı bir nev'î ‘soykırım’a benzeterek bu saldırının çok planlı ve karanlık bir saldırı olduğu kanaatini ifade etmiş. Katliâmın ‘toprak kavgası’ ile açıklanmasının kolay olamayacağını ifade eden Bağlı şöyle demiş: “Geçmişte toprak, kız alıp verme, töre ve namus gibi nedenler yüzünden yaşanan çatışmalarda kaç kişinin öldürüldüğünü biliyoruz. Meselâ arazi anlaşmazlığında evin erkeği öldürülür. Ailenin en prestijli kişisi öldürülür ki, karşı taraf size karşı güç kaybetsin. Toprak meselesinde kadın, çocuk herkes öldürülmez. Hatta kan dâvâlarında da şöyle bir gelenek vardır. Eğer kadınlar başörtülerini çıkarıp kavganın orta yerine bırakırlarsa, çatışma biter. Çünkü araya ‘kadın’ girmiş olur. Kısacası ne kız alıp vermede ne de arazi kavgalarında kadınlara dokunulur. (...) (Kadına) Sadece namus ihlâlinde dokunulur. Çocuklara ise hiç dokunulmaz.” (Taraf, 11 Mayıs 2009)

Yıllardan beri uygulanan politikaları da eleştiren Bağlı, ‘koruculuk’la ilgili de ciddî eleştiriler getiriyor. Bölgedeki ‘kanaat önderleri’nin de hem devletin uygulamaları, hem de terör şartları sebebiyle ‘devre dışı kaldığına’ dikkat çeken Bağlı bu konuda da şöyle diyor: “Onlara gösterilen itibar kayboldu. Artık hayatın içinde toplumun dengesini elinde tutabilecek böyle önemli kanaat önderleri kalmadı. Aşiret düzeninin barış elçileriydi bunlar.”

Aşiret sisteminin ve cumhuriyet sisteminin ‘insan’a bakışının aynı olduğuna dikkat çeken Bağlı, koruculuk sisteminin aileler arasında husûmete sebep olduğuna dikkat çekmiş: “Koruculuk sistemi toplumun ayarını bozdu. Bu toplumun geleneksel dönemlerden kalma iyi, kötü bir dengesi vardı. Çok sağlıklı değildi, ama aşiret sisteminin bir dengesi vardı. Devlet sürekli müdahale etmeseydi, bu sistem kendiliğinden tasfiye olacaktı. Devlet müdahale ettiği için aşiret sistemi bir türlü yok olmadı. Koruculuk sistemi yoluyla aşiretler, paralı asker haline getirildiler ve devletle birlikte hareket ettikleri için de bütün bölgede güç kazandılar.”

Koruculuk sisteminin ‘sivilleşmeyi’ de engellediğini hatırlatan Bağlı, “Oysa demokrasi ve hukuk için sivil alan lâzım. Bölgenin sivilleşmesi lâzım. Ayrıca koruculuk halk arasında onur kırıcı bir konum. Devlet katında itibarlı olmak halk katında itibarlı olmak anlamına gelmiyor” demiş.

Bağlı’ya göre çarelerden biri şu: “(Korucuları) Bu insanları işten çıkarmayalım. Maaşlarını ödemeye devam edelim. Bunların maaşlarının kesilmesi tehlikeli. Kesilirse, toplumun içinde birer ölüm makinesi olarak dolaşmaya devam ederler. Sadece silâhlarını ellerinden alalım ve ormancılık gibi alanlarda istihdam edelim bunları. Bunlara ağaç diktirtelim!”

“Ağaç diktirtme” uygun bir teklif gibi görünüyor. Belki bu sayede geçmiş yıllarda yakılan ormanlara yeniden kavuşmak da mümkün olur, 'ağaç’ dikerse belki de bölge ekonomik olarak da kalkınır.

13.05.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (12.05.2009) - Laikliğe göre hava durumu

  (11.05.2009) - Anayasa da değişsin, zihniyet de

  (10.05.2009) - Çocukların elinde silâh mı olsaydı?

  (09.05.2009) - Doğruyu söyledi, kovalım!

  (08.05.2009) - Ayıp olmuyor mu?

  (07.05.2009) - Çare eğitimde, ama nasıl bir eğitim?

  (06.05.2009) - ‘Cehalet Ağa’nın katliâmı

  (05.05.2009) - Kendi kendine mi oldu?

  (04.05.2009) - Yeni kabinenin gündemi ne olacak?

  (02.05.2009) - Hey yasakçılar, bakar mısınız?

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl
Reklam Linkleri: Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis