Hz. Ömer’in önsezisi oldukça kuvvetliydi. İnsanları âdetâ yüzlerinden okurdu. Birgün, bir adama rastladı. Konuşma esnasında onun Cahiliyye dönemindeyken kâhinlik yaptığını söyleyince adam şaşırmış, inkâr edememiş, doğrulamak zorunda kalmıştı. Adam gerçekten İslâma girmeden önce kâhinlik yapmaktaydı.
Hz. Ömer bu vesileyle geçmişte yaşadığı onunla ilgili bir olayı da hatırlatmak istedi.
Ona, “Dişi cinin sana getirdiği haberlerin en acâibi hangisiydi?” diye sordu. O da Cahiliyye döneminde başından geçen şu olayı anlattı: “Birgün ben çarşıdayken, bana dişi bir cin geldi. Korkusunu biliyorum. Dedi ki: ‘Sen cini ve ümitsizliğini, kulak hırsızlığından menedildiğinde haber alamadığı için düştüğü ye’sini, sırtlarına ince çullar konulmuş genç develerle yetişilip yakalanmasını görmedin mi?’”
Doğru söylüyordu adam. Hz. Ömer bunu tasdik edip şöyle dedi: “Ben onların putlarının dibinde uyurken bir adam bir buzağı getirip kesti. O anda birisi öyle bağırdı ki, bu kadar yüksek sesle seslenen birini hiç duymamıştım. Ses şöyle diyordu:
“Ey düşmanlığını açığa vuran kimse!
Zafer bulacak bir iş!
Fasih konuşan bir adam var.
Senden başka ilâh yoktur.”
Bu sözler putlara tapmayı vecibe sayan oradaki topluluğun tepkisini çekmeye yetmişti. Sözlerin adamdan geldiğini zannettiler. Oysa kesilen kurbandan geliyordu. Daha doğrusu görünmediği halde bir cin, kâhine bunu haber veriyordu.
Bu sözlerin kâhinden geldiğini zannedip adamın üzerine çullanmışlardı.
Hz. Ömer, “Bu işin içinde bir iş var. Arkasından ne geleceğini görünceye kadar buradan ayrılmayacağım” diye kendi kendine karar vermişti. Yine aynı ses gelmiş:
“Ey düşmanlığını açığa vuran kimse!
Zafer bulacak bir iş!
Fasih konuşan bir adam var.
Senden başka ilâh yoktur.”
Hz. Ömer oradan kalkmış ve aradan çok geçmeden bir peygamberin çıktığının söylenmeye başladığını duymuştu.1
Dipnot:
1- Buharî Menakibü’l-Ensar: 35.
12.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|