Dünyaya nizam ve intizam verme iddiâsıyla ortaya çıkan ülkeler, nedense doğrudan kendilerini ilgilendirmeyen haksızlıklar karşısında sessiz kalıyorlar. Aslında ‘sessiz kalıyorlar’ demek de hadiseyi özetlemiyor; ‘haksızlara yardım ediyorlar’ demek daha doğru.
Pek çok dünya ülkesinde haksızlıklar olmakla beraber, Afrika kıt’asında yaşananlar haksızlıkların dik âlâsı olarak isimlendirilmeye aday. Meselâ, Kongo’da yaşananlar... Dünya ülkeleri ekonomik krizle uğraşırken Kongo’da yüz binlerce insan bir nev'î iç savaş yüzünden katlediliyor. Sözkonusu ‘insan hayatı’ olunca, ekonomik kriz ‘teferruât’ olması gerekirken öyle olmuyor. Çünkü ölenler ne de olsa Kongolu. Doğru dürüst ‘haber’ dahi olamıyorlar.
Kongo; eski adıyla “Belçika Sömürgesi Zaire” uzun bir süredir hükümet güçleri ve ‘isyancılar’ arasında süregiden çatışmalara sahne oluyormuş. Bu çatışmalarda binlerce kişinin öldüğü ve yaklaşık 250 bin kişinin de evini terk etmek zorunda kaldığı bildiriliyor. Türkiye’nin yaklaşık 3 katı büyüklüğündeki ülkede 60 milyon insan yaşıyor. Bu arada Kongo’nun 1960 yılına kadar Belçika kolonisi/sömürgesi olduğunu ve ülkede 15 ayrı etnik grubun ve 75 kabilenin yaşadığını, dinlerinin de Hıristiyanlık olduğu hatırlayalım.
Dünya Hıristiyanlarının; işin içinde maddî menfaat olmayınca kendi ‘dindaş’larını da unuttuğunu göstermesi bakımından Kongo’da yaşananlar dikkat çekici. Ama bir insaf ve vicdan ehli nihayet bu duruma tepki göstermiş. UNICEF elçisi Mia Farrow’un sabrı taşmış ve şöyle demiş: “Kongo’daki ahali goril olsaydı çözüm bulunurdu!”
İlgili haber şöyle: “UNICEF iyiniyet elçisi ABD’li aktris Mia Farrow, Batı başkentlerini Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki savaş ve zulüm karşısında ‘vurdumduymaz’ olmakla eleştirdi. Bölgeyi üç gün dolaştıktan sonra Cenevre’de konuşan Farrow, ‘Kuzey-Kivu ahalisi gorillerden oluşsaydı çoktan çözüm bulunmuştu!’ di-yerek Batı dünyasının Kongo’da işlenen insanlık suçlarına karşı sessiz kaldığına işaret etti. ‘Goriller ya da özellikle yavru köpekler söz konusu olsaydı, Batılı ülkeler durumun böyle devam etmesine izin vermezdi’ diyen oyuncu, bölgede kendisine anlatılanlar karşısında dehşete düştüğünü anlattı. 63 yaşındaki aktris, ‘Orada olanlar, hayatta görebileceğim en berbat şeyler. Kadınlar ve çocuklara reva görülen zulüm insanlık dışı. (...) Bölgede insanlık ölmüş. Şiddet her yerde. (...) En kötüsü, suç cezasız kalıyor.” (Radikal, 17 Aralık 2008)
Kongo’da yaşananları özetleyen Mia Farrow en üst perdeden tepki göstermekte haksız mı? Yeri geldiğinde ‘balık’lar için ayağa kalkan ‘insanlık’ Kongo ya da ben-zeri ülkelerde yaşananlar karşısında niçin sessiz?
Bu noktada “ifsat komiteleri”nin kontrolü altındaki “haber ajansları”nın tesirini de görmek lâzım. Yaşanan cinayetler duyurulmadığı sürece, ‘insanlık’ tepki vermekte gecikecek. Orada insanlık ölürken, Kongo’da yaşananları anlatan kaç haber duyduk? Gazetelerin “dış haberler” sayfaları “Amerika haberleri” sayfası olmaktan çıktığında her halde Kongo’da yaşananlardan da haberdar oluruz.
Kongo’da ‘insan’lar değil; ‘insanlık’ ölüyor habe-rimiz olsun.
19.12.2008
E-Posta:
[email protected]
|