"Gerçekten" haber verir 06 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

Risâle-i Nur diğer meslekleri de ihtiva eder (2)



Risâle-i Nur, aynı zamanda hem enfüsî, dahilî cihetinde çalışmış, hem de kalb ve ruh içinde marifetullaha (Allah’ı bütün esmâ ve sıfatlarıyla tanımaya, bilmeye) geniş ve her yerde yol açmış.

Adeta Mûsâ Aleyhisselâm’ın asâsı gibi nereye vurmuş ise su çıkarmış... Yani, teneffüs ettiğimiz havada, içtiğimiz suda, gördüğümüz manzarada, kullandığımız eşyada Esmâ-i İlâhiyeyi okutur; direkt bizi Rabbimize ulaştırır. Yani, ilmî, aklî, kalbî, vicdânî bir seyr ü sülük (manevî gezi ve gözlem) yaptırır.

Risâle-i Nur’da hakikat mesleğiyle getirilen yeni metotla hem felsefenin hücumlarına set çekilir, hem de ferdlerin bu hâli ve kalbî ihtiyaçları karşılanır:

Gıda ve taam (yemek) hükmündeki hakikatlerinden hem akıl, hem kalb, hem nefis, hem his hisselerini alabilir. Yoksa yalnız akıl, cüz’î bir hisse alır, ötekiler gıdasız kalabilirler.1 Nur dairesi hakikat mesleğinde giderken, aynı zamanda tarikatlerin faydasını da temin eder.2

Çağımız astronomik rakamlarla işini yürütüyor. Risâle-i Nur “acz, fakr, şefkat ve tefekkür” mesleğiyle buna paralel bir vird ve zikir ufku açar. Vird, zikir ve tesbihatı da ilimler penceresinden yaptırarak genelleştirir:

“Siracü’n-Nur’u tashih ederken, bu Ramazan’da ehemmiyetli virdlerime tam vakit bulamadığımdan müteessir oldum. Birden ihtar edildi ki: Okuduğun bu mebhaslar, bir cihetle ibadet olduğu gibi, hem ayn-ı marifetullah ve zikrullah ve huzur-u kalbi ve muhabbet-i imaniye olmasından, senin noksan bıraktığın virdlerinin yerini tam doldurur. Ben de Elhamdülillah, dedim.”3

İşte, Bediüzzaman’a şu tesbiti yaptıran bu hakikattir: “Ben tahmin ediyorum ki, eğer Şeyh Abdülkadir Geylânî (ra) ve Şah-ı Nakşibend (ra) ve İmam-ı Rabbânî (ra) gibi zatlar bu zamanda olsaydılar, bütün himmetlerini, hakaik-i imaniyenin ve akaid-i İslâmiyenin takviyesine sarf edeceklerdi. Çünkü saadet-i ebediyenin medarı onlardır. Onlarda kusur edilse, şekavet-i ebediyeye sebebiyet verir. İmansız Cennete gidilmez; fakat tasavvufsuz Cennete giden pek çoktur. Ekmeksiz insan yaşayamaz, fakat meyvesiz yaşayabilir. Tasavvuf meyvedir, hakaik-i İslâmiye gıdadır. Eskiden kırk günden tut, tâ kırk seneye kadar bir seyr ü sülûk ile bazı hakaik-i imaniyeye ancak çıkılabilirdi. Şimdi ise, Cenâb-ı Hakkın rahmetiyle, kırk dakikada o hakaike çıkılacak bir yol bulunsa, o yola karşı lâkayt kalmak elbette kâr-ı akıl değil. İşte, otuz üç adet Sözler, böyle Kur’ânî bir yolu açtığını, dikkatle okuyanlar hükmediyorlar.

“Madem hakikat budur. Esrar-ı Kur’âniyeye ait yazılan Sözler, şu zamanın yaralarına en münasip bir ilâç, bir merhem ve zulümatın tehacümatına maruz heyet-i İslâmiyeye en nâfi bir nur ve dalâlet vâdilerinde hayrete düşenler için en doğru bir rehber olduğu itikadındayım…

“Cenâb-ı Hak şu zamanda, i’câz-ı Kur’ân’ın mânevî lemeâtından olan malûm Sözleri, şu dalâlet zındıkasına bir tiryak hâsiyetini vermiş tasavvurundayım.”4

İşte Risâle-i Nur; modern fen, sosyal ve manevî ilimleri harmanlayıp iman, İslâm esaslarını ispat edip izah etmiş; çağın şartlarına uygun yeni bir hizmet stratejisi, yeni bir irşad ve tebliğ üslûbu getirmiştir. Ve bütün seküler felsefeleri çürütmüş, ateist filozofları yerden yere vurmuştur. Aynı zamanda Kur’ân ve Sünnete dayalı muhteşem bir ruh / duygu ve nefis terbiyesi metodu geliştirmiştir. Bunun adı: Hakikat mesleğidir.

Dipnotlar: 1- Emirdağ Lâhikası, s. 59.; 2- Emirdağ Lâhikası, s. 211.; 3- Emirdağ Lâhikası, s. 211.; 4- Mektubat, s. 27.

06.10.2008

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (04.10.2008) - Risâle-i Nur, diğer meslekleri de ihtivâ eder

  (03.10.2008) - Kur’ân ispat eder ve ispatı emreder!

  (01.10.2008) - Bediüzzaman’ın Kelâm ilmine getirdiği yenilikler (3)

  (29.09.2008) - Bediüzzaman’ın Kelâm ilmine getirdiği yenilikler (1)

  (28.09.2008) - Hakikat mesleği ve kelâm

  (26.09.2008) - Tesbihat: Çağa uygun ibadet, hiper vird ve duâ

  (25.09.2008) - Risâle-i Nur, aynı zamanda çağdaş bir tasavvuftur

  (24.09.2008) - Hakikate nasıl varılır?

  (23.09.2008) - Hakikat mesleği nedir?

  (22.09.2008) - Her çağın zikir, fikir, şükür metodu ayrı

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır