Karamsarlık saçıyor şarkın bugünkü hali, İnanıyoruz, parlak olacak istikbali…
Mum, kendi etrafına ışık vermezmiş, öyle…
Velâkin güneşle mum aynı olur mu, söyle!..
Güneş, doğduğu yere neden ışık vermiyor?
Doğu halkına küsmüş, nurunu göstermiyor!..
Biz “biz” olursak eğer, nurunu gösterecek,
Batıya saçtığından fazla ışık verecek!..
İşte size bir misal, doğunun incisi Van…
Yaradan ihsan etmiş, dememiş “içinde yan”!..
Van’ın güzellikleri saymakla bitmez ama,
Biz lâyık olmuyoruz, bu ilâhî ikrama!..
Avusturya’da olsa bu güzelim mavi göl;
Etrafı kalmaz böyle altyapısız, çorak, çöl!..
Güllerle donatılır, insanla dolup taşar,
Yerin gözdesi olur, ünü ülkeler aşar!..
Hele suyu, havası, Akdamar’ı, kalesi…
Bir başka yerde olur, o yerin meş’alesi!..
Şimdi yaparsam şöyle, “batıl” bir mukayese,
Kimse düşmesin sakın, umutsuzluğa, ye’se!..
Doğu-batı arası uygarlık farkıdır bu,
Belki tersine dönen feleğin çarkıdır bu!..
Doğuda olmak ise, Van’ın tek kabahatı;
Bu vebalin altından kalkamaz uygar batı!..
Madem ki bu topraklar bizimdir karış karış,
Öyleyse kalkınmada olmalı adil yarış!..
Ey bu şanlı ülkenin şanslı iş adamları!
Bırakınız lâfları, faydasız ahkâmları!..
Yapınız batı kadar, doğuya da yatırım…
Hakka reva değildir, bu mânâsız ayırım!..
Dolar ve avroları bölgeye serpin çil çil…
Halkının yüzü gülsün, kalkınsın doğu; il, il…
Size haber vereyim biraz kendi ‘il’imden,
Gerçekler dile gelsin kalemimden, dilimden!..
Şehrin kalbi misali, “kan basan” belediye;
An be an müjde verir; saymayın “belâ” diye…
Kulak ver, ne ola ki, hoparlörden sunulan!
Temcid pilâvı gibi önümüze konulan!..
“Afiyet olsun” ya da “buyurun” demek gibi...
Dinle, içine sindir, üç öğün yemek gibi…
Bütün duyurularda enerji, gıda vardır…
“Daha yok mu..” demeyin, sermaye bu kadardır!..
Meltem gibi yayılır ilânın esintisi,
Elektrik, su.. bilmem daha ne kesintisi…
Bir çocuk, ya da yaşlı kalabalıkta kayıp,
Olmuşsa, duyurulur. Var mı ki bunda ayıp?
Sonra da “bulunmuştur” ilânına sevinin!
Belediyenizle ve şehrinizle övünün!..
Ya bir “kan” duyurusu, acil bir “yatan” için…
Ya bir ölüm haberi, doğup da “batan” için…
Ölüm haberlerinin duyurusu çok taze…
Çünkü henüz kalkmadı, orta yerde cenaze!..
Camide kılınacak namazı müteakip,
Sen de edersin onu mezara kadar takip…
Bizi “biz” eden unsur, şanımız, tarihimiz;
Onunla övünmek de bir hakk-ı sarihimiz!
Vah yazık, o da ölmüş, öldürülmüş, yatıyor…
O mevtanın ardından ne güneşler batıyor!..
“Vel ba’su ba’del mevt”e mazhar olduğumuz gün,
Biz dahi yapacağız milletçe bayram, düğün!..
04.10.2008
E-Posta:
[email protected]
|