"Gerçekten" haber verir 06 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Niyetin önemi üzerine



Diyarbakır’dan okuyucumuz: “Niyet ile iman arasında nasıl bir bağlantı vardır? Niyet sevabı günaha, günahı sevaba nasıl çevirir”

Niyet ile iman birbirini doğuran, birbirini doğrulayan, birbirini gerekli kılan, birbirini tamamlayan iki temeldir. İman ve itikat, hâlis ve makbul niyetin tarlasıdır. İyi bir niyet de doğru imanın ve itikadın meyvesidir. Peygamber Efendimize (asm), hicret edenlerin arasından birisinin, sadece bir kadını nikâhlamak niyeti taşıdığı, bunun için hicret ettiği bildirilir. Peygamber Efendimiz (asm): “Ameller niyetlere göredir. Herkese ancak niyet ettiğinin karşılığı vardır. Kimin hicreti Allah ve Resûlü için ise, hicreti Allah ve Resûlü içindir. Kimin de hicreti dünya malı veya nikâhlayacağı kadın için ise, hicreti onun içindir” buyurur.1

Üstad Bedîüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle niyet, eşyanın mahiyetini değiştirir. Günahı sevaba, sevabı günaha çevirir. Niyet; adî, ama ibadet kastıyla yapılan bir hareketi ibadete; gösteriş için yapılan bir “görünüşte ibadeti” de günaha dönüştürür. Meselâ, varlıklara sebeplerin yaptığı şeyler niyetiyle bakılırsa cehalet olur; Allah’ın yarattığı şeyler niyetiyle bakılırsa marifet olur, ilim olur, irfan olur; imanı olgunlaştırır.2

Yine meselâ yoldaki taşları Müslüman’ın ayağına takılmasın ve zarar vermesin niyetiyle kenara atmak sevaptır, hayırdır, güzeldir, ibadettir. Bu işi yaparken, dikkat etmesine rağmen sehven birisine zarar verse özür diler, zarar verme kastı ve niyeti olmadığından, günahtan da muâf olur. Yine bu işi yaparken yolun sertleşmesi ve oturması için döşenmiş taşları da sehven ayıklamış ve atmış olsa, bilgi eksikliğinden doğan zararı telâfi eder. Niyetinin sıhhatinden dolayı günahkâr olmaz, sevabında eksilme de olmaz.

Fakat aynı davranışı kötülük yapmak ve zarar vermek niyetiyle yaparsa, yaptığı iş ibadet olmaz, günah bir fiil olur. Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu şu veciz hadisiyle ifade buyurur: “Mü’min’in niyeti amelinden hayırlıdır. Münafığın ameli ise niyetinden hayırlıdır. Herkes kendi niyetine göre amel işler. Mü’min hayır ve iyilik niyetiyle bir amel işlediğinde kalbinde bir nûr ve feyiz bulur.”3

Bu hadislerin tefsiri sadedinde Üstad Saîd Nursî Hazretleri, niyetin sıradan âdetleri ve adî davranışları ibadete çeviren pek acîp bir iksir, bir mâye ve bir ruh olduğunu, ölü halleri ibadetle canlandırdığını kayde-der. Bediüzzaman’a göre niyetin ruhu ihlâstır. Öyle ise gerçek kurtuluş ancak ihlâs ile mümkündür. Az bir ömürde, bütün lezzetleriyle ve güzellikleriyle Cennet ancak böyle bir halis niyetle kazanılır. Çünkü niyet ile insan daimî bir şâkir olur, daimî şükredici olur; daimî şükür sevabı kazanır.4

Niyetin mahşerdeki yansımasını Peygamber Efendimizden (asm) dinleyelim:

* “Allah hak edenlerin üzerine azabı indirdiğinde bazı salih kimseler de ölürler. Onlar da diğerleri ile birlikte helâk olurlar. Sonra âhirette niyetleri ve amelleri üzerine diriltilirler.”5

* “İnsanlar niyetlerine göre diriltilecek ve hesaba çekilecektir.”6

* “Kıyamet gününde aleyhinde ilk önce hüküm verilmek üzere, şehit olduğu bilinen bir kimse geti-rilir. Allah ona olan nimetlerini anlatır. O da mazhar olduğu nimetleri hatırlar. Allah:

“Ne amel işledin?” diye sorar. Adam:

“Allah’ım, Senin yolunda cihad ettim ve nihayet senin için şehid düştüm” der. Allah:

“Yalan söyledin. Sen cesaretlidir desinler diye savaştın. Senin için öyle de denilmiştir” buyurur ve ameli kabul görmez.

Sonra ilim öğrenmiş, öğrendiğini başkasına öğretmiş ve Kur’ân okumuş bir kimse getirilir. Allah ona da nimetlerini hatırlatır, o da itiraf eder. Sonra Allah ona:

“Ne amel işledin?” diye sorar. O da:

“Allah’ım, Senin rızan için ilim öğrendim. Onu başkalarına öğrettim. Senin için Kur’ân okudum” der. Allah:

“Yalan söyledin. Sen âlim denilmek için ilim öğrendin. Ne güzel okuyor desinler diye Kur’ân okudun. Hakikaten senin hakkında bunlar da söylendi” buyurur ve amelini kabul etmez.

Sonra Allah’ın kendisine her çeşit maldan bolca verdiği bir kimse getirilir. Allah ona nimetlerini hatırlatır. O da hatırlar. Sonra Allah ona:

“Ne amel işledin?” der. Adam:

“Allah’ım, verilmesini istediğin yerlere senin rızan için bolca verdim” der. Allah:

“Yalan söyledin. Benim için vermedin. Ne cömert bir kimsedir desinler diye verdin. Nitekim hakkında böyle de denilmiştir” buyurur da amelini kabul etmez.7

Dipnotlar:

1- Buhârî, 1,50; Müslim, İmâre, 155; Riyâzü’s-Sâlihîn, 1; Câmiü’s-Sağîr, 1/1; 2- Mesnevî-i Nûriye, s. 45; 3- Câmiü’s-Sağîr, 4/3810; 4- Mesnevî-i Nûriye, s. 61; 5- Câmiü’s-Sağîr, 955; 6- Câmiü’s-Sağîr, 1436; 7- Müslim, İmâre, 152

06.07.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (06.08.2008) - Ölüm yaratılmıştır

  (05.08.2008) - Allah'ın emir ve iradesinin hâkimiyeti

  (04.08.2008) - Allah'ın emri ve dilemesi

  (03.08.2008) - Sosyal ilişkilerimiz

  (02.08.2008) - Kalbin teslimiyeti

  (01.08.2008) - Duâlarımızı ihmal etmeyelim

  (30.07.2008) - Boşanmak mı, sabır mı?

  (29.07.2008) - Mi’râcınıza binler tebrikler

  (27.07.2008) - Kısa cevaplara devam

  (26.07.2008) - Kısa cevaplar

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır