Ankara haftayı, operasyonun bitirilmesi ve arkasındaki “beklentiler”e dair tartışmalarla geçirdi. 5 Kasım’da Erdoğan’ın Bush’la “başbaşa görüşmesi”yle başlayan ve bir ay sonra Gül’ün ziyaretiyle takviye edilen “strateji”ye göre ABD’nin “istihbarat desteği”nin maksadı, ABD’den gelen “sesler”le âdite deşifre oluyor.
Bu bakımdan İşgalci Amerikan askerlerinin 4 Temmuz 2003’te Süleymaniye’de Türk özel kuvvetlerine baskın yapıp başlarına çuval geçirdiği esnada Kuzey Irak’taki Amerikan birliklerinin komutanı olan Korgeneral Raymond Odiermo’un, “PKK’nin üzerinde baskı oluşturup Türkiye’nin terörist unsurlarla görüşüp örgütle müzâkereye başlaması” önerisi, tam bir itiraf…
İşgalin başladığı 2003 Mart’ından bu yana yürüttüğü Irak’taki çok uluslu işgalci güçlerin kolordu komutanlığını iki hafta önce devredip orgeneralliğe terfi ettirilerek Amerikan Kara Kuvvetleri Komutan Yardımcılığı’na getirilmesi öngörülen Odierno’nun Pentagon brifingindeki bu sözleri, “çuval skandalı”nda daha vâhim bir skandal. Yerli medya her ne kadar “dil sürçmesi” ihtimaliyle yumuşatmaya çalışsa da, ABD’nin öteden beri önerdiği “siyasî çözüm” projesi hakkında ciddî ipuçları vermekte...
Tam da Talabani’nin, ABD ve Barzani’nin, Ankara’nın Kuzey Irak’taki yerel yönetimle işbirliği kurması ve Güneydoğu’yu da içine alan “Kürt sorunu”na “siyasî çözüm” önerileriyle Ankara’ya geldiği bir sırada…
* * *
Aslında Pentagon’un patronu Amerikan Savunma Bakanı Gates ve Beyaz Saray sözcülerinden Korgeneral Odierno’nun sözleri sonradan “tashih” edilse de, mızrakın çuvala sığmadığı bir defa daha görülmekte. Pentagon’un önemli isimlerinden olan generalin ağzından çıkanlar, ABD’nin baştan beri Afganistan’da ve Irak’ta işgale tam askerî ve lojistik destek verdiği ve üslerini açtığı “stratejik ortağı” Türkiye’ye kurduğu tuzağı deşifre etmekte.
Nitekim Amerikan Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi Üyesi Demokrat Partili Rush Holt’un ifâdeleri, Amerikalı generalin bu “itirafı” gelişigüzel değil, baştan beri plânlanan tezgâhın ikrarı olduğunu ortaya koymakta.
Saddam döneminde Washington’un PKK’nın Irak’ta işleri karıştırmasından memnun olduğunu ve destek verdiğini belirten Holt, terör örgütünün palazlanıp azmasında ülkesinin rolünü olduğunu açıkça söylemesi, bütün bu tespitlere kuvvet vermekte.
Görünen o ki AKP hükûmetin Irak işgaline giden 65 bin Amerikan askerinin Türkiye’de üslenmesine dair 1 Mart tezkeresinin TBMM’de reddedilmesinin “cevabı” sâdece “çuval olayı”yla kalmamakta. Washington’daki neoconların Irak işgaline arka çıkan Ankara’ya komploları, çok yönlü sürmekte…
“Çuval General” Odierno’nun peşmergelerin Kerkük’te nüfus ve tapu dairelerini yakıp yıkıp talân ettikten sonra değiştirdikleri demografik yapı üzerinden yerel seçimlerdeki hilelerini himaye etmesi, bunlardan biri idi…
Keza yine bu dönemde Amerikalı subayların Kandil ve diğer kamplarda terör örgütü elebaşlarıyla görüşmeler yapması, gizlenen “Amerikan emeli”ni açığa çıkarmakta. Yine bu süreçte Amerikalı savcılar ve resmî makamların tespitiyle terör örgütünde binlerce hafif ve ağır Amerikan silâhlarının çıkması, bu plânı doğrulamakta…
Zira Evanegelist Bush yönetiminin ısrar ettiği BOP’un bir parçası olan “büyük İsrail” iddiasının Mezopotomya ve GAP’ı da içine alan “arz-ı mev’ud (vaad edilen topraklar)” ütopyasınca, Pakistan, İran, Suriye ve Lübnan başta olmak üzere bütün İslâm coğrafyası hedef alınmakta. Güçlü ve bütünleşmiş Müslüman ülkelerin etnik ve mezhebî ayırımlarla parçalanması, Körfez emirlikleri gibi güçsüz küçük devletlere bölünmesi amaçlanmakta…
* * *
Şüphesiz bütün bunlar, Türkiye’ye ve diğer Müslüman bölge ülkelerine karşı yürütülen bir psikolojik harekâtın senaryoları. Belli ki ABD, Kissinger’in doktrini ve “büyük Ortadoğu projesi” gereği, uzun yıllardır üzerinde çalıştığı projesini adım adım açıklayıp fikirleri usûlünce ısıtmakta. Bölge ülkelerini yavaş yavaş alıştırmakta. Zemini ve zihinleri hazırlamakta.
Bu projeyle, kuşatılan Müslüman ülkelerin yer altı ve yerüstü zenginlikleri, petrol rezervleri, enerji kaynakları ve hatları kolayca kontrol altına alınacak. Müslüman ve mazlum milletler madden ve mânen sömürgeleştirilecek...
Kısacası, bundan yaklaşık bir asır önce “siyasî çözüm” perdesinde “muhtariyet” ve “adem-i merkeziyet” bahanesiyle “iftirak (ayrılık) meyli” tahrik edilmesi gibi, ırkçılık fitnesiyle Müslüman halkları yekdiğerinden koparma ve hatta birbirine düşman etme taktiği güdülmekte…
Bu maksatla Türkiye ve bölge ülkelerini daha da parçalayıp ufaltan ve ecnebilerin tasallutu altında gösteren haritalar yayınlanmakta. Birinci Dünya Savaşı sonrasında İngilizler’in cetvellerle Ortadoğu’yu taksim tahribine devam edilmekte.
Tıpkı geçen asrın başında “Avrupa zâlim hükûmetleri zulümleriyle, Sevr Muâhedesiyle âlem- İslâma ve merkez-i hilâfete (Osmanlı’ya) ettikleri ihânete” benzer, ihanet plânları tatbike konulmakta.. (Kastamonu Lâhikası, 17)
08.03.2008
E-Posta:
[email protected]
|