"Ey kardeş"
Hitabın muhatabı kardeş unvanı ile tarif edilmektedir.
Neden kardeş? Çünkü;
1- Müminler kardeştir. (Hucurat/10)
2- "Kardeş kardeşe müzahir olur."
3- Aradaki münasebet hakikî kardeşlik vasıtalarıdır.
4- Kardeş kardeşe mürşit vaziyeti takınamaz. Sadece ders arkadaşı olur.
5- Kardeş kardeşinin kusurunu örterek öğretici olur, ıslâh edici olur.
"Benden birkaç nasihat istedin."
Kardeş, kardeşten ne istemeli? Elbette çok şey isteyebilir. Ortak hukukun gereği, bir çok meselesini paylaşabilir.
Konumuz gereği manevî bir bağ ve öğrenme içinde, ders şeklinde istenen nasihattir.
Kardeş kardeşten nasihat istemeli. "Bana nasihat eder misin?" demeli.
Meselâ manen ve dinen kardeş sayılan evlâdımıza "bana nasihat eder misin?" desek, o kadar anlamlı, ihlâslı ve öğretici bir rehberlik alırız ki tarif edemem. Denemekte fayda var.
Üstelik hadiste ifade edildiği gibi, "Din, bir nasihattir."
Bu sahih hadiste "nasihat" kelimesi, aynı zamanda samimiyet, ihlas anlamına gelmektedir.
"Sen bir asker olduğun için, askerlik temsilatıyla, sekiz hikâyecikler ile birkaç hakikati nefsimle beraber dinle."
1- 1926 yılında yazılan bu eser, Barla kasabasının bağlı olduğu Eğridir ilçesinde subay olan Hususi Yahyagil'e, istikbal için manen uzanan bir mesaj halkasıdır. Nitekim sonraki yıllarda gelip talebesi olmuştur. "Asker temsilatının" bu anlamda geleceğe ait bir manevi diyalogu şeklinde olabileceği Barla Lahikasında belirtilir.
2- "Ey kardeş" olarak karşıladığı muhatabında, birinci diyaloğu din kardeşliği olarak tesis ederken, ikinci diyalog basamağında onun mesleğini ve kariyerini dikkate almaktadır.
3-"Sen bir asker olduğun için" gerekçesiyle, Bediüzzaman; temsilleri, hikâyeleri muhatabının meslek diliyle vermektedir.
4- Edebiyatta 'Tahkiye' olarak ifade edilen temsili hikâyeler metodu, Risâlede sıkça kullanılır. Aynı zamanda Kur'ân tarzıdır bu metod. Amaç, konuyu akla yakınlaştırmak, anlamayı kolaylaştırmaktır.
5- Meslekî önceliğe göre temsillerle hikâyecikler şeklinde verilen konular içinde "Bir kaç hakikat" serpiştirilmektedir. Hakikatlerin anlatımında yine üç aşamalı olarak; muhatabın terminolojisini dikkate alma, örneklerle kavrayışı sağlama ve bunu hikâyemsi bir üslûpla üçüncü kişi üzerinden bir mesaj yüklemesiyle yapma yolu seçilmiştir.
6- Bediüzzaman, önce nefsine ders veriyor. "Nefsimle beraber dinle" demektedir. Söylediklerini önce kendisi duyuyor, dinliyor ve yaşıyor. İkinci olarak muhatabının nefsini dâvet ediyor. Eğer kendi nefsi dinlemeseydi, o zaman muhatabın nefsinin dinleyip dinleyemeyeceğini, ya da dinlemesinin mümkün olup olmadığını nereden bilecekti?
7- Bediüzzaman, kendi nefsinde empati yapıyor. Onun üzerinden gelen itirazları cevaplandırıyor. Onun kabullendiği yerde konuyu tamamlıyor. Yeterli olduğuna hükmediyor.
8- Nasihat isteme, aynı zamanda dinleme makamıdır. Dinlemeyen, nasihat istemiyor demektir. Dinletmeye kalkışmak gerekmez. Nasihat etmek, muhatabın isteği ile başlamaktadır.
14.01.2008
E-Posta:
[email protected].
|