Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 14 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

AB rehaveti



Bir şeyi reddetmenin izahı kolaydır. Ancak, o şeyi hem reddetmeyip, hem de gereğini yapmamanın izahı pek müşkildir.

İşte, mevcut iktidarın Türkiye-AB ilişkileri hakkındaki tutumu da ne yazık ki böylesi müşkillerden biridir.

Siz bakmayın Başbakan'ın sık sık "her şeyin yolunda gittiğini, herhangi bir aksamanın da, rehavete kapılmanın da bizim açımızda söz konusu olmadığını" söyleyip durmasına...

Başbakan gerçek durumu olduğu gibi yansıtmıyor.

Bir kere, AB temsilcilerinden hiçbiri, sayın Başbakanla aynı görüşte olduğunu beyan etmiyor. Tam aksine, yapılacağı söz verilen reformların yavaşladığından, AB ile ilişkilerin rölantiye bırakıldığından şikâyet ediyorlar.

Haydi, bunlar da bir yana. Şayet bakanlıklarda çalışan ve az-çok AB ile ilişkiler çerçevesinde kendi bakanlıklarınca yapılması gereken hazırlıklar hakkında bilgi sahibi tanıdığınız kimseler varsa, lütfen onlarla da görüşüp konuşun. Emin olun, aynı yönde yaşanan birtakım hantallıklardan, ağır-aksak gitmelerden, hatta kasdî ayak sürümelerden duyulan şikâyetlerle birebir yüzleştiğinizi göreceksiniz.

Bizim, esasen tâ başından beri bu hususta endişelerimiz vardı. İşbaşındaki iktidarın AB üyeliği hakkında ciddî ve samimî olmadıkları yönündeki endişelerimizi, ne yazık ki, geçen zaman ve yaşanan gelişmeler, doğrular mahiyette görünüyor.

Evet maalesef, Türkiye'nin bir medeniyet projesi olarak görüp yarım yüzyıl evvel kendi isteğiyle müracaat etmiş olduğu AB üyelik süreci, el'an yavaşlamış ve âdeta rölantiye alınmış durumda.

Bu da, haliyle ciddî şüphelere, tereddütlere yol açıyor.

Ayrıca, bu hususta sadece biz değil, başkalarının da ciddî kuşkuları var. Posta yazarı M. Ali Birand gibi aktüaliteyi takip eden bir gazeteci bile, aynı yöndeki endişesini ifade ediyor. Cumartesi (12 Ocak) günkü yazısında "AB'yi unutan AKP'nin gerçek niyetinden ben bile kuşkulanır oldum" diyor.

Bu arada, zaman zaman yaşanan restleşme edâlarını doğru bulmadığımız da ifade edelim.

Zira, AB herhangi bir ülkeye üyelik teklifi götürmüyor. Öyle bir prensibi yok. Üyelik teklifi götüren, farklı farklı ülkelerin hükümet ve devlet yetkilileridir. Onlar da restleşme yapmaz, sadece müzakerelerde bulunur.

Bu durumda, Türkiye'nin resmî ve aslî üyelik statüsünü elde edip etmemesine mutlak bir zorunluluk şeklinde bakılmamalı.

Önemli olan, medeniyet yolunda yapacağı birtakım reform ve yeniliklerle Türkiye'in AB'ye üyelik seviyesini yakalayabilmesi ve o istikamette iyi bir mesafe almasıdır.

Bunların başında da, cidden onlara nisbeten geri durumda olduğumuz demokrasi, temel hak ve hürriyetler, insan odaklı sağlık, eğitim, çevre, ekonomi gibi konularda en ileride olanlarla hiç olmasa eşit bir seviyeyi tutturabilmek gelir.

Gidişat bu istikamette olmadığı takdirde, militarizm, radikalizm, jakobenizm ve benzeri birtakım ayakbağlarıyla uzun bir süre daha boğuşacağız demektir.

SÖZ

Halk ne istemez?

Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref, halkının istemesi halinde iktidarı bırakmaya hazır olduğunu söylemiş.

Ne dersiniz, bu söze inanmalı mı?

Eğer bu "Müşerref sözü" değil de, "şeref sözü" olsaydı, hani belki inanırdık.

"Belki" diyoruz; zira adı ne olursa olsun, kişi darbeci olduktan sonra, onun vereceği şeref sözünü bile ihtiyatla karşılamak gerekir.

Hem, 1999'dan beri iktidarı elinde tutan Müşerref, hâlâ halkın ne isteyip ne istemediğimi bilmiyorsa, bunu hâlâ öğrenememişse, bundan sonra öğreneceği de yok.

GÜNÜN TARİHİ 14 Ocak 1915

Cemal Paşanın Kanal Seferi

Yaygın tâbirle "Üç İttihatçı"dan biri olan Cemal Paşa, emrindeki 25 bin kişilik bir kuvvetle Kanal (Süveyş Kanalı) Seferini başlattı.

Birinci Dünya Harbinin en şiddetli günleri yaşanıyordu....

Bahriye Nazırlığı yanında Filistin-Suriye hattındaki 4. Ordu Komutanlığını da üstlenen Cemal Paşa, Mısır'ı işgale hazırlanan İngilizler'e karşı mücadele vermek için, kendince bir plan geliştirdi.

Bu plana göre, Süveyş Kanalı kontrol altına alınacak ve işgalcilerin Mısır'ı ele geçirmesi engellenecekti.

Bu maksatla Osmanlı Ordusu 14/15 Ocak gecesi Gazze-Birussebi bölgesinde toplanarak ileri yürüyüşe geçti.

4. Orduya bağlı birlikler, çok büyük zahmet ve müşkilâtla, nihayet Şubat ayı başındaTimsah Gölü ile Acı Göl arasındaki bölgeden Kanal'a doğru taarruza geçti.

Beş tabur kadar Osmanlı askeri, kıyıya indikten sonra dumbaz denilen çelik kaplı teknelerle karşı kıyıya doğru ilerlemeye başladı. Ancak, İngiliz kuvvetleri şiddetli bir ateşle karşı koydu. Dumbazların çoğu battı.

Bu arada, kıyıya ulaşabilen 600 kadar asker şehit oldu, ya da İngilizlere esir düştü.

3 Şubat 1915 sabahı gün ağırdıktan sonra harekât sahasında bulunan Cemal Paşa, verilen ağır kayıp karşısında şaşkına döndü ve bu şartlarda Süveyş Kanalı'nı ele geçirmenin mümkün olmadığını anladı. Derhal kuvvetlere geri çekilmesi emrini verdi.

Cemal Paşa, bölgede kaldığı savaşın son günlerine kadar da, askerî yönden ciddî bir varlık gösteremedi. Kayıp üstüne kayıplar yaşandı.

En ağır kayıplar ise, savaşın son haftalarında yaşandı. Bölge, İngiliz ve Fransız birliklerine âdeta peşkeş edildi.

Zira, buradaki İttihatçı paşalar, Araplar'dan bir an evvel kopmak istiyorlardı. Ne yazık ki, bu kopma süreci içinde, on binlerce Osmanlı askeri de heder edildi.

14.01.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (11.01.2008) - Suçlunun savunma refleksi

  (10.01.2008) - Şiddet ve muhalefet

  (09.01.2008) - Halkın enflasyonu

  (08.01.2008) - Sigara çok tüketi(li)yor

  (07.01.2008) - Organize saldırılar

  (05.01.2008) - Suâllere cevaplar

  (04.01.2008) - Aşiret kafasıyla devlet yönetmek

  (03.01.2008) - Hanedan siyaseti ve kaderin tecellisi (3)

  (02.01.2008) - Hanedan siyaseti ve kaderin tecellisi (2)

  (01.01.2008) - Hanedan siyaseti ve kaderin tecellisi (1)

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri