Düşünce planında bir hedef ve gaye güderiz. İşte buna niyet denir.(1) Niyet, bir düşüncenin uygulamaya geçmesi faaliyeti, bir işi yapmak için zihnimizde hâsıl olan yönelme diye de tanımlanır.
Zihnimize komut veren ve duygularımızı motive eden program gibi olan niyet; bütün davranış ve fiillerimizin hayatı, ruhudur. Zihnî bir faaliyet olan niyetimiz kalpten beslenir. Ruh, duygu, düşünce, arzularımız üzerinde bir iksir, maya ve kimya tesiri yapar. Maya hamuru ekmeğe, sütü yoğurda ve yağa çevirdiği gibi, niyetlerimiz de işlerimizi olumlu veya olumsuzlaştırır.
Unutmayalım ki, niyetimiz düşüncelerimizi, düşüncelerimiz davranışlarımızı, onlar da hayatımızı etkileyip yönlendirirler. Dimağ ve kalbimize arzu, istek, duâlarımızla olduğu gibi niyetlerimizle de "olumlu-olumsuz" mânâlar yükleriz. Farkına varmasak bile (şuuraltı diye de ifade edilebilir) beynimize verdiğimiz emirler, işler, niyetlerimiz istikametinde şekillenir. Çünkü niyet, bir maya, bir iksir ve kimyadır. Düşüncelerimizi reaksiyona sokar, olayları değiştirir.
İç âlemimiz de istek, düşünce ve niyetlerimizle şekillenir. Tıpkı, evimizi istediğimiz renge boyamamız, dekorasyonunu ayarlamamız gibi. "Ameller/işler niyetlere göredir. Kişi için ancak niyetinin karşılığı vardır"(2) hadisi bunu ifade eder.
Cansız maddelerin, gayet ince ve akıcı madde ötesi ışınlardan oluşan bir enerjilerinin bulunduğu ve bunu etraflarına yaydıkları fizikî bir kuraldır. Ruhî ve zihnî bir dalga boyu olan niyetin titreşimleri hem etki, hem de tepki verir. Dolayısıyla iç ve dış dünyamıza tesir ederler.
Bediüzzaman'ın tesbitiyle, evliyalığın, samimiyetin ve sair duyguların kerameti (olağanüstü, harika hali) olduğu gibi, halis bir niyetin dahi kerameti vardır; yani, olağanüstü sonuçları vardır. Güzel sözün, olumlu bakışın, sevginin; canlıları olumlu etkilediği, negatif telkin ve çirkin sözlerin ise olumsuz tesir yaptığı ilmî bir tesbittir.
İnsanlar, hayvanlar ve çiçekler, bu yaklaşım tarzımızı algılarlar. Kuantum fiziğine göre, var olan kâinattaki her varlık, duygu ve hisleri derecesinde, bizim niyetlerimizden etkilenir. Bediüzzaman'ın, "Niyet öyle bir kimyadır ki, şişeleri elmasa çevirir"(3) sözü, bu hakikati ifade eder. Demek samimî, halis niyetimiz hizmetlerimiz üzerinde bir iksir, bir kimya, bir maya etkisi yapar, fevkalâde gelişmelere zemin hazırlar.
Neye niyet edersek; karşımızda onu buluruz. Olumlu niyet güzel; olumsuz niyetler de bencilce beklentiler içine girilmesine sebep olur. Atalarımız bunu, "Niyet hayır, akıbet hayır veya niyet hayır, akıbet selâmet" tarzında vecizeleştirmişlerdir.
Halis niyet pozitif enerji, kötü niyet ise negatif enerji saçar. Niyetin müsbet, yani olumlu olması, bir işe veya beklentiye girenin aklının ve vicdanının yettiği kadar diğergâm olmasını sağlar. İşlerimiz, faaliyetlerimiz (hizmetlerimizde) niyetlerimizin kesinliği, büyüklüğü, ısrar sayısı, samimiyeti, içtenliği ölçüsünde sonuçlar alırız. İşlerimizin iyi gitmemesi, hizmetlerimizin aksamasının ana sebebi, zihin ve kalbimizin ortak fonksiyonu niyetlerimizin halis olmamasıyla ilgili.
Dipnotlar:
1. Mesnevî-i Nuriye, s. 46.; 2. Sözler, s. 246.; 3. Buhârî, İman: 41;
14.01.2008
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|