Allah’ın hayrını dilediği kimse olmayı kim istemez? Buyrun:
“Allah kimin hayrını isterse onu dinde derin anlayış sahibi kılar”1 buyuruyor Sevgili Peygamberimiz (asm).
İnsanın, kendisini yoktan yaratan, en güzel organ, duygu ve yeteneklerle donatan, sayısız nimetlerle besleyip büyüten, zerreden kürelere kadar herşeyi emrini veren Rabbini, Onun peygamberini, dinini öğrenmesi kadar önemli ne olabilir hayatta? Herşeyden önce bu, Allah’ı sevme, saygı duyma ve kadirşinaslıkta bulunmanın bir ifadesidir.
Elbette Onun dinini öğrenmek zorundayız.
Basit bir makinenin bile kullanma kılavuzu varsa, insan gibi üstün, mükemmel ve canlı makinenin de kataloğu olmalı. Bu katalog hiç şüphesiz Kur’ân-ı Kerîm ve öğreticisi olan Resûl-i Ekrem’dir (asm).
Kitap ve Sünnet diye de ele alabileceğimiz bu hakikatler, insana hem dünya, hem de ahirette mutlu olmanın yollarını gösterirler. Onları tanımamak, emirlerine uymamak; sıkıntı, stres ve bunalımları da peşinen üstlenmek demektir. Hayat o zaman zindana döner, huzur kaçar.
Biz Allah’a ne kadar önem verirsek Allah da bize o kadar önem verir. Biz Allah’ı, dinini ne kadar sever, öğrenir, öğrendiklerimizi yaşamaya çalışırsak Allah da bizi o kadar sever, ödüllendirir.
Allah’a önem vermek, dinini sevmek demek gönderdiği kitap ve Elçisine kulak vermek demektir.
Şu dünya misafirhanesinde kendini misafir telakki edip misafirhane sahibinin emir ve istekleri doğrultusunda hayatını geçiren insandan daha mutlu kim vardır?
Allah’ın en çok değer verdiği insanlar dinini öğrenme ve yaşama konusunda gayret gösteren insanlardır. Böyle kimselere insanlar bile değer verir, onlara evliyâ gözüyle bakarlar. Allah dostlarıdırlar, sevgili kullarıdırlar onlar.
“De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir”2 âyetine bu açıdan baktığımızda, Allah’ın dinini öğrenmek demek Onun elçisini tanımak, onu model almak, onun gösterdiği yoldan gitmek demek değil midir? Bu, Allah’ı sevmenin olduğu gibi, Allah’ın da bizi sevmesinin gereğidir.
Bize Kur’ân’ı getiren, anlatan, açıklayan ve Kur’ân’a en güzel ayna olan da o değil midir?
Elbet Kur’ân’ı iyi anlamak için de onun yaşayan şekli olan Peygamberimizi (asm) iyi öğrenmek zorundayız.
Bu yolda gayret gösteren insanlar, Allah’ın sevgili kullarıdır. Ve bu kullarını Allah hem dünyada, hem de ahirette mükâfatlandırır.
Dipnotlar:
1- Buhârî, İlim: 10; Müslim, İmare: 175; Tirmizî, İlim: 4. 2- Âl-i İmran Sûresi: 31.
24.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|