Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 14 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Allah’ın kulunu sevmesi



Sevgilerin en büyüğü, en yücesi şüphesiz Allah’ın kulunu sevmesidir. Bundan daha büyük bir mutluluk düşünülemez bir insan için.

Peki, Allah kulunu nasıl sever?

Kul Allah’ı sevdiğinde, sevgisini sadece sözle değil fiilen gösterdiğinde.

Bu sevgiyi fiilen göstermenin nasıl olması gerektiğini ise bir âyetten öğreniyoruz. Cenâb-ı Hak buyurur ki: “[Ey Resûlüm] de ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.”1

Demek kişi Allah Resûlüne tâbi olur, onun yaptıklarını yapar, yapmadıklarından kaçınır, kısaca onun gibi olursa Allah’ı sevdiğini göstermiş olur.

Bunun için Kur’ân, a’dan z’ye yaşamaya çalışılır ve sevilenler Allah için sevilir.

Evet, sevdiklerimizi Allah hesabına seversek Allah’ı sevdiğimizi göstermiş oluruz.

Yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz, yararlandığımız her şeyi Allah adına, Allah yolunda ve emrettiği şekilde kullanıyorsak bunları Allah adına sevmiş oluruz.

Diyelim ki bir arkadaşımızı, bir dostumuzu seviyoruz, bunun gereği olarak birçok fedâkârlıklara katlanıyoruz. Bu sevgi Allah içinse Allah’ın bizi sevdiğini unutmamalıyız.

Müslim’de yer alan bir hadis-i şeriften öğrendiğimize göre2 bir adam başka bir yerde bulunan arkadaşını ziyaret etmek için yola çıkar. Cenâbı Hak bu adamın yolu üzerine bir melek gönderir. Adam meleğin yanına geldiğinde melek ona, “Nereye gidiyorsun?” diye sorar. Adam ona, “Şu köyde oturan kardeşimi ziyaret etmek istiyorum” diye cevap verir.

Melek tekrar sorar: “Senin bunda bir menfaatin var mı?”

“Hayır” der adam. “Benim onda hiçbir menfaatim yok. Onu Ancak Allah için severim.”Melek kendisinin Allah’ın gönderdiği bir melek olduğunu söyler. Sonra da şöyle der: “Madem arkadaşını karşılıksız, sırf Allah için seviyorsun. Senin arkadaşını sevdiğin gibi Allah da seni seviyor.”

“Her şeyde bir ihlâs var. Hatta muhabbetin de ihlâsla bir zerresi, batmanlarla resmî ve ücretli muhabbete tereccüh eder [üstün gelir]” diyen Bediüzzaman Hazretleri de şâirin şu nefis sözünü naklediyor: “Ben sevgim için bir rüşvet, bir ücret, bir mukabele, bir mükâfat istemiyorum.”

Evet, her şeyin olduğu sevginin de ihlâslı olması bir anlam ve kıymet ifade ediyor.

Dipnotlar:

1. Âl-i imran Sûresi: 31.

2. Müslim, Birr: 38.

14.12.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (13.12.2007) - Cennetlikler, Cehennemlikler

  (12.12.2007) - Karanlığa ışık yakmak

  (11.12.2007) - Gençlik ne zaman felâket olur?

  (10.12.2007) - Allah’tan haya etmek

  (09.12.2007) - İnsanın kıymeti

  (08.12.2007) - Ömrümüzü nasıl tüketiyoruz?

  (07.12.2007) - Borçlu kalmamak

  (06.12.2007) - Borçtan kurtulma azmi

  (05.12.2007) - Sıkıntıdan kurtulmak

  (04.12.2007) - Kadere iman olunca

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri