Haya, yani utanma duygusu insanı utandıracak, yüzkızartıcı davranışlar yapmaktan alıkoyar. Onun içindir ki bu güzel duygu imandan sayılmıştır.1
Bütün peygamberlerin üzerinde ittifak ettikleri bir söz vardır. O da, “Haya etmedikten sonra dilediğini yap”tır.2
Gerçekten haya etmeyen insanın yapamayacağı kötülük yoktur.
İnsan her şeyden önce Allah’tan haya etmelidir.
Peki, Allah’tan haya nasıl olur?
Birgün kâinatın Efendisi (a.s.m.), Ashabına, “Allah’tan hakkıyla haya edin” buyurmuşlar, onlar da, “Ya Resûlallah, Allah’a hamdolsun, biz haya ediyoruz” diye karşılık vermişlerdi. “Sizin anladığınız mânâda değil” buyurdu Allah Resûlü. Ve şöyle anlattılar Allah’tan hakkıyla haya etmeyi: “Allah’tan hakkıyla haya etmek, başı ve başın içindekileri, karnı ve karnın içindekileri haramdan korumak, birgün ölüp gideceğini ve gelebilecek musibetleri hatırda tutmaktır. Ahireti isteyen dünya ziynetlerine gönül kaptırmaz. Kim böyle davranırsa Allah’tan hakkıyla haya etmiş olur.”3
Görüldüğü gibi İslamın bütün emir ve yasakları meleklerin dahi saygı duyacağı mükemmel bir insan modeli ortaya koymak içindir. Yine İslâmın bütün emir ve yasakları Cennete lâyık adam yetiştirmek içindir. Böyle insanlar ideal insanlardır. Bunlar sayesinde dünya da Cennete döner. Öyle ya, Allah’tan haya eden insan aklının, fikrini, duygularını hep güzelliklerle donatır. Zararlı, kötü şeylere yer vermez. İyi şeyleri düşünür, iyi şeyleri hayal eder, iyi şeylere akıl yorar, bütün yetenek ve duygularını güzel meyveler verecek hale getirir.
Ya karın? Karnını haram lokmayla dolduran insan ne yaptıklarından haz duyar, ne duası kabul olunur, ne de huzur bulur.
Helal lokma ise hayatın tadına varmak demektir. Kişi o zaman yediğinden içtiğinden lezzet alır, zevk ve şevkle işine sarılır, ibadetlerinin zevkine varır, mutlu ve huzurlu bir hayat geçirir.
Dinimiz bize dünya nimetlerinden, ziynetlerinden yararlanmayın demiyor. Aksine helâl ve meşrû dairede kalmak şartıyla bütün nimetlerin mü’minin emrine âmâde edildiğini söylüyor. Şu var ki mü’min bu nimetlere sahip olacak, ama gönlünde yer tutturmayacaktır. Yani bunların sevgisi Allah’ın sevgisi yerine oturmayacak, hiçbiri onu kulluktan uzaklaştırmayacak, aksine daha da Allah’a yaklaştıracaktır.
İşte bunlar yapıldığında Allah’tan hakkıyla haya edilmiş olur.
Dipnotlar: 1. Tirmizî, Birr: 65; İbni Mace, Zühd: 17. 2. Buharî Enbiya; 54; Ebu Davud, Edep: 6; İbni Mace, Zühd: 17. 3. Tirmizî, Kıyame: 24
10.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|