Zaman zaman insan, musîbetlerin altında ezilir, içini bir kısım sıkıntılar sarar, gönlü daralır, işlerin içinde boğulur, hayat nerdeyse yaşanmaz hâle gelir.
Böyle bir anda insan için Allah’a sığınmaktan başka yol kalmaz. Duâ en büyük sığınak ve dayanak olur.
Peki, duâlarımız ne ölçüde kabul edilecektir? Bunun çok önemli bir yolunu Peygamberimiz (asm) gösteriyor bize. Buyuruyorlar ki: “Kim duâlarının kabul edilmesini, sıkıntılardan kurtulmayı isterse zor durumda bulunan birini sevindirsin.”1
Bulunduğumuz çevre, yaptığımız iş icabı maddeten veya mânen sıkıntıya düşmüş insanlarla karşılaşabiliriz. Bu bir yakınımız, bir dostumuz, bir arkadaşımız, tanıdığımız veya tanımadığımız biri olabilir. Bazan bir iki güzel söz, ufak bir destek sıkıntıda bulunan kişiyi rahatlatabilir, makbul duâsını almamıza vesile olabilir. Diyelim ki siz ticaretle uğraşıyorsunuz, müşteriyle olan diyaloglarınızda bu vasfınız ön plana çıkacak, kolaylaştırıcılığınızla hem müşterinizi, hem de Rabbinizi hoşnut edeceksiniz. Olur ya, sattığınız bir malı müşteriniz değiştirmek isteyebilir veya geri getirebilir. Katı olmanıza gerek yok. Onu geri bile alabilmelisiniz. Bu hususta şöyle bir müjde var: “Kim sattığı malı, iade eden müşterisinden geriye alırsa, Allah da Kıyamet gününde onun günahlarını affeder”2 buyuruyor Peygamberimiz (asm).
Diyelim ki bir malı satıyorsunuz veya borç alıp veriyorsunuz. Satarken de, borç alıp verirken de, kolaylık göstermek prensibiniz olmalı. Efendimiz (asm) böyle kimseler için duâ ediyor: “Birşey sattığında, satın aldığında ve alacağını istediğinde kolaylık gösteren kimseye Allah da merhamet etsin.”3
Şu müjdeler de oldukça sevindirici değil mi? Kâinatın Efendisi (asm) buyuruyorlar ki: “Kim darda kalmış borçluya süre tanır veya alacağını bağışlarsa Allah o kimseyi Kıyamet günü Arş’ından başka hiçbir gölgenin bulunmadığı bir günde Arş’ının gölgesinde gölgelendirecektir.”4
Mahşer günü geçmiş ümmetlerden biri getirilir, Melekler, “Senin bir hayrın var mı?” diye sorarlar. “Hayır” der adam. “Hatırlamaya çalış,” derler. O da, “Ben insanlara borç verir, sonra bu borçları toplayan adamlarıma zorda olanlara mühlet vermelerini, durumu iyi olanlara da kolaylık göstermelerini emrederdim” der. Cenâb-ı Hak da “O kulumu affediniz!” emrini verir.5
Başkalarına nasıl davranırsak Allah da bize öyle muamele eder.
Dipnotlar:
1- Fethu’r-Rabbanî, 15: 84 (Hadis no: 277.)
2- Ebû Davud, Büyu’: 52; İbni Mace, Ticaret: 26.
3- Buharî, Büyu’: 16; İbni Mace, Ticaret: 28.
4- Tirmizî, Büyu’: 65; Buharî, Büyu’: 18; İbni Mace, Sadakat: 14.
5- Buharî, Büyu’: 17; Müslim, Müsakat: 26.
05.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|