* Hangi cemaat, meslek ve meşrepte olursa olsun, İslâm dairesi içinde olan herkese karşı uhuvveti hissetmek, sevgi ve saygı duymak. Ehl-i hak ve ehl-i imanla ittifak etmek.
* Hizmet ehli ile rekabet etmemek.1
* Tarafgir davranmamak, daima haktan yana olmak.
* Müdakkik, zekî bir muhatap, icabet eden ve kontrolör olmak.
* Hizmet-i Kur’âniyede bulunan kardeşlerini tenkit etmemek; yalnızca noksanını tamamlamak, kusurunu örtmek, ihtiyacına ve vazifesine yardım etmek.2
* En müthiş maraz ve musibet olan cerbeze (gerçekleri saptırma) ve gurura dayanan tenkitten uzak kalmak.3 (Mihenge/ölçüye vurmak ayrı, tenkit ayrıdır.)
* Kendi namına hazm-ı nefs etmek (kendini yermek), gururlanmamak; millet (ve cemaat) nâmına iftihar etmek; asla hazm-ı nefs etmemek.4
* Herkese, özellikle ehl-i hizmete adâlet-i İlâhiye noktasında muâmele ile muhabbet ve hürmet etmek.5
* İnsaflı olmak. Yani, “Mesleğim haktır,” yahut “daha güzeldir” diyebilmek. Yoksa başkasının mesleğinin haksızlığını veya çirkinliğini îma eden “Hak yalnız benim mesleğimdir” veyahut “Güzel benim meşrebimdir” dememek.
* Cemaat zamanı olduğunu, fert çok zayıf kaldığını bilmek ve şahs-ı mânevîye sarılmak.
* Hakkı, batılın hücumlarından kurtarmak için gayret etmek.
* Nur mesleği tahrip ve tecavüz değil, müdâfaa ve tamir etmektir.6
* Cemaatin en önemli özelliklerinden birisi de istişaredir. Dolayısıyla şahsî fikirler ve tasavvurlardan uzak kalmak; meşveret kararlarına uymak.
* Müsbet hareketle tesanüdün bozulmaması için dikkat etmek.7 Tesanüdü bozarak cemaatin tadını kaçırmamak.8
* Sıhhatli ve istikametli birlik, Nur cemaatinin temel esasıdır.9
* Hayat, vahdet (birlik) ve ittihadın neticesi olduğundan Müslümanlarla kaynaşarak ittihat için çalışmak.10 Bilhassa fırtınalara karşı tesanüde, ittihada önem vermek.11
* Âsâyişi (emniyeti) muhafazayı netice veren müsbet iman hizmeti içinde herbir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mukabele etmek.
* Hürriyet imanın özelliği olduğundan hürriyetçi olmak ve demokratik zihniyete yardımcı olmak; bunun imana endirekt hizmet olduğunu bilmek.
* Kimden olursa, kime karşı yapılırsa yapılsın şiddete, zulme, istibdata, haksızlığa karşı gelmek. Müstebitleri/diktatörleri asla alkışlamamak.
* Kur’ân ve hadîsçe haber verilen, her tarafı kasıp kavuran deccalizm, süfyanizm ve ifsat komitelerinin fitnelerine karşı uyanık olmak. Onlara siyasetle değil, ancak imân ve Kur’ân nurlarıyla mukabele edilebileceğinin şuuruna varmak.12
* Âl-i Beyt’e muhabbeti esas tutmak.
* Şeytandan ve “fasık siyasetdaşını melek; dindar muhalifini şeytan görme” gibi dehşetli siyâsî anlayıştan Allah’a sığınmak.
* Hakkın hatırını yüksek tutmak; hiçbir hatıra fedâ etmemek.13
* Müfsitlere/bozgunculara aldanmamak; hizmet ehlini mihenge (Kur’ân ve Sünnet’e) vurmak.14
* Dünyaya, enaniyete ait her şeyi feda etmek; nefsi susturmak.15
* Başkalarını dalâletle suçlamak yerine, yardımcı olmak.16
* Duygularını kontrol etmek.
* Çaresi bulunan şeyde acizlik gösterip bahanelere; çaresi bulunmayacak meselelerde de cezaya sarılmamak.
* Ümit ve korku dengesini korumak ve asla ümitsizliğe düşmemek. Gelişmenin birinci düşmanının ümitsizlik olduğunu bilmek.
* İslâmın yüzde doksan dokuzu iman, ibadet, ahlâk; yüzde biri siyasettir. Dolayısıyla siyaseti en geri plana itmek. (İlgi alanı ile etki alanını karıştırmamak.)
Dipnotlar: 1-Lem’alar, s.145-146.; 2-Lem’alar, 164-165.; 3-Hutbe-i Şamiye, s. 147.; 4-Sünûhat, s. 20.; 5-Mektûbât, s. 354.; 6-Kastamonu Lahikası, s. 48.; 7-Kastamonu Lâhikası, s. 172.; 8-Barla Lâhikası, s. 87.; 9-Mektûbât, s. 459.; 10-Barla Lâhikası, s. 87.; 11-Kastamonu Lâhikası, s. 172.; 12-Tarihçe-i Hayatı, s. 131.; 13-Münâzarât, s. 49.; 14-Münâzarât, s. 49.; 15-Kastamonu Lâhikası, s. 181.; 16-Muhakemat, s. 32.
04.12.2007
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|