Cenâb-ı Hak her kulunu gücü ve kuvveti ölçüsünde değişik imtihanlara tâbî tutar. Hz. İbrahim’le (as) Hz. İsmail’in (as) imtihanları da büyüklükleri ölçüsünde çetin olmuştu.
Ya bizlerin imtihanı?
Rabbimiz Kur’ân’ında, “İnsanlar ‘Îmân ettik’ demekle bırakılıp da imtihan edilmeyeceklerini mi sandılar? And olsun ki, Biz onlardan evvel gelip geçenleri de imtihanlara uğrattık. İşte, îmânında sadâkat sahibi olanlarla yalancıları Allah böylece ayırd eder”1 buyuruyor.
Demek her doğan belli bir yaşa geldikten sonra mutlaka imtihana tâbi tutulacak, sadıklarla kâzipler, yani yalancılar ortaya çıkacak.
Peki, bu imtihan nelerden ve ne sûretle olacak?
Bir âyette de bu husus şöyle anlatılıyor: “And olsun ki Biz sizi birtakım korkular ve açlıklarla ve mal, can ve mahsul eksikliğiyle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele!
“O sabredenler ki başlarına bir musibet geldiğinde ‘Biz Allah’ın kullarıyız; sonunda yine Ona döneceğiz’ derler.
“İşte Rablerinin mağfiret ve rahmeti onların üzerinedir. Doğru yola ermiş olanlar da onlardır.”2
Hz. İbrahim (as) evlâdıyla imtihan olunmuştu, kazandı.
Hz. Eyyub (as) hem malı, mülkü, çocukları, hem de bedeniyle imtihan olunmuştu başardı.
Hz. Süleyman (as) saltanatını kaybetmekle denendi, muvaffak oldu.
Hz. Yakub (as) çok sevdiği evlâdını kaybetmekle imtihan oldu, sabretmekten başka birşey yapmadı.
Hz. Yusuf (as) iffet imtihanında başarılı oldu.
Allah hiçbir kuluna dayanamayacağı bir yükü yüklemez, altından kalkamayacağı sorumluluğun altına atmaz, hiçbir kulu takat getiremeyeceği bir imtihanla imtihan etmez.
Kula düşen nimetleri olduğu gibi musibetleri de Allah’tan bilmek, sır ve hikmetlerini düşünüp şükür ve sabretmektir.
Ne nimetler gurur ve kibire, ne de belâ ve musibetler şikâyet ve isyana sevk etmelidir.
Şükretmesini ve sabretmesini bilen kazanır.
Dipnotlar:
1- Ankebût Sûresi: 1-3.
2- Bakara Sûresi: 155-157.
22.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|