Birgün Hz. Ömer’e Uyeyne bin Hısn geldi: “Ey Hattab’ın oğlu” dedi. “Bize hakkımızı fazlasıyla vermiyor, bize adaletle hükmetmiyorsun.” Kızdırmaya yetmişti bu sözler Hz. Ömer’i (ra). Zerre kadar Resûlullah’ın (asm) yolundan ayrılmayan, her konuda hakkı hakikati gözeten, adeletiyle ün salan Hz. Ömer (ra) için söylüyordu bu ölçüsüz sözleri Uyeyne bin Hısn. Yanında yeğeni Hür bin Kays da vardı. Hür bin Kays, Hz. Ömer’in (ra) yanında itibarlıydı. Bu sözler üzerine Hz. Ömer’in (ra) kızıp Uyeyne’nin üzerine yürüdüğünü görünce, onu teskin edici bir kısım sözler söyledi. Hz. Ömer (ra) âdeta kılı dahi kıpırdamadan söylenenleri dinledi.
Neydi Hz. Ömer’i teskin eden? Söylenenler Allah’ın kelâmındandı. Âyet okumuştu Hür bin Kays. Âyet; “Kolaylık göster, affa sarıl, iyiliği tavsiye et, câhillerden yüz çevir” meâlindeki A’raf Sûrsinin 199. âyetiydi.
Olayı anlatan İbni Abbas (r.a.), “Hz. Ömer âyet okunurken kılını kıpırdatmıyordu. Allah’ın hitabına son derece bağlı ve saygılıydı”1 der.
Onun gözünde hakkın hatırı âliydi. Hiçbir hatıra fedâ edilmeyecek, akan sular duracak kadar büyüktü.
Allah, peygamber dedin mi, ne kadar öfkeli de olsa dururdu Hz. Ömer (ra). Birgün Hz. Bilâl’le Hz. Eslem konuşuyorlardı. Hz. Bilâl, Hz. Eslem’e Hz. Ömer’i (ra) sordu: “Nasıl buluyorsun?” dedi. O da iyi olduğunu, fakat öfkelendiğinde kıyameti kopardığını söyledi. Hz. İbni Abbas’ın dikkat çektiği gibi, Hz. Bilâl ona öfkelendiğinde Kur’ân okumasını tavsiye etti.
Birgün de Hz. Ömer Malikü’d-Dar’a bağırarak kırbacını çıkarmıştı. Tam vuracağı sırada, “Sana, Allah adı veriyorum, vurma” deyince elindeki kırbacı atıp, “Bana en büyük şeyi hatırlattın” demişti.
Salim, Hz. Ömer’in oğlu Abdullah’ın hizmetçisine aslâ lânet okumadığını, bir defasında nasıl olduysa kötü söz söylediğini, bunu affettirmek için onu azad ettiğini söyler. Bir defasında da bir hizmetçisine lânet edecek olmuş, sözünü tamamlayamadan, “Bu benim asla söylemek istemediğim bir söz” diyerek vazgeçmişti.2 Çünkü Allah Resûlü (asm) Mü’mini iyiliklerin insanı olarak göstermişti. Sevgi, şefkat, merhamet insanıydı Mü’min. Buyurmuşlardı ki: “Mü’min başkalarının kusurlarını başa kakan, lânet eden, kaba, çirkin söz ve davranışları olan, edebe aykırı sözler söyleyen kimse değildir.”3
Onların boyunları, Allah ve Resûlü’nün sözleri karşısında kıldan inceydi.
Dipnotlar: 1- El-Müntehap, 4:413. 2- A.g.e. 3- Hılyetü’l-Eviiya, 1:307. 4- Tirmizî, Birr: 48.
15.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|